Levent ÇİL

GÖZÜNÜZ AYDIN. GERİLDİK…

Levent ÇİL

Kimin istediğini bilmiyorum ama kimin işine geldiğini çok iyi biliyorum. Türkiye bir kez daha bir krizle karşı karşıya. Bu kriz bildiğiniz İstanbul krizi. Ortada kimsenin aklına yatmayan bir seçim yenileme kararı var. Bu kararı YSK verdi ama sonuçları sanırım ağır olacak. Hem ekonomik olarak hem de toplumsal olarak.

Öncelikle şunu ifade edeyim. Şuan yaşanan durum, Türkiye ve Türkiye’de yaşayanlar dışında herkesin işine yarıyor. Ülke ekonomik sıkıntı içerisinde iken, ülkenin yatırım yapması gerekirken yani ülkenin üretime yönelmesinin gerektiği bu günlerde biz boş bir tartışmanın içerisindeyiz maalesef.

Bunu yapanlar bu kez dış güçler değil. Her zaman sorumluluklarımızı üzerimizden atmak için hedefe koyduğumuz dış güçler değil, bizzat kendimiz yapıyoruz. Hep suçladığımız dış güçler ise bizim durumumuza bakıp, “bizim bişey yapmamıza gerek yokmuş” diyerek adeta alay ediyorlar.

Evet…

31 Mart akşamı başlayan seçim sonuçları tartışmaları maalesef bugün içinden çıkılmaz bir duruma gelmiştir. YSK, toplumun vicdanında çok karşılık bulmayan bir kararla İstanbul Belediye başkanlık seçimlerini yenileme kararı alırken ülkedeki gerginlik sürekli artmaya başladı.

Toplum içerisinde zaten var olan kutuplaşma, ayrışma ve ötekileşme özellikle son zamanlarda sürekli artarak devam ediyor. Bu tehlikeli durum, tarafların yandaşlarının, yalakalarının ateşlemesi ile daha da körükleniyor.

Televizyonları izlerken herkes bağıra bağıra konuşuyor ve ötekini suçluyor.

Sosyal medyada yapılan paylaşımlara bakıyorsunuz hep birilerine hakaret ediliyor.

Neredeyse aile bireyleri arasında ki siyasi tartışmaların dozu hep artıyor.

Birilerinin istediği ve genellikle “dış güçler” olarak adlandırdığımız o kesim ise fırsat kolluyor. Kimi sanatçıları kullanarak, kimi eski siyasetçileri kullanarak, kimi nefret dilini kullanarak, kim basını kullanarak, kimi de başka birçok argümanı kullanarak bu süreci pompalıyor.

Öncelikle siyasi parti liderlerine çağrım. Bu yüksek tonda ki hakaret dilini bırakalım. Siyasi partilere gönül vermiş insanlara da tavsiyem takım tutar gibi parti tutmamaları. Varsa bir haksızlık karşısında olmalı, “bu bizim partimize zarar verir” düşüncesinden kurtulmalıdır.

Basına büyük görev düşerken üzülerek izlemekteyim ki, neredeyse ellerine rüzgar hortumu alıp, yangının üzerine gider gibiler. Tarafları temsil ettiğini söyleyen, ya da tarafsız olduğunu iddia eden basın organları ve o organların sözcüleri, yüzleri, programcıları “bizim sahibimiz daha haklı” yarışı içerisine girmişler.

Yapmayın beyler…

Etmeyin beyler…

Bu ülke böyle krizlerden çok çekti. Bu sadece bir belediye başkanlığı seçimi idi. Maalesef memleket meselesine dönüştürdük. Bunu yaparken toplumu da iyice ayrıştırdınız.

Gözünüz aydın…

Gerildik. Bizi germeyi başardınız. Bunu da sürekli suçladığınız “dış güçler” değil siz yaptınız….

Yazarın Diğer Yazıları