DOĞA KENDİNİ YENİLİYOR

 DOĞA KENDİNİ YENİLİYOR
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Yıllardır süregelen bir iklim krizi ile boğuşuyoruz. Kutupların ve kutupta yaşayan canlıların hali, Amazon Ormanları, okyanuslar ve daha dünyanın birçok doğa harikası yok olmakla karşı karşıya. Ama hepimizin atladığı bir şey var. İklim krizini biz kendi elimizle yarattık. İklim krizini engellemek için yapılan çalışmalar maalesef yetersiz kalıyor. Asıl mesele doğayı kendi haline bırakmadığımızda oluşuyor. Yani ‘Piknik yaparken yaktığınız mangalı söndürün!’, ‘Doğayı kirletmeyin!’ gibi uyarıları çoktan anlamış ve uygulamış olmalıydık. Yaşam bir döngüdür ve doğa ile iç içe olmayı gerektirir.  Ünlü ozan Âşık Veysel’in türküsünde geçtiği gibi ‘Benim sadık yârim kara topraktır.’ Toprak hepimiz için kutsaldır çünkü, verendir ve geri alandır. Bunu hiç unutmamak lazım.

 

Artık hepimizin ortak bir sorunu var. Bu sorun giderek büyüyor ve günümüzde yaşadığımız doğal afetlerin zeminini oluşturuyor. Kutup ayılarının cansız bedenleri, Avustralya’daki yangınlar, Amerika’nın hortumları, hiçbiri nedensiz değil. Yaşamın her alanında bununla yaşamaya dikkat etmek şart.

 

Hepimiz Korona virüs ile mücadele ediyoruz. Ancak Korona virüs kendiliğinden oluşmadı, bunun da farkında olmalıyız. Yaşam döngüsü içinde besin zinciri, tüm canlıların ortak noktası.

 

Korona virüs nedeniyle hepimiz evlerimizde kalmaya devam ediyoruz. Fırsat bu fırsat doğa kendini toparlamaya başladı. Dünyanın dört bir yanından canlıların daha özgür olduğu fotoğraflar geliyor. Hava kirliliğinin azalmasının ardından dağlar gözüküyor, balıklar kıyılarda oynuyor, kuşlar baharın tadını çıkarıyor...

 

Dünyanın sadece bizim olmadığını, onların da yaşam haklarının olduğunu Korona virüs bize hatırlattı. Ülkemizde de virüs vakalarının artmasından dolayı sokağa çıkma yasağı uygulandı. İstanbul’un o meşhur trafiğinde azalmalar görüldü. Trafiğin azalması ve insanların sokağa çıkmamasının ardından İstanbul’da hava kirliliği %30 civarında azaldı. Bu haberler bizi sevindirse de biliyoruz ki  fethinin 567. yılında ‘Yedi Tepeli Şehir’ daha da iyilerine layık.