Mazhar Gündoğ

ALTIN HIZMA

Mazhar Gündoğ

Bu günkü yazım tam bir yıl önce, 29 Haziran 2013 tarihinde kaleme alınmış; ama yayınlanmamış bir yazımdır. Bir yıl önce Tuzhurmatu da gerçekleştirilen Türkmen katliamından bu günlere geldiğimiz nokta malumdur. Musul’un, Telafer’in işgali, Tuzhurmatu’ya yapılan baskınlar ve Kerkük’ün tehdit altında olması Türk yürekleri derinden üzmektedir.
Aşağıdaki ALTIN HIZMA başlıklı yazımı güncelliğinden hiçbir şey kaybetmediği ve bu gün Irak’ta yaşanan olayları izah etmesi bakımından aynen köşeme koyuyorum.
Yorum, takdir ve değerlendirme siz değerli okuyucularıma aittir.

“ALTIN HIZMA

Demiştik ki!
Dünyanın neresinde bir Türk’ün gönlü sızlarsa, yüreği kanarsa; bütün dünya Türklüğü o sızıyı ve acıyı aynı anda kendi yüreğinde hisseder.
Bilmeyenler bilsinler ki yeryüzünde atan tek bir Türk yürek kalsa da aynı duygularla atmaya devam edecektir.
Kürşat kırk yiğidi ile birlikte Çin sarayını basıp son nefesini verirken yüreğindeki o hissi, Türk milletinin gelmiş ve gelecek fertlerinin tamamının yüreğine en kutsal miraslardan biri olarak bırakmıştır.
O nedenle Türk yürekler inançlıdır, insaflıdır, merhametlidir, alçak gönüllüdür, zengindir, yolu Allah yolu, yönü kıble yönüdür.
Ama zalimler, hainler, kahpeler, katiller, alçaklar, teröristler ve işbirlikçiler Türk yürekleri hafife alıp incitmeye, acıtmaya, karartmaya başlarsa, işte o zaman başka şeyler olur.
Merhamet azametle, insaf kararlılıkla, alçak gönüllülük tunçtan yüreklerle donanır.
Ve o zaman dünyayı düşmana zindan, kara toprağı da mezar eder…
Tuzhurmatu, Kerkük- Bağdat arasındaki Selahaddin kentine bağlı bir Türkmen yerleşim ilçesidir.
Son zamanlarda bu bölgede yaşayan Türkmen soydaşlarımıza yönelik terör olaylarının arkası kesilmez oldu. Patlamalarda şehit olanlara Türkmen cephesi başkan yardımcısı Ali Haşimi Muhtaroğlu ve Selahattin kenti Türkmen vali yardımcısı Ahmet Koca’nın da aralarında bulunduğu on beş şehit daha eklendi. Onlarca yaralı ise hayatta kalma mücadelesi veriyor.
Hani hep okuruz ya!
“Sahipsiz vatanın batması haktır
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır”
Vatana sahip çıkmanın bedeli elbette binlerce yiğidin bedenidir.
Ve hiçbir Türk yiğidi vatan için böylesine anlamlı bir bedeli ödemekten bir adım dahi geri durmaz.
Ama…
İşte yutkunup kaldığımız, kesseniz kanımızın akmayacağı bir noktaya geldik millet olarak.
“Analar ağlamasın, akan kan dursun” aldatmacaları ile ülkemizde ve ileri karakollarımızda ağlamaya mahkum edilen yine fedakar Türk anaları oldu.
Ne için mi?
ABD Irak’ı işgal etsin
Kerkük’te Türk askerinin başına çuval geçirsin;
Aralarında Türkmenlerin de bulunduğu Müslüman Irak halkı katliam ve tecavüze maruz kalsın;
Kerkük ve diğer Türkmen yerleşim yerlerindeki tapu daireleri işgal edilip, Türkmenlere ait tapu belgeleri yakılıp yıkılsın;
Irak’ın muhtelif bölgelerinde varlıklarını devam ettiren üç milyonun üzerindeki Türkmen, bombalı terörist saldırılarla imha edilsin diye olmamalı herhalde…
Bundan 54 yıl önce 14 Temmuz 1959 da Kerkük katliamını gerçekleştiren cani ruhların mirasçıları mı şimdi yine harekete geçenler?
Kasap, manav, yaşlı, kadın, çocuk demeden Türkmenlerin cansız bedenlerini otomobillerle sürütenler.
Makineli tüfekli katillerden kaçıp bir dolaba sığınan körpecik bir Türkmen çocuğuna

“Nene neşin ağlıysan
Gapıları bağlıysan
Neşin Türkmen keesiller
Evde beni saklıysan” diye ağıtlar yaktıranlar?...
Ya da 1980 de rahmetli Necdet KOÇAK’la birlikte beş Türkmen liderini idam edenler;
1991 de Altunköprü katliamını yapanlar;
1996 da Erbil’de Saddam- Barzani işbirliği ile 36 Türkmen yiğidi idam edenler;
2003 de Irak’ı işgal eden, Türk askerinin başına çuval geçiren ve şimdi de Tuzhurmatu katliamını yapanlarla ruh ikizi mi bu canavarlar?
Dünya Türklüğünün ne demek olduğunu, Milliyetçi- Ülkücü duruşun giderek ne kadar önem kazandığını sürekli ifade etmeye çalışıyorum. Dedemin bedeni Yemen de kalmış. Ruhunu bedenime misafir yaptım aklım yetti yeteli. O nedenle diyorum ki!
“Ey dedemin Yemen’de çölü yakan bedeni
Olur mu Musul-Kerkük o bedenin bedeli”
Milliyetçi- ülkücü anlayış vatan ve iman için verdiği kana bedel biçmez. Bu anlayış, dünyanın neresinde acıyan, sızlayan bir Türk yürek varsa, o acıyı, sızıyı bütün Türk yüreklerin anında hissetmesi anlayışıdır.”
Bu gün Türkmenelinde soydaş ve dindaşlarımızın yaşadıkları acıyı yüreğinde hissetmeyen tek bir Türk var mıdır acaba?

Altın hızma mülayim
Seni haktan dileyim
Yaz günü Temmuz da
Sen terle ben sileyim

Velhasıl, idrak edebilene bütün Türkler bir ordu…

Yazarın Diğer Yazıları