Ahmet ZORLU

YEMEZLER EFENDİ..

Ahmet ZORLU

 Pazar günü, sönmüş bir ocağı bağımsızlık ateşi ile yeniden tutuşturmak, fiilen  işgal altındaki bir toprak parçasını yeniden ‘Vatan’ haline getirmek için bir avuç gönlü vatan sevgisi ile dolu insanla birlikte İstanbul’dan yola çıkarak Samsun’a gelen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Bağımsızlık meşalesi’ni yaktığı günün 100. Yıldönümüydü.

Gazi Mustafa Kemal Atütürk,  Silah Arkadaşları, Yurtsever Türk Milleti’nin el ele vererek, “Ordu yoksa kurulur, para yoksa bulunur” diyerek başlattıkları ve Laik Demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına dek uzanan zorlu, mücadele dolu yılların ilk günü yani.

Her Cumhuriyet Bayramında, her 19 Mayıs’ta, her 23 Nisan’da yatak-döşek hastalanıp yerlerini vekillerine bırakan bir çok ismin, Atatürkçü Maskeleri ile her yanı tuttuklarını hüzünle seyrettim, Pazar günü.

Çanakkale Savaşlarını Türk Milletinin ortak ruhunun kazandığını kabul etmeyen, Demokrasiyi duvardaki aksesuar haline getiren, Laik, Demokratik Parlamenter Sistemimizi,  tek adam rejimi ile takas edenlerin Samsun’a hep birlikte gitmesi, bana göre riya ötesi bir durumdur.

Kapısına Kilit Vurduğu Osmanlı’nın anahtarını İngilizlere teslim eden Vahdeddin’i ‘Cennet Mekan’ diye anan, Osmanlı topraklarının neredeyse yarısından fazlasını kaybeden ‘Abdülhamid’i idolleştiren bir anlayışın Samsun’a Cümbür-Cemaat çıkması, sizi bilmem ama benim yüreğimi kanattı.

Bandırma Vapuruna kurulan, Memleketimizin Medar-ı İftiharı!, Burhan Kuzu, partili başkanlık sisteminin mimarı olarak Bandırma Vapurundan şu paylaşımları yapıyor;

“FETÖ'nün ve PKK'nın kayığına binip, hainlerin küreğini çekenlere inat biz hala Bandırma Vapurundayız. AK Parti ile emanetin emin ellerde. /1919 ruhu Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile perçinlendi. Emin adımlarla yola devam. Gençlerimiz ile birlikte Türkiye büyüyor. Gençlerimizi, Cumhurbaşkanımızın önderliğinde 2023, 2053 ve 2071 vizyonuna AK Parti olarak biz hazırlıyoruz. Gençlerimiz ile birlikte Atatürk'ün bizlere emaneti olan Cumhuriyeti ilelebet payidar kılacağız ve ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine ulaştıracağız. /Türkiye'nin tarihi gelişimini etkileyen önemli dönüm noktaları vardır. 19 Mayıs,29 Ekim gibi. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra yönetim sistemi anlamında yapılan en büyük hamle,mimarı olduğum Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ne geçiştir. Atatürk, bugün yaşamış olsaydı bizimle gurur duyardı..”

Sayın Kuzu, eğer Gazi Mustafa Kemal Atatürk o vapurda olsaydı, sizi o vapurdan müsait! bir yerde indireceğinden adım kadar eminim.

Atatürk yaşasaydı sizden gurur mu duyardı, onu da ‘Gençliğe hitabe’de yüz yıl önce söyledi.

Okursanız Hitabeyi, ‘Gaflet, Dalalet ve hatta Hıyanet’  bölümü bu günler için söylenmiş sözlerdir.

Zira sizin bindiğiniz, Bandırma Vapuru olabilir, ama fikriniz, düşünceniz, bakış açınız, ‘Keşke Yunan Galip gelseydi” diyen, ‘Mustafa Kemalle zerre kadar muhabbeti olanlar benim cenazeme gelmesin’  diyen ‘Püsküllü Deli’nin  kayığına yakışır.

Zira sizin yönetim anlayışınız, bakış açınız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu milletin önüne koyduğu hiçbir hedefle uyumlu değil.

Atatürk bu ülkeyi Kapütilasyon döneminde aldı, Osmanlının tüm borçlarını kuruşuna kadar ödedi.

Bu gün, ekonomik olarak batma noktasına gelmiş, her alanda dışa bağımlı bir ülke yarattınız.

Atatürk, bu günkü Türkiye Cumhuriyeti Topraklarının yarısını işgalcilerden temizledi. Siz o devletlere bu gün bankalarımızı, limanlarımızı, milli kuruluşlarımızı sattınız.

Atatürk bu milletin önüne ‘Muasır Medeniyet’i hedef olarak koydu.

Siz saatlerinizi Abdülhamit Han dönemine ayarladınız.

Atatürk ‘Tam Bağımsızlık’ dedi.

Siz ülkeyi, Trump Zevzeğinin “Ekonominizi mahvederim”  sözüne sessiz kalacak kadar ‘bağımlı’ yaptınız.

Atatürk ne bıraktıysa hoyratça satıp savdınız.

Şimdi de çıkıp ‘Atatürk yaşasaydı sizden gurur duyardı’ öyle mi?

Gün maskelerden arınma vaktidir.

Gün, Atatürk ilke ve devrimlerine yeniden dönme vaktidir.

Gün, “Emperyalizme hayır, Tam bağımsız Türkiye” diye haykırma vaktidir.

Gün, Çağdaş, Laik, Demokratik Türkiye Cumhuriyeti Binasını yeniden tadil etme vaktidir.

Gün, 19 Mayıs 1919’un 100. Yılında bu topraklarda yaşayan herkesin şapkasını önüne koyup bir kez olsun ülkesini ve ülkesinin geleceğini düşünmesi vaktidir.

Yazarın Diğer Yazıları