Cafer ZENGİN

ADALET ÇÖK'ER Mİ?

Cafer ZENGİN

Biz çabuk unuturuz.

Haksızlıklar gözümüzün önünde olur, ses etmeyiz.

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın deriz.

Bir acı düşer memleketin birine…

Sadece seyrederiz.

Bir de iki dost sohbetinde ah ederiz.

Evde televizyon ya da gazete başında vah da ederiz.

Sonra yeniden güne başlar, dün dediklerimizden çark ederiz.

Biz çabuk unuturuz.

Bu bizim huyumuz.

Çünkü, her daim acıyı kuruturuz(!)

Bu yüzden çoğumuz suskunuz (!)

Hani susmakta cevaptır derler ya bazen, değildir…

Aslında susmak, Van’da cinayettir…

İstanbul’da eziyettir.

Kars’ta çiledir.

Edirne’de vahşettir.

Kayseri’de dehşettir.

Hem sustu mu Hüseyin Kerbela’da?

Bak, susmadı.

Sussaydı zaten, tarih de yazmazdı?

Yaralar her Muharrem kanamazdı?

İşte susmadı vicdan ki; o feryat, o cesaret, o adalet bugün yine isyanda.

Aşure’nin, Hak bereketi kazanda.

Söyle sussan kardeşim, öldü mü Hüseyin Kerbela’da?

Ölmedi?

Hak bildiği yoldan dönmedi.

Menfaat uğruna zulüm karşısındaki ışığını söndürmedi.

Bak, Hüseyin sağında ya da solunda.

Bir bakmışsın arkanda ya da önünde.

 Ya denizde ya gökyüzünde…

Hüseyin, zulmün olduğu her yerde.

Demem o ki; artık yeter, Hüseyin belki Soma’da 301 madenci…

Hüseyin, Ermenek’te 18 madenci…

Isparta’da 17 mevsimlik işçi…

Rezidansta asansöre kurban edilen çaresiz emekçi…

Söyle susan kardeşim; haksızlık karşısında susmak dilsiz şeytanlık değil mi?

Ya da zulmeden, gücünün üstünde güç yükleyen kıyamet günü hasım değil mi?

Söyle susan kardeşim, zulmün olduğu her yer Kerbela değil mi?

Bu yüzden, onca felakete rağmen koltuğunda oturan, sonra da Ermenek’te sözüm ona espri yapıp, basın mensuplarına “çök” diyen Bakan karşısında susma kardeşim, çünkü asıl susan kaybeder memlekette…

Umutsuzluk yok öyle...

Yakışır mı mücadelesiz kaçmak size?

Elbet bir gün bu duyarsızlığın devri çök’er…

“Oğlum yüzme bilemezdi, suyun içinde ne yaptı” diyen Ayşe analar da güler…

Sahi, tabutlar gitti Ermenek’e, belli ki dolaylı yoldan hayat durdu demeye.

Şimdi ben, o acılı Baba olur ve sorarım: Saklamayın, öldü mü bizim oğlanlar?

Peki, hiç gitti mi bu işe sebep olanlar;

Sadece facia olunca mevzuya dört elle sarılıp, o Bakan’lar…

 

Yazarın Diğer Yazıları