Selda Avcı

BAŞROL SENSİN!

Selda Avcı

Ben hayatı bir dizi, bir film, bir tiyatro sahnesi gibi görüyorum.

Hayat denen bu oyun sahnesinde doğumundan itibaren senin için bir perde açılıyor.

Artık sana yazılan hayatta başrol oynamaya başlıyorsun.

Burada sana ne kadar rol verildi ise onu oynuyorsun yaşam boyunca.

Kimileri iyi insan rolünü seçerken, kimilerine ise kötü insan rolünü seçiyorlar.

Belki de zamanla insanlar nasıl olacağını kendisi belirliyor.

Eski Türk filmlerinde izlediğimiz senaryolardaki karakterler gibi.

Ben dünyada kötü insanların olduğunu bilmezdim.

Kötü insanların sadece filmlerden ibaret olduğunu düşünürdüm.

Bundan 10 yıl önce yaşadığım hayat tecrübesinde filmlerdeki kötü karakterlerin gerçek hayatta da var olduklarını öğrendim.

Yalan, dolan, riya, entrika, iftira, dedikodu, gıybet hepsinin bir arada buluştuğu insanlar vardı.

Hayretler içinde onların yaptıklarını izliyordum. Benim hayatımda böylesi insanlar o zamana kadar hiç yoktu olmamıştı.

Aliye Rona, Erol Taş, Bilal İnci, Suzan Avcı vb. gibi kötü karakterleri canlandıran oyuncuların gerçek hayatta da var olduklarına o dönem şahit olmuştum.

Tabi hepsi için aynı şeyi söylemem doğru olmaz bunların arasında iyi olanları da vardı. Fakat bir elin parmaklarını geçmeyecek kadardı!

Benim en büyük hayat tecrübesi kazandığım yer işte tamda o yıllarda olmuştu.

Hayatta güçlü olmayı, düşünce daha güçlü ayağa kalmayı, dik durmayı ama dikleşmemeyi, karakterli olmayı, iyi insan kalabilmeyi ben hep o dönem öğrendim.

Acı tecrübeler yaşadım ama o dönem benim için dönüm noktası olmuştu.

Yaşanması gerekenler illa ki yaşanacak buna mani olunamaz. Hayatta yaşanan iyi yâda kötü olayların hepsi insana birer tecrübedir. Başınıza gelen her olayda bu pencereden bakarsanız daha az üzülürsünüz.

Kendi hayatının filminde başrol sensin ve arada yönetmen koltuğuna oturacaksın.

Kimilerine rol verirken, kimilerine de yol vermeyi bileceksin.

Ve senin hayatına kimsenin müdahale etmesine izin vermeyeceksin.

Aksi halde hayatına müdahale etmesine izin verdiğin insanlara sürekli oyunculuğunu beğendirmek zorunda kalırsın. Bırak seni gerçekten sevenler seninle hayat sayfanda yer alsınlar.

Senin aman kırmayım, dökmeyim, üzmeyim, vefa borcum var diye düşünerek taviz verdiğin insanlar! Gün gelir senin hayatına müdahale etme hakkını bulur kendinde.

Çünkü fazla tevazuunun sonu vasat insanlardan nasihat dinlemektir.

Bu hayat senin! İyisiyle, kötüsüyle, günahıyla, sevabıyla, hatasıyla, telafisiyle kimseyi ilgilendirmez.

Sana önce sen değer vereceksin seveceksin ki herkes seni sevip, saysın.

Kimse senden daha değerli değil bunun bilincinde olacaksın. Çünkü senden bir tane var. Eşin, benzerin yok. Bunun bilincinde olarak yaşamalısın.

Sen nasıl başkalarının hayatlarına müdahale etmiyorsan, başkalarının da senin hayatına müdahale etmesine izin vermeyeceksin.

Hayatında seni üzen, kıran, değersizleştiren insanların barınmasına izin vermeyeceksin. Salıvereceksin gidecekler. Seni hak etmeyen insanın senin yanında kuru kalabalık etmesine gerek yok ki!

Bu hayata bir kere geleceksin ve sana verilen en güzel hediyeni doyasıya yaşayacaksın.

Nihayetinde en kral sahne de dahi olsan da bu perde eninde, sonunda kapanacak.

Hayat denen bu oyun sahnesinde onurunla, gururunla, şerefinle, namusunla başın dik yaşayabiliyorsan işte sen o hayatta en fenomen başrol oyuncusun… Saygıyla…

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları