Selda Avcı

ÇOCUKLAR ANNELERİ ÖLÜNCE BÜYÜRMÜŞ BEN BÜYÜDÜM ANNE(3)

Selda Avcı

Perşembe günü annemi evine
götürdük ertesi gün annem ile telefon
ile konuştuğumda sesi gayet mutlu
geliyordu. Annemin sesinin iyi gelmesi
beni mutlu etmişti. Cumartesi günü
öğleden önce yine annemi telefon ile
arayarak halini hatırını sordum duasını
aldım. Ele avuca düşürüp oğlum, kızım
dedirme kimseye muhtaç etme derdi.
Nitekim annemin duaları da kabul
oldu. Bir anda olurmuş demek ki böyle
acı olaylar. Ben birinci derece yakınımı
hiç kaybetmediğim için ölümün
ne demek olduğunu bilmiyordum.
Her zaman annem olmazsa ben
yaşayamam derdim demesine ama
dünya döndükçe yaşanan acılara
rağmen hayat devam ediyor ve
yaşanıyormuş.
Ölümü yattığın zaman yastığının
altında, kalktığın zaman burnunun
ucunda bil. Hz. Ömer (r.a.)
Annesi ölen arkadaşlarım ve
tanıdıklarım vardı ama anne
ölümünün bu kadar insanın canını
acıttığını, yaktığını insan başına
gelmeden bilemiyormuş. Ta ki tarih
08.04.2012 Saat:19.00 içimi tarifi
mümkün olmayan bir acı kaplayana
kadar. Sanki ciğerim koparıldı elime
verildi annemin ölüm anı bana malum
oldu o kadar değişik duygulara
gark oldum ki o telaş ile hemen
annemin yatmış olduğu hastaneye
telefon açarak annemin durumunu
içim sızlayarak titrek sesimle
sorabildiğimde hemşirenin cevabı
karşısında yıkılıp oracıkta kalakaldım.
Annemin kalp krizi geçirdiğini ve anjio
için kalp hastanesine götürüldüğünü
öğrendim.
Ne diye böbürlenip büyükleniyorsun.
Doğumun bir damla su, ölümün bir
avuç toprak değil mi?
Şems-i Tebrizi
Hemen ablamı, abilerimi ve babamı
arayarak durumdan haberdar ederek
ağlayarak koştuğum hastanede hep
güzel bir haber gelecek ümidi ile
beklerken, kapıda görünen doktorun
annemin doktoru olduğu bilgisini
alınca hemen peşinden giderek,
annemin durumu hakkında bilgi almak
istedim. Doktorun o hasta geldiğinde
solunumu ve kalbi durmuştu demesi
ile tarif edilemeyen bir acı ile doktora
bağırmaya başladığımda babamın
beni sakinleştirmek için oturttuğu
banktan kalkamadım. Orada yığılıp
kaldım en sevdiğim varlık olan annem
artık yoktu hayat o an benim için
bitmişti. Sanki o kocaman hastane
başıma yıkılmış ben altında kalmıştım.
Allah’ım nasıl bir acı idi bu kor bir ateş
içimi alev alev yakıyordu iliklerime
kadar.
Ölümü özüne sevdir, nasıl olsa
gelecek. Hz. Ebubekir (r.a.)
Cenaze defin işlerinin ardından herkes
kendi yaşantısına döndüğünde evin
en küçük çocuğu ve anneme çok
düşkün biri olduğum için annemin
ölümü çok beni öyle derinden
etkilemişti ki aylarca kendime
gelemedim. Uzunca bir süre annemin
adı her anıldığında gözyaşlarıma
hâkim olamıyordum. Ben hala
hastane önünde incir ağacı türküsünü
dinleyemiyorum. Biri anne çayı koy
ben geliyorum dediği anda sanki
benim ciğerime bir hançer saplanıyor
kıskanıyorum. Herkesin annesi elbette
ki kendisine iyidir. Ama benim annem
bir başkaydı, içimde koskocaman bir
boşluk bırakıp gittiği günden beri
yerini hiç dolduramadığım canım
annem seni o kadar çok özlüyorum
ki nurlar içinde yat, mekânın cennet
olsun inşallah. Melek annem benim
seni çok seviyorum, iyi ki senin kızınım.
Ölüm güzel şey budur perde ardından
haber hiç güzel olmasaydı ölür müydü
Peygamber. (Necip Fazıl Kısakürek)

Yazarın Diğer Yazıları