Mazhar Gündoğ

OYUNU BOZMAK

Mazhar Gündoğ

 

            OYUNU BOZMAK

            Mecliste grubu bulunan siyasi parti liderlerinin Salı günü grup toplantılarında yaptığı konuşmalar oldukça önemlidir.

            Ben bu konuşmaların ehemmiyetini biraz da Cuma hutbelerine benzetirim. Nasıl ki Müslümanlar için Cuma hutbeleri çok önemlidir, siyasi parti mensupları için de haftalık grup toplantılarında liderlerinin konuşmaları önemlidir.

            Bir partiye gönül vermek, üye olarak o partiye mensubiyet duymak, aynı zamanda o partinin tüzüğünü, programını ve siyaset rotasını da öğrenip, takip etmeyi gerektirir.

            Disiplinsiz hiçbir oluşum, kuruluş ve teşekkül başarılı olamaz. Siyasi partilerdeki parti içi disiplinin sebebi de başarılı olmak ve iktidar hedefine ulaşmaktır.

            Her kafadan bir ses gelmesin, parti lideri ve üst yönetiminin gündemi işgal eden konular hakkındaki görüş ve önerileri tabana intikal etsin diye liderler grup konuşmalarında, o haftanın öne çıkan konuları hakkında partilerinin görüşlerini kamuoyuna açıklarlar.

            Buraya kadar olan kısım rutin ve malumunuz olandır. Ama gelin görün ki iktidar kanadı açısından esas mesaiyi havuz medyası başlatır.

            İktidar partisi liderinin konuşmaları satır satır yorumlanır. Bazı cümlelerin önem derecesi yükseltilir, görülmemesi gereken hususlar varsa, oralar da pas geçilir.

            İktidar, bazı sözcülerini kanal kanal görevlendirir. Maaşlı medyatörler aynı anda ekranları işgal ederek iktidar partisinin liderinin konuşmalarını neredeyse hadis hükmünde kutsayarak, bir sistem dahilinde topluma enjekte ederler.

            Algı operasyonu dedikleri de budur.

            PKK’nın meclisteki siyasal uzantısı olan, son ismiyle HDP’ye gelince… Bu kesimin de arkasında havuz medyasına ilaveten Türkiye’yi karıştırmak isteyen bütün ülkelerin organlarının inanılmaz desteği vardır.

            Dolayısıyla seyirci gözüyle bakınca adeta bir AKP- HDP iş ve söz birliğini rahatlıkla görüp fark edebilirsiniz.

            CHP’de ana muhalefet partisi olarak ciddi bir medya desteği ile sözünü duyurup, kendine basında ve ekranlarda yer bulabiliyor.

            Ama MHP’ye gelince sıra; her şey değişir nedense. MHP ile ilgili haberler saniyelerle sınırlandırılır. Sanki MHP diye bir grup yokmuş hükmünde davranan medya imparatorları, ilgili yerlerden bu politikalarının karşılığını isteme profesyonelliğinden de asla vazgeçmezler.

            Neden? Çünkü MHP, iktidarın muhatap olarak Öcalan’ı, Kandil’i, HDP’yi alarak başlattığı çözüm projesine karşı duruş gösteren tek partidir.

                Çünkü MHP bu çözüm projesinin esas amacının Türkiye’yi çözüp parçalamak olduğunu her fırsatta ifade edip, milleti uyandırarak, muhatapları ikaz etmeyi milli bir görev bilmektedir.

            Çünkü MHP bir sınıf, zümre, etnik grup veya mezhep politikası yapmamakta, buna karşılık Türk Milletinin tamamına hitap etmektedir. Her türlü etnik varlığı milletinin zenginliği bilip, bir kardeşlik bağıyla TÜRKLÜK üst kimliğine mensup cevher damarları olarak kabul etmektedir.

            Çünkü MHP etnik veya mezhep bölücülüğüne karşı milli birlik ve beraberlik ülküsünde ısrar etmekte, politikasını bu eksende yürütmektedir.

            Bütün bunlardan dolayı havuz medyasının ve bölücü mihrakların uzantısı olan medya gruplarının MHP için suskunluk sarmalı uygulamasını da bir “Olumsuz algı inşası” olarak kabul etmek gerekir.

            Bu nedenlerle Milliyetçi- Ülkücüler MHP lideri Sayın Bahçeli’nin başta Salı grup konuşmaları olmak üzere bütün mesajlarını hassasiyetle takip etmeli, örs- çekiç misali hareket etmelidir.

            Sipariş usulü programlara katılan medyatörlerin karanlık maksatlı diktelerine kulaklarını tıkamalı, fikri susamışlıklarını tertemiz ve helal olan ülkü pınarlarından kana kana gidermelidir.

            Gün “Uydum imama” diyebilme, birlik, beraberlik ruhuyla, bir disiplin dahilinde Türk Milletini tuzaklardan kurtarma günüdür.

            Gün Türk Milliyetçilerinin yüreğine uzanan fesadın ve fitnenin elini, bileğinden kırıp atma günüdür.

            Hırsızlığa, dolandırıcılığa, yolsuzluğa bulaşmamış, tüyü bitmedik yetimin hakkını gözetmiş, siyasete ticareti garnitür etmemiş, etnik ve mezhep bölücülüğüne geçit vermemiş bir liderin başını çektiği hareket elbette zafere ulaşacaktır.

            Ve elbette her türlü tuzağa, fitneye ve engele rağmen zafer inananlarındır.

 

Yazarın Diğer Yazıları