SİYASET ISINIYOR

Ortada görünen bir gerçek var ki o da; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan onca meselelere rağmen partiyi ayakta tutmak için büyük çaba harcıyor.

Cumhurbaşkanının çabasına karşılık Milletvekilleri de aynı çabayı gösteriyorlar mı*? Bence hayır büyük çoğunluğu Milletvekili olmanın, hem de iktidar partisinden Milletvekili olmanın verdiği öz güvenle halkın arasına bile girmek yerine uzak durmayı seçiyorlar. Onlar da biliyor ki ülkemizde sorunlar diz boyu.

Vatandaşlardan, esnaflardan, iş insanlarından feryat sesi duymaktansa uzak durmayı yeğliyorlar. Bu da  AK Partiye güç kaybettiriyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önüne sürekli anketler ve kamuoyu yoklamaları geliyordur. Orada durumun vahametini açıkça görüyor ve Milletvekillerine sürekli uyarılarda bulunuyor. Erdoğan, son olarak bir kez daha milletvekillerine seslenerek "Bundan böyle kesinlikle kendi seçim bölgesini ihmal etmemeli. Her hafta bölgesine gidecek 3 gün ve bölgesinin tüm ilçelerine mahalle ve köylerine kadar gidecek. Bizlere ulaştırılması gerekenleri ulaştıracak" ifadelerini kullandı.

Çünkü şu anda AK Partinin oy oranı yüzde 39’lara kadar düşümü durumda. Kayıplar İYİ partiye daha da  güç kazandırırken  belki de yapılacak olan Genel seçimlerde MHP ile yapılan ittifakın yüzde 50’yi bulma ihtimali de giderek zayıflıyor. Böylesi bir durum için ise çözüm olarak üçlü ittifak şu an için konuşulmasa da bir kenarda düşünce olarak duruyor.

MHP kanadı şu ana kadar hiçbir şekilde ittifak ortağı olarak sorun yaratmadı, hep ılımlı yaklaşımlarla destek oldu. Üçlü ittifak halinde AK Parti Genel Başkanı da olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şu an olduğu kadar rahat olamayacak, her istediğini belki de yapamayacak.

Sözcü gazetesi yazarı Rahmi Turan’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir CHP’li isim ile görüşerek CHP’nin başına geçmesi ve kendisinin de bu konuda yardımcı olacağı konusundaki yazısı siyasi kulislere bomba gibi düşerken, bu görüşmenin altında da “Erken seçim” olasılığı aranmaya başlandı. Her ne kadar CHP kurmayları “Genel başkanımızı parti delegeleri seçip göreve getiriyor” deseler de mideler bulanmış durumda. CHP’li birçok isim şu anda zan altında. Bu yüzden de o ismin kim olduğu yine Rahmi Turan tarafından açıklanmalı, ya da o CHP’li isim ortaya çıkarak mertçe “Ben görüştüm ve şunları konuştuk” demeli.

Erdoğan’ın kendi Milletvekillerini uyarması, eğer iddia doğru ise CHP’li bir isimle görüşüp CHP’nin başına geçmesini istemesi Türkiye’nin 2023’de veya bir erken seçimde AK partinin işinin bu kez daha da zor olduğunu gösteriyor. Her ne kadar şu anda diğer partilere oranla en fazla oy potansiyeline sahip parti olmasına rağmen, yaşanan hoşnutsuzlukları da göz ardı etmemek lazım. 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a yakınlığıyla bilinen AKP Balıkesir İl Başkanı Ahmet Sağlam ve Çanakkale İl Başkanı Gültekin Yıldız görevlerinden istifa etmeleri de ayrı bir konu. İstifa furyası sadece bunlarla sınırlı da değil.

AKP Kütahya İl Başkanı Ali Çetinbaş ile AKP Manisa İl Başkanı Berk Mersinli de yaptıkları yazılı açıklamalarla istifa ettiklerini duyurmuşlardı. Kırşehir için de istifa iddiaları gündeme gelmişti. AKP Siirt İl Başkanı Fuat Özgür Çalapkulu ile AKP Iğdır İl Başkanı Ahmet Tutulmaz  istifa edenler kervanına katıldı.

Bundan sonra siyasetin daha da ısınacağı muhakkak, bakalım bu sıcaklıktan kimler yararlanacak, kimler yanacak. Buradan birkaç cümle de ilimiz için yazmadan geçmek istemiyorum. AK Parti İl ve İlçe yönetimleri ile Büyükşehir, Kocasinan, Melikgazi ve Talas Belediyesi, tam biri uyum içerisinde çalışırken aynı uyumu Milletvekilleri arasında pek göremiyoruz. Bunun nedeni de “METAL” yorgunluğu olmasın. Aksini iddia ediyorlar ise 6’sını birden gezerken görelim ve “yanılan biziz” diyelim. Önceki gün OLAY TÜRK TV ekranlarında İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş’ın yaptığı açıklama tazeliğini koruyor. “KAYSERİ ÜÇ  BAKAN ÇIKARMIŞ, ÜÇÜ DE BİRBİRİNE DÜŞMAN”