Cafer ZENGİN

KAĞIDA YAZAMADIĞIM BİR VEDA YAZISI!

Cafer ZENGİN

Bir süre aranızda olamayacağız.

Kağıt kokmayacağız…

Dokunamayacağız emek kokan sayfalara.

Elimize alıp bakamayacağız sayfa sayfa fotoğraflara.

Her gün bütün zorluklara, kahpeliklere ve iki yüzlülüklere rağmen heyecanla açtığımız sayfalarımız olmayacak bir süre.

Belki sizler de merakla okuduktan sonra, sofra da yapamayacaksınız gazete sayfalarını.

Sofrada bir kez daha göz gezdiremeyeceksiniz ne fırtınalarda çıkan o haberlere, gayrete, sıkıntılara…

Hem belli mi olur, belki bu zalım ayrılığın bir faydası da olur.

Özleriz birbirimizi.

Kıymet biliriz.

İnsanlar vedalaşınca anlarmış var olanın değerini.

Biz de anlarız halimizi.

Yanlışlara kader kısmet deyip, yaptığımız hataları...

Meydanı taklacılara bırakmayıp, sessizleşmemeyi de öğreniriz belki.

Belki, bu Korona belası geçince daha güçlü döneriz…

Umutları tazeler, yeni yolculukları da deneriz.

Tek düze haber verenlerin, tek ses olanların cirit attığı, minareye kılıf bulanların yoğun mesai yaptığı bir dönemde Kayseri Olay’ı, yani azıcık da olsa kurtlar sofrasında ayakta durma inadımızı,  farkımızı, mücadelemizi anlarsınız!

“İyi ki varlar” dersiniz.

“Onlar da olmasa bizi yazan yok” da dersiniz.

“Onlar olsaydı kesin bunu da görürdü, yazardı” diye düşünürsünüz.

“Sesimiz kısıldı, sesimiz geri gelse artık” diye özlemle bakarsınız belki eski gazetelere…

Evet, uzun lafın kısasında Korona belası azıcık da olsa bizi de ayıracak sizlerden…

Koparacak…

Ne zamana kadar bilinmez, ama haftada bir yine selam vereceğiz size bayilerden.

O gün gazete tükensin ama…

 Eee destek sizden, gayret bizden.

Bu konuda sizlerde evde kalın, virüse delikanlılık yapmayın.

O yüzden sloganım, sen de evde kal emekçi, her gün iki gazete nöbetçi!

Nöbette olanın tavrı, tarzı, anlayışı, bakışı ise artık vicdanının özeti.

Üzgünüm, ama yapacak bir şey yok.

Bir süre gidiyoruz sessizce aranızdan.

Çok şey var, diyecek ama bu kez ben bir şey demeden.

Şikayet etmeden, hiçbir şey almadan, bir şey vermeden…

Korona yüzünden yol ayrılmış, o yüzden sizleri görmeden gidiyorum.

Yarın ne olur bilmiyorum ve buradan vedalaşıyorum.

Görüşmek dileğiyle, kendinize iyi bakın.

Sağlığın, sevdiklerinizin, ailenizin kıymetini bilin.

Nice “güçlüyüm, param var, bağım, 18 odalı villam var, ” diyenlerin tedirgin hallerini görün ve nefes aldığınız her güne sarılın.

Kendiniz olun, iyi olun...

Bu arada bu ayrılık sürecinde www.kayseriolay.com  da yine sizlerle birlikteyiz.

Bazıları için soğuk bir rüzgar esecek, sanal ekran belki size sıcak gelmeyecek, ama kağıdın samimiyeti, her dönem de samimiyetsizliği yenecek.

Bu arada bakmayın siz kağıtla kavga edenlere, dijitalleşiyoruz diyenlere…

Dijitalleştikçe uzaklaşır insan, daha fazla görmezden gelir.

Çünkü Gazete sayfasına aynı anda birçok kişi göz gezdirir.

Otobüste yanındaki ortak olur kağıda, “Goruyon mu der?” yorum yapar sana…

Tanıştırır insanı, insanla...

Esnafsan komşun gelir “Okuduysan ver de biz bakalım az biraz da”

O yüzden kağıt selamın yoludur.

Dijitalleşmenin yalnızlaştırdığı insan için kağıt ben’leşmemedir.

Paylaşmaktır ve o yüzden biz’leşmedir.

Dijital hep bencilere inat, el değdirin kağıda ve inatla biz diyin.

Dokunun kağıda, sonra okuyun, sofra yapın, cam silin, köyde tabakların altına dizin, ama mutlaka ateş de yakın kağıtla ve aydınlanın, aydınlatın...

 

Yazarın Diğer Yazıları