Mazhar Gündoğ

GÜZEL AHLAK OLMAZSA OLMAZ

Mazhar Gündoğ

 

                Ahlaken fakirliğe düşmek toplumun felakete doğru hızla sürüklenmesi demektir.

Maddi anlamdaki fakirlikten kurtulmak ve zengin olabilmeyi başarmak belki yeniden mümkün olabilir.

Ama ahlak, fazilet ve erdem gibi manevi zenginlikle ilgili değerlerin kaybedilmesi halinde, o değerleri yeniden kazanmak bir ömre sığacak gibi değildir.

Dolayısıyla bireyden topluma doğru devam eden manevi donanım, aslında milletleri köklü ve sağlam millet yapan belki de en önemli unsurdur.

Bu nedenlerden dolayı güçlü milletlerden, sağlam dokulara sahip toplumlardan ürken, amaçlarına ulaşamayacaklarını düşünen, emperyalist organizasyonların ilk formülleri, hedefe koydukları toplumu ahlaken çökertmektir.

Parayı, sınırsız maddi kazançları, kişisel menfaatleri, dünyevi ikballeri, cazip mevki ve makamları oltanın ucuna yem olarak takarlar.

Böylece toplumun lider karakterli bireylerini tıpkı balık avlar gibi tek tek avlarlar.

Önce heybelerinin manevi gözündeki değerler boşaltılır; sonra maddi gözüne yüklenir zevk, sefa, eğlence madde ve makam yükleri. Böylece yüce yaratıcı tarafından kalpleri mühürlenir.

Bir gözü boşalan, diğer gözü ağzına kadar dolan heybe dengesini kaybeder ve ağırlıklı tarafına doğru devrilerek yan yatar.

Kendisine nefsi tanıtılıp, şah yapılan insan ise teker teker balık avcısının torbasında, önce solungaçlarından, sonra ciğerlerindeki oksijenden mağdur kalarak ölüm hakikati ile yüz yüze gelir…

                Türkiye, dünyanın en hassas coğrafyasını vatan yapmış onurlu ve köklü bir milletin, Türk Milletinin ülkesidir.

                Bu coğrafyada kıyamete kadar hür ve müstakil yaşamaya devam etmek her Türk evladının en önemli ülküsüdür.

                Dolayısıyla Türk olmak ahlaken ve ilmen zengin olmayı mecburi kılar. Erdemli olmak, heybelerin maddi değerlerin karşısındaki gözünü de manevi zenginliklerle doldurup, heybenin dengesi ile taşınmasını başarmak, Türkiye de yaşayan her vatan evladının olmazsa olmazıdır.

                Her kim ki erdemden, faziletten, dürüstlükten ve güzel ahlaktan nasibini almamış ise, bu tür kimselerin toplum liderliği ve devlet yöneticiliğine asla yaklaştırılmaması icap eder.

                O nedenle biz Türkler “Ben insanın güzel ahlaklısını severim” diyen bir peygamberin ümmetiyiz…         

                İllay-ı Kelimetullah, Nizam-ı Alem diyen bir millete mensubuz.

Yazarın Diğer Yazıları