Mazhar Gündoğ

YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR

Mazhar Gündoğ

YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR
Devlet, önce elini İl Özel İdarelerin üzerinden çekmeyi denedi. Böylece Valilerin başkanlığı yerine genel sekreterler vesayetine geçildi. 
Geldiğimiz noktada neyin değiştiği ve daha güzel olduğu henüz tartışılmadan, bu defa Büyük Şehir statüsündeki illerde “Hinterland” uygulaması başladı.
Yani Büyük şehir Belediye Başkanları o ildeki bütün ilçelerin seçmenlerinden oy aldı. Dolayısıyla bütün ilçeler Büyük şehir Belediye Başkanlığının vesayetine girmiş oldular.
Büyük şehirler de İl Özel İdareleri ve buna bağlı olarak İl Genel Meclis üyelikleri de ortadan kaldırılmış oldu.
Çalışanları ise demirbaşları, makine parkları ve taşınmazları ile birlikte Belediyelere devredildi.
Oysa Valilerin İl Özel İdareleri uygulamalarındaki performansları şikayet edilir boyutta değildi. Ama yeni düzenleme ile İl Genel Meclisinin yerel parlamentoya dönüştüğü ve bu uygulamanın ileri demokrasi anlayışının önemli bir adımı olduğu söylenmişti.
Peki, Büyük şehirlerde buharlaştırılarak yok edilen İl Genel Meclisleriyle birlikte ileri demokrasi anlayışından vazgeçilmiş mi olundu?
Yetkililer “Belediye Meclis üyelerini de halk seçiyor, bu durum da demokratiktir.” Derse doğru söylemiş olurlar.
Ama ben YSE’nin Köy Hizmetlerine, Köy Hizmetlerinin Özel İdarelere, Özel İdarelerin de Belediye Meclisine dönüşüm sürecinde ana beklentinin demokratikleşme veya hizmeti çabuklaştırıp yaygınlaştırma amacına hizmet ettiğini düşünmüyorum.
Vaziyet açıkça siyasi kaygılar ihtiva ediyor. Toplumsal dönüşümden, “Yeni Türkiye” den sıkça bahseden zihniyetin, Türkiye’nin üniter yönetim anlayışından vazgeçmek istediklerinin heyecanlı niyeti olarak yorumluyorum.
Şöyle düşünelim; Büyük şehir olan illeri bir bölge haline getirseler, o illere Büyük şehir olmayan etraf illeri bağlasalar; önce Bölge Valiliği kavramını ısındırıp, ardından her Büyük şehir Belediye Başkanına bir de Bölge Belediye Başkanlığı sıfatını ilave etseler; nerede kalır 5442 sayılı “İller İdaresi Kanunu”
Bu gün çocukları askere alıyoruz diye dağa kaçıran, yol kesip haraç alan, kendi düzenine vergi topladığını iddia edebilen, devletin karakollarını açıkça “istemezük” kapsamına dahil eden çapulcular bu cesareti nerelerden alıyor sanıyorsunuz?
Türk Milleti işte bu ve buna benzer nedenlerle iktidarın her türlü yenilik hamlesine kuşkuyla bakar hale gelmiştir.
Vatandaşlarımızdaki ortak kaygı milli devlet özelliği ve üniter yapının değiştirilip, demokratik özerklik adı altında bir federasyon yapısının gündeme gelmesidir.
10 Ağustos 2014 de ilk defa vatandaşlarımızın doğrudan seçeceği Cumhurbaşkanlığı seçimlerini “Halk Başkanını seçecek” sloganına markajlamak isteyenlerin maksadı budur.
Oysa her kesim halkın bu seçimlerde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 12. Cumhurbaşkanını seçeceğini biliyorken;
Sadece havuz medyası ya da iktidar sözcüleri mi bilmiyor?
Hiç sanmam…
Baraj ve yol yapmakla övünen siyasetçiler bir gün YSE den federasyon özlemine uzanan uzun, ince bir yolun asfalt kaplamasını da döktüklerini hiç düşündüler mi acaba?

Yazarın Diğer Yazıları