Ahmet ZORLU

SÖZÜN BİTTİĞİ YER..

Ahmet ZORLU

Gerçekten sözün bittiği, tuzun koktuğu noktadayız..

Adam Hukuk Fakültesi’ne öğretim Üyesi yapılmış.

Adalete hükmedecek adamlar yetiştiriyor yani.

Adını vermekten haya ediyorum, ama “Hırsızların elini keselim” diyor.

Doç. Dr. titri taşıyor.

Yani geleceğin adalet adamlarını yetiştiren bir kurumda etkili konumda.

Yetmez Hoca efendi!

Kentlerin meydanlarına vinçler yerleştirelim, İran’da olduğu gibi her sabah sallandıralım her kentten birkaç adamı.

Böylece, devletin en büyük kara deliği Cezaevlerine gerek kalmaz.

Senin gibilere de gerek yok zaten.

Her kente, her ilçeye bir kadı efendi.

Gül gibi geçinip gidelim.

Ötekisi, Atatürk’ün Yüce Dinimizin doğru anlatılması için kurduğu teşkilatın tepelerinde.

“Müslümanın gayrimüslüm ile evliliği zinhar haramdır” diyor.

Behey gafil, “Halifemiz efendimiz” dediğin Osmanlı Padişahlarının neredeyse tamamı, senin ecnebi dediğin memleketlerde doğan ve adı Katerina silsilesinden olan kadınlarla evliydi. Kendisinden sonra tahta oturacakları bebeleri onlara peydahlatmışlardı.

Yani, “Sen halife efendin”den daha mı iyi bileceksin.

Bir diğeri sözde din adamı, din adamlarının örgütünün başında oturuyor.

İktidara yamanmak adına üyelerine mesaj çekiyor;

“Pazartesi beleş kahvaltı var. Sayın Müftümüz ile AKP Büyükşehir Adayı da hazır bulunacak. Katılım rezervasyonunuzu yaptırın. Sakın unutmayın ha.. Rezervasyon için Perşembeden arayanlara ise ‘Pazar günü mitingde görüşürüz” Mesajı veriliyor.

Bu gün, o sendika başkanının verdiği saatte o verdiği mekanda olacağım.

Gözlemlerimi sizinle paylaşmak adına.

Ve dün şehrimizi şereflendiren Sayın Cumhurbaşkanı.

Gittiği kentlerde otobüsün ön kapısından, toplanan halkın 100’de birine isabet edecek ayarda 200 gram çay ve Kenevirden imal edilmiş bez torba dağıtıyor.

Sakın heveslenmeyin torbanın içi boş.

Bu görüntüleri izlerken, çağdaş dünyanın nelerle uğraştığını, bizim nasıl morfinlendiğimizi düşünüyorum.

Elin gavuru, uzayda su üretecek formül geliştirmekle meşgul.

Bizimkiler, bu iktidarın aya 4 şeritli yol yapacağını sanıyor.

Elim gavur memleketi, 2018 yılında ihracatta 200 milyar avro fazla vermiş, bizimki ondan satın aldığı otomobilleri yüzde 250 vergiyle bezeyip halka satıyor.

Konya kadar toprak parçasından tarım ve hayvancılık ürünleri satın alıyor koskoca Türkiye.

Güzel ülkemin Cumhuriyet birikimi tesisleri vardı mesela.

Sümerbank fabrikaları,

Seka Kağıt müessesesi,

Et ve Balık Kurumu kombinaları,

Türk Telekom,

Demir Çelik fabrikaları,

Petkim,

Tüpraş,

Tekel,

Elektrik üreten santraller,

Elektrik Dağıtım müesseseleri,

Limanlar,

Araç Muayene istasyonları ve dahasını sayamayacağım yüzlerce tesis.

Unuttuğumu sanmayın, Şeker Fabrikaları..

Ve bölge tarımının lokomotifi Devlet Üretme Çiftlikleri..

Mesela, konumuz Kayseri olduğuna göre sormak hakkımız değil mi?

“Yahyalı ve Güneşli Tarım İşletmelerini kaça ve kimlere verdiniz, şimdiki durumları ne?” diye.

Ya da, “Et ve Balık Kurumu Kayseri Kombinasının, Kayseri Bölgesi hayvancılığına ne kadar katkısı vardı, şimdi kimlerin eline geçti?” diye..

Yani demek istiyorum ki, memlekette büyük bir “Cambaza bak” oyunu oynanıyor.

Siyasiler için din adamlarını seferber edenler, “Hırsızın elini keselim,  haini sallandıralım” diyenler, Başkan adayı için caminin ortasında ellerini semaya açıp oy dilenenler, “9 yaşında kız çocuğu ile evlenmek caizdir” diyen ahlak yoksunları, “Avrupa açlıktan kırılıyor.” Yalanları söyleyenler, Toplumu ‘Zillet’, ‘İllet’ diye yaftalayanlar ise bu büyük “Cambaza bak” oyunun metin yazarları, başrol oyuncuları ve figüranlarından ibarettir.

Ne diyor, ülkenin kurucu lideri;

“Benim naçiz vücudum bir gün toprak olacak, ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır..”

O kadar..

Yazarın Diğer Yazıları