DİSK: İşçileri ve ailelerini gözden çıkararak Koronavirüsle mücadele olmaz

DİSK: İşçileri ve ailelerini gözden çıkararak Koronavirüsle mücadele olmaz
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

DİSK Kayseri Bölge Temsilcisi Cumali Sağlam, işçileri ve ailelerini gözden çıkararak Koronavirüs salgını ile mücadelenin olamayacağını söyledi. Sağlam, ayrıca "En büyük işsizlik felaleti ile yüz yüzeyiz" dedi. 
 
Açıklamasında, "DİSK olarak öncelikle Covid-19 ile mücadeleyi canları pahasına yürüten sağlık çalışanları başta olmak üzere işinin başında olanları sevgiyle saygıyla selamlıyor ve bu onurlu mücadelede yaşamını kaybeden hocalarımızın ve sağlık çalışanlarının anısı önünde saygıyla eğiliyoruz" diyen Sağlam, "Covid-19 salgınında yitirdiğimiz yüzlerce yurttaşımızı saygıyla anıyor, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz" diyen Sağlam, şu ifadeleri kullandı, "Bu büyük felaketi, bu eşi görülmemiş salgını bilimle, bilim insanlarının ve emekçilerinin çabaları ile yeneceğiz.
İŞTEN ÇIKARMALAR YASAKLANMALI
 Covid-19 ile mücadele öncelikle bir halk sağlığı mücadelesidir. Covid-19 salgını öte yandan dünyada ve Türkiye'de milyonlarca çalışanın işini ve gelirini kaybetmesine yol açıyor. Türkiye tarihinin en büyük işsizlik felaketi ile yüz yüzeyiz.
 Kamuoyuna mal olan temel taleplerimiz her platformda açıkladık. Bu taleplerimizi hatırlatmak isterim.
 1- İşten çıkarmalar yasaklanmalı
2- Zorunlu mal ve hizmet üretimi dışında ücretli izin uygulanmalı
3- Tüm çalışanların gelirleri güvence altına alınmalı
4- İşsizlik sigortası ödeneğinden yararlanma koşulları kolaylaştırılmalı
5- Fatura ve kredi borçları ertelenmeli
6- En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine yükseltilmeli
 Covid-19 ile mücadelenin sosyal boyutunu güçlendirmek için diğer iki işçi konfederasyonu Türk-İş ve Hak-İş ile üç temel ilke konusunda mutabık kaldık ve şu üç öneriyi üç konfederasyon kamuoyuna duyurduk.
 1- İşten çıkarmaların yasaklanması
2- Zorunlu ve acil işler dışında mal ve hizmet üretiminin durdurulması
3- Gelir kayıpları için kısa çalışma ve işsizlik ödeneğinin koşulsuz devreye sokulması
 Ayrıca KESK, TTB ve TMMOB ile salgınla mücadelede 7 temel talep etrafında yaygın bir imza kampanyası başlattık. Bu kampanya büyük yankı buldu. Yüzlerce emek ve meslek örgütü ile siyasi parti ve dernek, yüzlerce milletvekili, aydın, sanatçı, gazeteci ve on binlerce yurttaş bu kampanyaya destek verdi.
Ayrıca DİSK olarak bir yandan uluslararası sendikal alanda yaşanan gelişmeleri öte yandan konuya ilişkin verileri de zamanında ve hızlı biçimde kamuoyu ile paylaşıyoruz.
 Bu süreçte en önemli hedeflerimizden biri de üyelerimizin Covid-19'a karşı sağlıklarının, işlerinin ve gelirlerinin korunması. Bugün sizlerle DİSK olarak örgütlü olduğumuz işyerlerindeki tabloyu ve üyelerimizin sağlıklarını, işlerini ve gelirlerini korumak için yaptığımız çalışmaları paylaşmak istiyorum.
 Sendikalarımızdan gelen bilgilere göre Genel-İş, Lastik-İş ve Birleşik Metal-İş sendikalarımızın örgütlü olduğu işyerleri başta olmak üzere en az 88 üyemizde Covid-19 pozitif tespit edilmiştir. En az 172 üyemiz karantinadadır. Ne yazık ki Genel-İş üyesi bir arkadaşımızı Covid-19 nedeniyle, Lastik-İş üyesi bir arkadaşımızı da Covid-19 şüphesiyle kaybetmiş bulunuyoruz.
