MUSTAFA AYDOĞAN

STAR'IN ARACILARI KİMLERDİ?

MUSTAFA AYDOĞAN

Önceki gün sabah her zaman olduğu gibi kahvaltımı yaparken bilgisayar’ın başına geçtim. Sosyal medya’da gezinirken birden beynimden vurulmuşa döndüm. “Mehmet Tuna’yı kaybettik”

“Allah’ım doğru olmasın bu ne olur” diye yalvararak araştırmaya devam ettim. Maalesef haber doğru idi. Ağzıma aldığım lokma boğazımdan geçmedi bir türlü. Gözümden yaşlar süzülmeye başladı. Sabah kahvaltısı bana zehir oldu.

Hani sokakta, caddelerde bazı insanlara rastlarız kendi, kendine konuşup giderler, ben de kendi kendime konuşmaya başladım.Sap yedim saman s…..

Adaletin bu mu dünya?

Bu dünyanın adaleti bu işte, var mı ötesi?

Zengin daha zengin, fakir daha fakir.

Kimse kimsenin halinden anlamıyor.

Yeri geliyor dertleşecek, içinizi dökecek dost bulamıyorsunuz. Arkadaş;

Arkadaş çok ama her arkadaşla her şey konuşulmuyor.

Satıcıların, menfaatçilerin, çıkarcıların, yalakaların işini yürüttüğü bir şehirde yaşıyoruz.

Yalakalık yapacaksın, haksıza “haklısın” diyeceksin, eğriye de “Doğru” diyeceksin.

Yoksa aç kalırsın, açıkta kalırsın, işsiz kalırsın, çevrende kimsen kalmaz, sana kimse selam vermez.

İşte Mehmet Tuna’da eğilmedi, bükülmedi…

Kimseye derdini belli etmedi. İçi kan ağlasa da çevresine hep her zamanki güler yüzlülüğü ile cevap verdi. Koca Kayseri’de işsiz kaldı. Bazı şeyleri gururuna yediremedi Kayseri’yi terk etti gitti. Benzinlik’te pompacılık, inşaatlarda işçilik yaptı. Çok uzun yıllar çalıştığı Kayseri Star Gazetesi’nden tazminatını alamadı, mahkemeye verdi.

Bizim Türkiye’de öyle mahkemeler ha deyince bitmiyor. Uzadıkça uzuyor…

İnsanda ne denge bırakıyor, ne psikoloji. Her şey takdiri ilahi diyoruz ancak bunun da arkasına sığınmayalım.

Mehmet Tuna emeğinin karşılığını, verilmeyen maaşları, tazminatını almış olsa idi bu gün o güler yüzü ile her zaman karşılaşacaktık.

Mehmet Tuna gibi aynı sıkıntıyı yaşayan Gazetecilerimiz var. Haklarını alabilmek için mahkemelerde sürünüyorlar.

ŞİMDİ SORUYORUM

Star Gazetesi sahibi Ali Ceran kardeşimiz rahmetlik olduktan sonra burada çalışanlar uzun süre maaş alamadılar. Daha sonra birileri araya girdi (Burası çok önemli birileri araya girdi) Star gazetesi satıldı.

Bu araya giren Muhteremler, satılmasına ön ayak olanlar çalışanların satış sonrası haklarının verilmesini niçin şart koşmadılar?

Rahmetli Ali Ceran’ın geride kalanlarını düşünürken, çalışanların ailelerini, çocuklarını niçin düşünmediler?

Gazetenin satın alınmasını pazarlık konusu yapan devlet büyüğümüz şimdi vicdanın rahat mı?

Sizin için, sizin fikrinizde olmayanların, sizlere yalakalık yapmayan, sadece görevi gereği mesleğini icra edenlerin hiç mi önemi yok?

Gazeteyi satın alan muhteremler…

Çalışan işçilerin hakları yani alacakları eski sahibini iki yıl süreyle bağlar, sonrasında da sizi ilgilendirir.

Satın almakla iş bitmiyor. Niçin bunlarla masaya oturup anlaşma yoluna gitmediniz?

Tabir yerinde ise sizlerin sıra, sıra siteleriniz, sayısız binalarınız var. Daha doğrusu Dağ’da Domuz’unuz eksik. Sizlerin de vicdanları rahat mı?

Allah gani, gani rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, nur içinde yatsın Mehmet’im.

Önceki gün Melikgazi Yeşilyurt Mahallesi’nde cenazesine katıldım. Mehmet’i toprağa verdik. Yakınlarına başsağlığı diledim. Boynuma sarılan babasının hıçkırıklarına dayanamadım, eridim.

 

“Ben sizi tanıyorum, sizlere ne söyleyim, Mehmet’im yok artık” diye haykırması yüreğimi dağladı. Acıları tarifsiz, kelimeler kifayetsiz kalıyor.

Mehmet Kayseri’den Antalya’ya gidince sosyal medya hesabından şu dizeleri paylaşmıştı:

 

HEP UZAKLARDA KALDI

SEVDİKLERİM, ANILARIM,

ANLAYANLARIM.

BUNDANDIR

HÜZÜNLERE YAKINLIĞIM…

Şimdi tüm uzaklara gittin ama her zaman kalbimizde, gönlümüzde, beynimizde olacaksın Mehmet

SENİ HİÇ UNUTMAYACAĞIZ KARDEŞİM.

Yazarın Diğer Yazıları