Selda Avcı

ALLAH KİMSEYİ GÖRDÜĞÜNDEN GERİ KOYMASIN

Selda Avcı

Yine bir çarşı gözlem gezisinden izlenimlerimi aktarmak istiyorum. Bu kez mekân medresenin hemen arkasında bulunan otobüs durakları idi oraya oturup insanları izlemeye başladım. Keyif içinde dershaneden çıkmış otobüs bekleyen öğrencilerin kendi aralarında yapmış oldukları esprili sohbetlerini dinlerken, diğer taraftan orada bulunan hanımların akşam yemeğinde pişirecekleri menü belirleme çabalarını izledim. Sağa sola telaş içinde koşturan insanları izlerken orada bulunan büyük ağacın etrafında oturan bir kadın ve bir adam dikkatimi çekti. Kadın ara ara sesini yükselterek, argo ve küfür kullanarak hararetli bir şekilde yanında oturan adama yaşadığı sıkıntıları neredeyse nefes almadan bir biri ardına sıralıyordu. Olayın ne olduğunu anlamak için biraz daha yakınlarına oturdum ve başladım onlara kulak misafiri olmaya. Kadının eşi bir başka kadın için 20 yıllık evliliğini bitirmiş ve eşinin hiç haberi olmadan boşanma davası açıp evine gelen celp ile durumu öğrenen kadın adeta yıkılmış. Belli ki olay hala taze ve kor halinde kadın o kadar çaresiz ve zaman zaman ağlayarak anlattığı olay karşısında üzüntü yaşıyor ki bunu her halinden anlamak mümkündü.

Kadın yaşadığı sıkıntıları anlatmaya devam edip, çaresizliğini dile getiriyordu. Kadının eşi giderken yanında 5 çocuğunu da beraberinde götürmüş. Kadının anlatımına göre adam çocukları ile görüşmesine dahi izin vermiyormuş. Dile kolay kadın adama 20 yılın sonunda 5 çocuk vermiş yıllarını heba etmiş, ama adam hiç gözünü kırpmadan bir başka kadın uğruna onca yılın emeğini, çabasını, evliliğini hiçe sayarak evliliğini bitirmiş. Tabi ben bu olaya kadının anlattığı kadarı ile vakıf olduğum şekli ile yorumlaya gayret ediyorum.  Bu durum hepimizin başına gelebilir dedim ve o an o kadının yerine kendimi koyup, empati yaparak düşündüm. Acaba bu olay benim başıma gelse ben ne yapardım diye düşünmekten kendimi alamadım. Anne ve babasının öldüğünü kardeşlerinin kendisini evlerine koymadığını söyleyen kadın acaba şimdi ne yapacak diye bir çıkış yolu aradım. Şartları bu şekilde devam eden kadın Allah korusun belki de yanlış yollara sapma eğilimine girecekti. Çaresizlik o kadar kötü bir durum ki bunu yaşamayan bilemez değil mi? O kadının çaresizliği gözlerinden okunuyor ve anlattığı olaylardan o kadar belliydi ki. Yine şu soruyu sormadan kendimi alamadım neden kadın hep mağdur olan taraf oluyor? Bu şekilde mağduriyet yaşayan kadınlara ne yapılabilirdi?

Kadın çocuklarını adamın kendisine göstermediğini ve bir başka kadın için terkedilmek te ağır geldiği için gurur yapıp adamdan nafaka talebinde bulunmadan boşandığı için yaşadığı maddi sıkıntıları anlatırken de sesi titriyordu. Ne kadar zor bir durumdu, kadının hiçbir ekonomik özgürlüğü yoktu. Evi yok, eşyası yok, yiyecek ekmeği yok, peki bu kadın ne yapacak onun için ne yapabilirim diye düşünürken yanlış bir tepki almaktan korktuğum için üzülmekten başka bir şey yapamadan sadece dinlemekle yetindim. Yanı başımızda yaşayan insanların yaşadığı sıkıntılardan bihaber yaşıyoruz. Oysa Peygamber efendimiz (S.A.V) ne diyordu ‘’Komşusu açken tok yatan bizden değildir’’ bu kadın ne yapacak diye çok düşündüm ama sadece düşünmekle kaldım. Bir müddet daha oturduktan sonra anlatılan detaylara daha fazla yüreğim dayanmadığı için oradan kalktım ve halime şükür ederek evimin yolunu tutarken kadın ve anlattıkları günlerce içimden çıkmadı. Çaresizlik çok zor bir durum, Allah kimseyi gördüğünden geri koymasın. Kimsenin evinin, evliliğinin, tadını kimse kaçırmaya teşebbüs etmesin. Aksi halde bakın ortaya ne kadar trajik olaylar çıkıyor. Kadına en büyük kötülüğü, yine hem cinsi olan kadın yapmıştı. Belki diğer kadının hiçbir suçu yoktu ve kadının kocasından kaynaklanan bir evlilikti bu. Belki de adamın hiçbir suçu yok kadın onun bu yola girmesini sağladı. Yaşanan olayların o kısmı bize karanlık olduğu için herhangi bir yorum yapamıyorum yapmamda doğru olmaz zaten. Bu durumda olan bizim bilip, görmediğimiz tüm insanlara Allah yardım etsin inşallah.

Yazarın Diğer Yazıları