 Sendikalarımız bu süreçte örgütlü oldukları kamu ve özel işyerlerinde salgına karşı etkin önlemler alınması için, Covid-19 pozitif vakaların olduğu işyerlerinde üretimin durdurulması için harekete geçti, gereken yerlerde üretimi durdurdu ve kamu makamları ile işverenler nezdinde girişimlerde ve uyarılarda bulundu.
 Bazı işyerlerinde üyelerimiz çalışmaktan kaçınma haklarını kullandı. Sendikalarımız işyeri düzeyinde ücretsiz izin uygulamalarına karşı çıktı ve işin durması ve azalması durumunda kısa çalışma olanağının kullanılmasını talep etti ve büyük oranda sonuç alındı.
 Bildiğiniz gibi DİSK üyelerinin önemli bir bölümü belediyeler ve hizmet sektörü gibi zorunlu ve temel hizmetlerin yürütüldüğü işyerlerinde çalışıyor. Zorunlu olarak çalışan üyelerimizin sağlıklarının ciddi bir biçimde korunması için kamu ve özel sektör işverenleri ile sürekli temas halindeyiz, önlemleri denetliyoruz ve eksik saptadığımızda bunların giderilmesi için harekete geçiyoruz.
 Bu kapsamda eksik veya kalitesiz koruyucu malzeme ile ilan edilen sosyal mesafe kuralına uygun olmayacak şekilde çalıştırılan işverenler uyarılmış, belediyelerde zorunlu ve yaşamsal önem taşımayan işlerden vazgeçilmesi, işçilerin bu işlerde çalıştırılmaya son verilmesi istenmiştir.
 Bilindiği gibi kamuda çalışma düzeni 22 Mart tarihinde yayınlanan genelge ile belirlenmişti. Bu genelgenin belediyelerde kadrolu-şirket işçisi ayrımı olmaksızın uygulanması hukukun gereğidir. Bu konuda uyarılarımız yapılmıştır. Buradan bir kez daha belediye şirketlerinin kamusal niteliğini hatırlatmak gereğini duyuyoruz.
Ayrıca bu dönemde en kritik alanların başında gelen sağlık hizmetinin bir ekip hizmeti olduğunu, sağlık çalışanları arasındaki ayrımcılığa da son verilmesi gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz.
 Sendikalarımızın yaptığı çalışmaları ve DİSK'in Covid-19 ile mücadeleye ilişkin yaptıklarını ayrıntılı bir raporla yakında kamuoyuna sunacağız.
 Ancak şunu özellikle vurgulamak isterim. 
Sendikalarımızdan gelen bilgiler sendikalı işyerlerinde işçiler olarak kendimizi korumanın daha olanaklı olduğunu gösteriyor. Ancak milyonların çalıştığı sendikasız işyerlerinde, daha doğrusu sendikasız bırakılan işyerlerinde durum çok daha vahim.
 İşte bu işyerlerinde çalışanların sağlığının, işinin ve gelirinin korunması için çok daha net kamusal politikalara, sosyal politikalara ihtiyaç var.
 Şimdi ülkeyi yönetenlerin yaptıkları ve yapmadıkları ile yapılması gerekenler üzerinde durmak istiyorum.
MİLYONLARCA İŞÇİ HALEN İŞE GİTMEK ZORUNDA BIRAKILIYOR 
 Hükümet etkin önlemler almakta geç kalıyor ve geçen her gün tehlikeyi büyütüyor.
 Salgınla mücadelenin en etkin yolunun evde kalmak ve teması kesmek olduğu artık herkes tarafından biliniyor ve ısrarla söyleniyor. Evde kalmak tek çözüm.
 Aklın ve bilimin gösterdiği çözüm bu. Kesinlikle evde kalmak! Ancak aklın ve bilimin gösterdiği yol ısrarla takip edilmiyor.
 Milyonlarca işçi halen işe gitmek zorunda bırakılıyor. Milyonlarca işçi her gün servise biniyor, toplu taşıma kullanıyor. İşyerlerinde diğer işçilerle yan yana çalışıyor, yemekhanelerde yemek yiyor, soyunuyor, giyiniyor.  Sonra evine, ailelerinin yanına gidiyor.
 Halk sağlığı hizmetlerindeki tüm çalışanlara, sağlık ve belediye çalışanları başta olmak üzere zorunlu olarak çalışan tüm emekçilere ayrımsız olarak, eksiksiz ve nitelikli kişisel koruyucu ekipman sağlanmalı, düzenli test ve sağlık taraması yapılmalıdır"
Haber: Cafer ZENGİN