COŞKULU 1 MAYIS

COŞKULU 1 MAYIS
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

1 Mayıs İşçi Bayramı’ndaki ikinci etkinlik ise çeşitli sendika, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin katılımı ile saat 15.00’de yapıldı. Kentin değişik noktalarında bir araya gelen binlerce işçi sloganlarla Kurşunlu Otoparkı’na yürüdü. Katılımcıların coşkusu ile dikkat çeken ikinci etkinlikte hükümet politikaları eleştirilerek, emekçilerin hakları dile getirildi.

 

Hak-İş’in sabah saatlerinde kutladığı 1 Mayıs İşçi Bayramı’nın ardından saat 15.00’da ikinci kutlamalar için start verildi. Aralarında Emek Partisi, Halkların Demokrasi Partisi, Hacı Bektaşi Veli Derneği gibi örgütlerin bulunduğu bir grup Yoğunburç’ta bir araya gelerek miting alanına hareket etti. Grup yol boyunca, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Berkin Elvan 15’inde bir fidan”, “Her yol rüşvet, her yer yolsuzluk”, “Yaşasın 1 Mayıs” şeklinde sloganlar atarken, HDP kortejinden de Kürtçe sloganlar yükseldi. Yürüyüş sırasında ise yol kenarındaki bazı kişilerin bozkurt işareti yaparak gruba tepki göstermesi dikkat çekti. Grup İstasyon Caddesi’ne geldiğinde ise HDP’lilerle bir kişinin tartıştığı görüldü. Tartışma güvenlik güçlerinin araya girmesiyle büyümeden önlendi.

KÖYTÜR İŞÇİLERİ EN ÖNDE

Kortejde Köytür işçilerinin en önde yürümeleri dikkat çekti. DİSK’e bağlı Gıda İş Sendikası’nda örgütlenen ancak işveren tarafından baskılara maruz kalan işçiler en önde yürüyerek, kamuoyunun dikkatini bir kez daha Köytür’e çekmek istedi.

Kentin farklı noktalarından gruplar halinde gelenler, Kocasinan Belediyesi önünde kortej oluşturarak, sloganlarla,  törenin yapılacağı Kurşunlu Otopark’ına yürüdü. Polis kontrolünden geçerek alana giren binlerce kişi tören başlangıcında başta 1 Mayıs 1977’de hayatını kaybedenler olmak üzere 1 Mayıs kutlamalarında ve iş kazalarında hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulundu. Etkinlikte ilk olarak DİSK Bölge Temsilcisi Cumaali Sağlam söz aldı. Hak-İş’in diğer emek örgütlerinden farklı olarak 1 Mayıs etkinliği düzenlemesini ve etkinliğe katılacaklar arasında çekiliş yapılacağını açıklamasını 1 Mayıs’ın içine boşaltmak olarak yorumlayan Sağlam, “Emeğin ürettiği tüm değerlerin ayakkabı kutularında bir avuç azınlığa servis edildiği; işçilerin en temel hak, özgürlük ve eşitlik  taleplerinin görmezden gelindiği; taşeronlaşmanın ve güvencesizleştirmenin temel istihdam politikası haline getirildiği; barınmadan ulaşıma, eğitimden sağlığa kadar tüm kurumsal hizmetlerin piyasanın hizmetine bırakıldığı; Kentlerimizin, doğamızın yağmaya ve talana terk edildiği; her gün 4 ila 7 işçinin iş cinayetlerine kurban verildiği; ucuz istihdam stratejisi gereği kadın ve çocuk emeğinin tercih edildiği; haber alma haklarımızın engellendiği, yasaklandığı, sansür edildiği, özgür medya çalışanlarının tutuklandığı; evrensel hukuk ilkelerinin hiçe sayıldığı, katillerin sırtlarının sıvazlandığı hatta serbest bırakıldığı; hakkın, hukukun, umudun gaz fişekleri ve TOMA’larla bastırılmaya çalışıldığı; sendikal hak ve özgürlüklerinin sınırlandırıldığı, gasp edildiği her türlü fiili mücadele ve direnişini bastırılmaya çalışıldığı günlerden geçiyoruz. Bölgemizde de buna benzer sorunlar yaşıyoruz. DİSK’e bağlı Birleşik Metal İş Sendikamızın örgütlü olduğu CEHA’da yaşananlar hepimizin bilgisi dahilinde sendikaya üye oldular diye işten atılan arkadaşlarımızın baskı görenler sendika yetki almasın diye işbirlikçi sendikalarla ortak hareket edenleri gördük. Ayrıca Gıda İş Sendikamızın örgütlü olduğu Köytür çalışanlarının da haklı mücadelerini buradan bu 1 Mayıs alanından alkışlıyor, hoş geldiniz diyorum” şeklinde konuştu.


KÖLE OLMAYA DİRENİYORUZ!

KESK Dönem Sözcüsü SES Şube Başkanı Orhan Karakaya ise konuşmasında, “Tüm mağdurlara, yoksullara, dışlananlarla, işsizlerle, işçilerle, kamu emekçileriyle, kadınlarla, gençlerle, emeklilerle, basın emekçileriyle omuz omuzayız. Ve bu bilinçle taleplerimizle, rengarenk bayraklarımızla, türkülerimizle, halaylarımızla, tek yüreğiz. Bizler insanca yaşamak, onurlu yaşamak istiyoruz. Bu yüzden taşeron çalıştırmayla, özel istihdam bürolarıyla, esnek çalıştırmayla, sözleşmeli personel uygulamalarıyla köle olmaya direniyoruz. İnsanlığa yakışmayan bu uygulamalarla ve onun varlık nedeni kapitalizmle mücadele etmeye, onu yıkmaya kararlıyız. Bu yüzden kıdem tazminatımıza, örgütlenme hakkımıza sahip çıkıyoruz. Bu yüzden grev ve gerçek toplu sözleşme ile örgütlenme ve siyaset yapma hakkımızın engellenmesine karşı çıkıyoruz. Bizler insanca ve onurlu yaşamak istiyoruz. Bu yüzden ölümüne çalıştırılmaya, simit hesabıyla yapılan artışlara, pazarda alınıp, satılan bir meta muamelesi görmeye hayır diyoruz” sözleriyle görüşlerini dile getirdi.

Taksim’in emekçilere yasaklanmasını da eleştiren Karakaya, “AKP faşizan uygulamaları sadece Taksim yasağı ile değil her alanda dolu dizgin devam ediyor. Yerel seçimi İstiklal Savaşı’na benzeten hükümet seçim sonrası saldırılarını artırdı. Bu saldırıların sonuncusu Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde yaşandı. 14 kamu emekçisinin işine son verildi, yüzlercesi sürgün edildi. Ülkemiz insanlarının geleceği Başbakan’ın, Ankara Büyükşehir çalışanlarının iş güvencesi ise Melik Gökçek’in iki dudağı arasına sıkıştırılmak isteniyor. Kamu kurumları şirket gibi yönetiliyor, kamu hizmetleri kar zarar hesabı üzerinden piyasaya peşkeş çekiliyor” şeklinde konuştu.

“SÖZ SAHİBİ OLMADIĞIMIZ BİR DÜZEN İSTEMİYORUZ”

Türk-İş’e bağlı TÜMTİS İl Temsilcisi Yaşar Alicanoğlu ise konuşmasında, “Biz kar için, rant için deresi kurutulan, toprağı zehirlenen köylüyüz; mahallesinden sürülen yoksul emekçiyiz; inşaat çılgınlığıyla güneşi, parkları, ağaçları çalınan kentliyiz; kendi yaşadığımız alanlar hakkında söz sahibi olmadığımız bir düzen istemiyoruz. Biz bu ülkenin bütün ötekileriyiz; dinimiz, mezhebimiz, dilimiz, kültürümüz, cinsiyetimiz nedeni ile ikinci sınıf yurttaş muamelesi görmek, yok sayılmak, ayrımcılığa maruz kalmak istemiyoruz. Bizler bu ülkenin sanatçılarıyız, aydınlarıyız ne düşüneceğimize ne söyleyeceğimize, neyi araştıracağımıza iktidarın müdahale etmesini istemiyoruz. Zihinlerimizin ve düşüncelerimizin sansürle, baskıyla, işsizlik tehdidi ile terbiye edilmeye çalışılmasını kabul etmiyoruz. Ve biz Ali İsmail Korkmaz, Ethem’iz, Ahmet’iz, Abdocan’ız, Mehmet’iz, Hasan Ferit Berkiniz bir başka dünya isteriz ve o dünyayı ancak ve ancak kendi ellerimizle kuracağımızı biliriz. Taleplerimizi bir kez daha haykırıyoruz. Güvenceli iş güvenceli gelecek istiyoruz. İnsan onuruna yakışır asgari ücret istiyoruz. İş cinayetleri son bulsun istiyoruz. Kıdem tazminatlarımız gasp edilmesin istiyoruz. Örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılsın istiyoruz. Sahte toplu iş ilişkileri yasası değil, demokratik bir yasa istiyoruz. Taşeronlaşmaya ve kayıt dışı ekonomi engellensin istiyoruz. Herkes için adalet ve barış istiyoruz.”

KOCASININ HAKKI İÇİN KÜRSÜYE ÇIKTI

Konuşmacılardan biri de Köytür işçilerinden Ali Osman Aytürk’ün eşi Emsal Aytürk oldu. DİSK’e bağlı Gıda İş Sendikası’na üye oldukları için eşinin ve çalışma arkadaşlarının işten atılma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını belirten Emsal Aktürk, “Eşim 14 saat çalışıyor. Ne çocuklarını ne bizi göremiyor. Biz insanca yaşayacak bir asgari ücret istiyoruz. Artık sesimiz duyulsun istiyoruz. Başbakan bizim sesimizi duysun” dedi.

Konuşmaların ardından 1 Mayıs İşçi Bayramı’na katılanlar halaylar çekerek, 1 Mayıs’ı kutladı.

Haber –Foto: Nejdet KALA