Ahmet ZORLU

YAPAYLIK..

Ahmet ZORLU

Farkında mısınız?.

İktidar edenlerin başını çektiği göstermelik uygulamalar yüzünden hepimiz yapay hale geldik.

Yürüyüşümüzde, insanlara yaklaşımımızda, oturmamızda, konuşmamızda ciddiyet ve samimiyet kalmadı.

Yürekten, içten geldiği gibi, olması gerektiği gibi yaşamıyoruz yani.

Bir takım kesimlere selam sarkıtma adınadır her hareketimiz, söylemimiz.

Yani kullanışlı aptallar haline geldik, getirildik.

Sorgulama yeteneğimizi kaybettik.

Verilen bir beyanatın, yapılan bir çıkışın aslında başka bir gerçeği gizlemek amaçlı olduğunu düşünmek bile lüks geliyor bize.

‘Vardır bir bildikleri’ci, araştırmayan, sorgulamayan, incelemeyen bir toplum yapısı oluşturuldu güzel ülkemde.

Mesela, hayata dair en temel ihtiyaçların yüzde 50 net arttığı bir ülkede, enflasyonun nasıl yüzde 9.6 olduğunu sormuyor, sorgulamıyor, araştırmıyor, kafa yormuyoruz.

Vatan-Millet edebiyatında mangalda kül bırakmayan külhanbeyine “Ama sen askerlik bile yapmamışsın, çürük raporu ile sıyrılıvermişsin” desek, adamın kağıttan kaplan, üfürükten kahraman olduğunu gözler önüne serme imkanımız varken, ‘banane’cilik oynamayı seçiyor, ellerimiz patlarcasına alkışlıyoruz bu sahte adam müsveddelerini.

Ya da kürsüdeki siyasetçinin 8 yıl önce, “Kayseri’yi hızlı tren müjdesini buradan veriyorum. 4 yıl sonra ister Ankara, İstanbul, isterseniz Kapadokya-Antalya istikametine hızlı trenle gidebileceksiniz” diyen adama, “Be adam 8 yıl geçti, nerde treniniz” diye sormaya kalksak, halkı kin ve düşmanlığa teşvikten Silivriyi boylarız.

“Fetullah Gülen’in en sadık emir eri, iktidarın en sadık yazarı.

Öte yandan, meslek hayatı bu oluşumun gerçek yüzünü ortaya koymaya adamış adamlar Fetö’ye destekten yargılanıyor. Bu çelişki değil mi?” dediğiniz anda ise başınıza gelecekleri ben bile hesap edemem.

Belediye seçimi kaybeden kişiyi yerel yönetimlerden sorumlu parti genel başkan yardımcısı yapıyoruz, adam Belediyeler Yasası hazırlıyor. Hazırladığı paketin ambalajı pırıl pırıl, ama içeriği başkanların elini-kolunu bağlıyor. Bu amaçlı, hedefli yasaya neredeyse muhalefet partileri bile, ambalaja aldanıp ‘Helal olsun’ diyecek.

Kocaman bir yaz, Kayseri’ye eziyet edilen Boğazköprü inşaatı konusunda Vali açıklama yapıyor, “Gece gündüz çalışacak, sayın Cumhurbaşkanımızın Kayseri Ziyaretine yetiştireceğiz..” diyor.

Ben sormadan edemiyorum, “Sayın Cumhurbaşkanı Temmuz’da gelseydi de yetişecek ve açılacak mıydı o köprü”  diye.

Zira koca bir İlkbahar ve Yaz’ı zehir ettiniz, bir köprüyü genişletme adına, Kayseri’deki araç sürücülerine ve bu güzergahtaki esnafa.

Türk Ordusu, gelecekte önemli bir sorun haline gelecek bir yapıyı temizlemek için Suriye Topraklarında.

Milli Birliğimizin zirve ötesine taşması gereken günleri yaşıyoruz.

Acı acı, sahte yurtseverlerin, sahte kahramanların gerçek kahramanlıkların 3 adım önünden gittiğine tanık oluyorum.

Zira onların amacı, bir şeylerin üzerini örtmek.

Bir şeyleri milletin gözünden kaçırmak.

Bir şeyleri farklı lanse ederek, kazancına kazanç katmak.

O nedenle, size tavsiyem.

Alkışlamadan, yaşa-bravo demeden önce, konuşan kim bir bakın. Söylediklerini mercek altına alın, aslında ne demek istediğini analiz edin.

Huzuru bu şekilde bulabilirsiniz.

Yani sevgili dostlar;

Biraz vicdan,

Biraz huzur,

Biraz sorgulama,

Biraz Sonbahar.

Biraz yağmur,

Biraz hayal.

Birkaç kitap,

Çokça umut.

Ama umudu başkalarının sahteliklerinde aramayın, kendi gerçeğinizde yaratın..

Yazarın Diğer Yazıları