Fatma Yıkılmaz

ATTAN İNİP, EŞEĞE BİNMEYİN

Fatma Yıkılmaz

Hayatta hep haksız kazanca karşı olmuşumdur. Sorsam kim karşı değildir ki. Bir malı ederinden fazlaya satmak, hırsızlık yapmak, gasp etmek bunlar hep haksız kazançtır. Bir haksız kazanç var ki oda nafaka. Boşanmalar sırasında talep edilen tazminat. Evet nafaka konusunda amaç kadının mağdur edilmemesidir. Peki kadın vatandaşını mağdur etmeyen devlet neden erkek vatandaşını mağdur eder?

Ömür boyu bir insana (belki de seni istemeyen, keyfi sebeplerle senden ayrılan bir insana) neden para ödenir. Toplumumuzda bu amaçlarla evlenen kadınlarda var.

Herkes kısa yoldan zengin olma yada yattığı yerden para kazanma derdine düşmüş. Maalesef Şeyma Subaşı gibi kadınlar bunun en kötü örneklerinden. Adamla 1 yıl evli kalıyorsun, boşanıyorsun ve aylık binlerce nafaka alıyorsun. Sonrada sevgili yapıp, boşandığın adamın parasını yiyorsun. Bu ne kadar ahlaki bir durum gerçekten bilemiyorum.

Şeyma Subaşı çok mu umurumda. Hayır. Ama toplumun ahlak düzeni böyle böyle bozuluyor. Bunu kendine örnek alan kadınlarımız “ bir kadının yeri evinin köşesidir” mantığından uzaklaşıyor.

Hayır anlamadığım şey boşanma için taraflardan en az birinin diğerini istememesi gerekiyor değil mi? Adamı istemeyip boşanacaksın ve adamdan para talep edeceksin. Yada tam tersi seni istemeyen adamın parasına tenezzül edeceksin. Hanımlar kusura bakmayın lütfen ama çok onurlu bir davranış değil.

Neymiş kadın bilmem kaç yılını adama vermişte amaç kadınları ayakta tutmakmış. Kadınları mağdur etmemekmiş. Haa şimdi ataerkil topluma geçiyoruz. Erkek eve para getiriyor, kadın ev işleri ve çocuk bakımını üstleniyor. Ayrılınca da eve para getiren erkek olmuyor ve kadın mağdur oluyor öyle mi? Bu durumda da erkekten boşanınca para talep ediliyor. Güzel! Madem bir erkek boşansa dahi görevini yerine getirmeye zorlanıyor, kadında boşansa dahi görevlerini yerini getirmeye devam etsin. Nasıl ki eve para getirici erkek kadına para aktarmaya devam ediyorsa, kadında ayrılsa dahi adama karşı olan görevlerine devam etsin. Örneğin ayda bir adamın evini temizlesin, yemeğini yapsın, gömleğini ütülesin vs vs.

Ayrıldığın adamın gömleği mi ütülenir, yemeği mi yapılır değil mi? Öyle diyorsunuz. Ozaman parası da yenmez. Bittiyse bitmiştir. “Donuna kadar alırım” muhabbetlerini bırakın, yolunuza bakın.

Evet! Evlilik, çocuk bakımı derken kadın toplumun, iş hayatının gerisinde kalmış olabilir belki ama bir kadınında kendi ayakları üzerinde durması şart. Bir adama güvenipte kendi hayatınızdan, eğitiminizden, becerilerinizden vazgeçmeyin. Yoksa boşanmalarla, ayrılmalarla tepetaklak olursunuz.

Bana göre evet toplumdan uzak kalmış kadınları hayata hazırlamak için belli bir süre devlet destekli yardımlar yapılabilir. Ama ömür boyu bir kadının geçimini adamın üzerinden sağlamakta devletin eşitlik ilkesine uymuyor. Süresiz nafaka sistemi bir an evvel düzenlenmeli ve boşanan kadınlar devlet tarafından belirli bir süre desteklenmelidir. Eğer ki devlet boşanmaların önüne geçmek istiyorsa bir öneride benden olsun.

Saygılar…

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları