Ahmet ZORLU

YENİ SİSTEM..

Ahmet ZORLU

Farkında mısınız, bilmiyorum.

Türkiye Cumhuriyeti’nde, sistemli olarak anlayış nasıl yer değiştiriyorsa, gelir kaynakları, istihdam gibi konularda da bakış açıları değişmeye devam ediyor.

Yani yavaş yavaş bir şeylere alıştırılıyoruz.

İstihdamdan başlayalım.

Eskiden kamuya ait Sümerbank Fabrikaları, Sümerbank Mağazaları vardı, Tekel vardı, PTT vardı, Tüpraş vardı, Petkim vardı. Büyük çiftçi oluşumları vardı mesela; Fiskobirlik vardı, Tariş vardı, Pankobirlik, Tarım Kredi Kooperatifleri, Şeker Fabrikaları, Tütün İşletmeleri vardı.

Özel Sektör’de dev holdingler vardı, devletin yetişemediği alanlarda yatırım ve üretim yapan.

Bu tür kurumlarda görev alabilmek için kıyasıya yarışlara girilir, nitelikli ve yetenekli olanlar bu tür işletmelerde alın teri karşılığında ortalama bir gelire kavuşurdu.

Şimdi, İşkur en büyük istihdam kapısı. Adına toplum yararına çalışma diye uyduruk bir isim verilen bir sistem oluşturuldu, partiden torpilliler bu program çerçevesinde okullarda, resmi kurumlarda yılın 8 ayı paspas ve temizlik işinde çalıştırılır, üretimle ilgisi olmayan konularda iş yaptırılarak belli bir gelire erişmeleri sağlanır hale geldi.

Polis Teşkilatı, yetmedi ortadan kaldırılan Bekçilik Teşkilatı, Cezaevlerine İnfaz Koruma Memuru, resmi kurumların bünyesinde oluşturulan Özel Güvenlik Teşkilatları gibi alanlar en büyük istihdam kapılarını oluşturmaya başladı.

Ama hiç birinin üretimle ilgisi yok.

Üretmeyen devlet mekanizmasının ayakta kalabilmesi için ihtiyacı olan Vergi sistemi, yani devletin gelir sistemi de buna göre şekil almaya başladı.

Kamunun en büyük gelir kaynağını, Özel Tüketim Vergileri oluşturuyor artık.

Gelir ve Kurumlar Vergisi kazanca dayalı alınan vergilerdir, ama Özel Tüketim Vergisi, aç insandan da, holding sahibinden de aynı oranda tahsil edilen bir gelir kaynağı.

Bir paket sigara mı aldınız, bir litre benzin mi aldınız, yarısından fazlası Özel Tüketim Vergisi.

Kamu en büyük payı Sigara Tiryakilerinden ve akşamcılardan alıyor yani.

Siz bakmayın, Sayın Cumhurbaşkanının sigara karşıtı söylemlerine.

Onlar, kamu için altın yumurtlayan birer tavuk.

Ama artık gelinen noktada ÖTV’de tek başına işi kurtarmaz noktaya geldi.

Yeni yollar, yöntemler bulunması gerekir, mekanizmanın işlemesi için.

Bedelli Askerlikle başlandı. Baktılar iyi para getiriyor, indirimlisini, zamlısını,  ‘getir parayı al tezkereyi’lisini uyguladılar. Şimdi artık parası olana askerlik yok gibi.

32 bini bastıranın teskeresi hazır.

Yani Vatan Borcu fakir Mehmet’in omzuna bırakıldı.

Peki yeterli mi?

O da kurtarmıyor artık, daha fazla yeni kaynağa ihtiyaç var.

İmar Barışı adı altında bir düzenleme yapıldı.

Devletin kasası birkaç ay rahat etti.

Baktılar gelir iyi, 6 ay daha uzattılar.

Ne kadar çarpık ve imarsız yapı varsa artık yasal hale getirildi.

Hatta İmar Barışı Düzenlemesinin, Fikir Babasının Erol Bedir, uygulayıcısının da Mehmet Özhaseki olduğu bile söyleniyor.

Sadece bu kadar mı?

Yenileri lazım.

Gelen bilgilere göre, yollarda, caddelerde trafik hizmeti sunan ekiplere günlük ceza kotası getirildi adeta.

Sağa baktın ceza, sola çıktın ceza.

Millet arabasına binmekten, trafiğe çıkmaktan korkar hale geldi.

Ama arabayı kapıda tutsan yine vergisi, sigortası ile büyük bir yük oldu araba sahibi olmak.

Ağalar, Beyler, Efendiler bu böyle gitmez.

ÖTV’nin de, Bedelli Askerliğin de,  İmar Barışının da bir sonu vardır.

Artık Milette verecek vergi de, ödeceyecek ceza da kalmadı.

Devleti aslına döndürmek lazım.

Yani üretim, yani üretime dönük istihdam, yani teknolojik kalkınma, yani tarımsal üretim seferberliği..

Bunları yeniden gündeme getirmediğiniz sürece, Milette ‘Deniz bitti..’, sizde de ha bitti, ha bitecek.

Yazarın Diğer Yazıları