Ahmet ZORLU

YA BENDENSİN, YA DA..

Ahmet ZORLU

Türk Siyasetinde tam bir komedi yaşanıyor.

Salı Grup Toplantısında MHP Liderini dinliyorum.

Türkiye’nin yeni bir partiye ihtiyacı olmadığını haykıran MHP Lideri, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu gibi isimlere adeta ateş püskürüyor.

MHP’yi, kurduğu parti ile ikiye bölen İyi Parti Lideri Akşener hakkında sümen altında bekleyen ‘Fetö’ Soruşturması kartı birden bire masaya sürülüyor.

Hemen arkasından aynı soruşturmanın, kurulması muhtemel yeni partinin etkin ismi Ali Babacan hakkında da hazırlandığı, yakında Fetö’den ifadeye çağrılacağı haberleri geliyor.

Memur ve emekli maaş zamlarında baz alınacak 6 aylık enflasyon rakamlarının belirleneceği Haziran Enflasyonu birden bire çakılıyor. Böylece memur ve emekliye umduklarının çok çok altında bir zam reva görülüyor.

Oysa başta temel girdiler olmak üzere, en çok zammın yapıldığı bir Haziran Ayıydı geride bıraktığımız.

Yani TÜİK diyor ki, “Geçen yıl Haziran Ayında 10 lira vererek aldığınız bir temel tüketim maddesini bu Haziran da, 11 lira 95 kuruşa alıyorsunuz. Bakmayın tezgah etiketlerinde o fiyatın yüzde 80 arttığına. Ölçtük, biçtik, hesap ettik, durum böyle..”

Yapmayın efendiler, etmeyin efendiler.

Milletlerin de bir ‘Alay kaldırma’ ölçütü vardır.

Toplumların da bir ‘Kandırılma’ sınırı vardır.

İnsanların da bir ‘Şaka kaldırma’ çizgisi vardır.

Siz kafa buluyorsunuz, kandırdığınızı sanıyorsunuz, alaya alıyorsunuz yetmiyor, ‘Ama’ diyeni, ‘fakat’ diyeni de ‘Edepsiz’ diye azarlıyorsunuz.

Ben söyleyeyim, ‘Bu böyle gitmez..’

Milletin tahammül sınırlarının çok çok ötesine geçtiniz.

Algı makinelerinizin dişlilerinin arasında yağ kalmadı, cızırdamaya başladılar.

Düne kadar trollükte yarışan kalemler, yorumcular bile yeni duruma göre vaziyet almaya başladı.

Milletin açlıkla imtihan edildiği bir dönemde, Japonya’daki Kadın Üniversitesi’ni kopyalamak gibi gündem değiştirici girişimleriniz bile artık milletçe kabul görmüyor.

Be mübarekler, Japonya’da Kadın Üniversitesi’ni kopyalamak yerine “Yahu bu ülke, bilimde, teknolojide, üretimde nasıl bu kadar ileri gitti?” sorusuna kafa yorsaydınız ya, çift uçaklı büyük seyahatinizde.

Ben artık kaniyim.

Ülke gerçeklerinden bihaber, geleceği olmayan, tek kaygısı kurulan safahat sisteminin bir süre daha kazasız belasız gitmesini sağlayan bir yönetim anlayışı hakim güzel ülkemde.

Geldiğiniz nokta, yeni kurullara, ballı maaşlarla adam yerleştirmekle, Bakanlar Kurulu’nu yenilemekle düzelecek bir nokta değil.

Geldiğiniz nokta, seçimi kaybettiğiniz yerlerde, klimaları stop ettirmekle, otobüs seferlerini düzensiz hale getirmekle  onarılacak bir nokta değil.

Demokrasi öyle bir rejim ki, hakim olduğu ülkenin başı sıkıştığında o kadar güzel alternatifler ortaya koyar, siz bile şaşırırsınız.

Bülenç Arınç’ı, Cemil Çiçek’i ballı maaşlarla saraya bağlayarak, Meral Akşener hakkında dava açtırarak, Ali Babacan’a aba altında sopa göstererek, bir takım rakam oyunları ile memura, emekliye az zam vererek milletin size karşı oluşan tavrını değiştireceğinizi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz.

Size tavsiyem, viraneye çevirdiğiniz Türkiye Cumhuriyeti Kavramını önce eski yapısına kavuşturacak adımları siz atınız.

Parlamenter Demokratik Sistem için gerekirse Halk Oyuna gidiniz.

Sonra adaletten, sonra eğitimden, sonra üretimden, sonra fikir özgürlüğünden, sonra basın-yayın kurumlarından başlayarak ülkenin hiç değilse eski haline gelmesi noktasında adımlar atınız.

Siz atmamakta direnirseniz, başkaları size rağmen yapacak bunu.

Baksanıza, ambar fareleri ambarı su basınca güvertelere hücum etti.

Yakında kaptan köşkünü zorlamaya başlayacaklar.

Hatta, başladılar bile.

Yazarın Diğer Yazıları