MUSTAFA AYDOĞAN

NE, BASIN BAYRAMI MI?

MUSTAFA AYDOĞAN

Bu yazımı aslında dün yazmam gerekiyordu ancak, inanın dün yazmak içimden gelmedi. Dün sözde 24 Temmuz basın bayramı idi.

YANİ OLMAYAN BİR BAYRAM,

 Basında sansürün kaldırılışının 111.yılı. Her yıl 24 Temmuz bir yandan ‘Basın Bayramı’,diğer yandan da “Basın özgürlüğü günü” olarak anılıyor.

Sadece anılıyor ortada kutlanan bir Bayram da yok, basın özgürlüğü diye bir şey de yok. Basın Bayramı 1971’e kadar kutlanmış ancak daha sonra basın özgürlüğü için mücadele başlamış.

İş her yıl daha da kötüye gidiyor,

Basının hali şimdilerde gerçekten de içler acısı, can çekişiyor.

Hele, hele yerel basın tabir yerindeyse tüm duman oldu. Gazete sahipleri ceplerine para koymak bir yana, her ay ceplerinden para ödüyorlar. Patronda para olması lazım ki, çalışanlarının refah seviyesinin yükselmesine katkıda bulunsunlar. Maaşlarını, sigorta primlerini, vergilerini rahat, rahat ödeyebilsinler. Ekonomik sıkıntının olmadığı yerde huzur, olduğu yerde de her yerde huzursuzluk olur.

Resmi ilanlardan elde edilen gelirler, giderleri karşılamıyor, delik her ay giderek büyüyor.

Gelelim sansür meselesine;

Dünya basın endeksi sıralamasında 180 ülke arasında 157.sırada olan medyamızda “basın özgürdür” demek ve basın özgürlüğünden bahsetmek akıl ve mantıkla bağdaşmaz. Çıkarılan yasalar ve KHK’la basının boynuna pranga vurulmasından başka bir işe yaramıyor.

Günümüzde basın ister, isteme ikiye ayrılmış durumda. Yandaş ve muhalif gazeteler var.

Onu da çok görmemek lazım. Hani derler ya;”Korku dağlardan büyük” diye, her an cezaevine atılma korkusu ya tam taraf olmaya, ya da karşı taraf olmaya zorluyor. Gazeteci yazısını yazarken kılı kırk yararak yazıyor.

Kimse, “Böyle bir şey yok” demesin kendimden bir örnek vermek istiyorum.

İnternet ortamına düşmüş olan bir tepeyi kaynak göstererek haber yaptık. Bu konuşma kaydı bir Milletvekilimize aitti. Kaynak göstererek yaptığımız haber nedeniyle hakkımızda dava açıldı. Hakkımızda diyorum aynı dava benimle birlikte Cafer Zengin hakkında da açıldı.

Davayı kazanmamıza ve Yargıtay’ın da onaylamasına rağmen, yeniden dava açıldı. Bizi kazandıkça o vekilimiz yeniden açtı. Tam 5 defa.

Allaha şükür 5.davayı da kazandık ama hala içimizde bir şüphe var “6.sı açılacak mı” diye.

Gelin siz böyle durumlarda basın özgürlüğünden bahsedin, basın bayramından bahsedin. Kimse de “Basın bayramınız kutlu olsun” diye mesaj yayınlamasın.

Yazarın Diğer Yazıları