Ahmet ZORLU

ŞAKŞAKÇILIK

Ahmet ZORLU

Toplumsal bir hastalıktır.
Otorite şakşakçılığı..
Kimi kordudan, kimi bana bulaşmasından, kimi devri iktidarın nimetlerinden aldığı payın hatırına, kimi bananecilikten alkışlar otoriteyi.
Otorite gün gelir, ne yapsa alkışlanıyor, övgü alıyor.
Başlar ‘Ben neymişim’ demeye ve sorgulayanları sorgulatmaya.
Toplumsal muhalefeti sindirmeye, muhalifleri kendi yöntemleri ile cezalandırmaya..
Bu gün, yaşadığımız savaş atmosferinde ciddi şeyler yazmak yerine, size dünyanın bazı coğrafyalarından fıkralar derledim.
. . .
Yer; Silivri cezaevi..
Koğuşta uzun yıllar tek başına çile çeken mahkumun yanına yeni birini verdiler.
Tanışma faslından sonra toy mahkum kıdemli mahkuma sorar
- Kaç yıldır buradasınız?
- 13 yıldır.
- Peki suçunuz?
- Fetullah Gülen’e Fetö dediğim için.
Bu kez soru sırası kıdemli mahkumda;
- Senin suçun ne?
- Ben de Fetö’ye Fetullah Hocaefendi dediğim için buradayım
---
Şili Dikttatörü Pinochet, bir gün kılık değiştirip sinemaya gitmiş.
Salonda yerine oturmuş.
Kimse onu tanımamış.
Derken ışıklar sönmüş, Film başlamış.
Filmin bir sahnesinde Pinochet’nin görüntüsü gelmiş perdeye. Sinemadaki bütün seyirciler, ayağa kalkıp alkışlamaya ve Pinochet lehinde tezahürata başlamış.
Pinochet, durumdan gayet memnun yayıldıkça yayılmış. Keyfi yerinde, gururla perdeye bakıyormuş.
Yan tarafındaki adam eğilerek Pinochet’in kulağına şunları söylemiş;
-“Arkadaşım, salon sivil polis dolu.
-Bu p*zevenk için kendini astırmaya değmez.
-Ayağa kalk ve sen de alkışla..”

. . . .
Hüsnü Mübarek yardımcılarından birine:
-“Söyle bakalım, ben mi büyüğüm yoksa Nasır mı büyük” diye sormuş.
Bunun üzerine yardımcısı:
-“Tabii ki siz büyüksünüz efendim” demiş.
Mübarek:
-“Neden büyüğüm” demiş. 
Yanıt,
-“Nasır İsrail’den korkardı siz korkmuyorsunuz o yüzden” olmuş.
Mübarek yine sormuş:
-“Söyle bakalım ben mi büyüğüm yoksa Enver Sedat mı büyük.”
Yanıt,
-“Siz büyüksünüz” olmuş.
-“Neden” diye sormuş Mübarek.
Yanıt:
-“Çünkü Enver Sedat İhvan’dan korkardı siz korkmuyorsunuz.”
Hüsnü Mübarek hep:
-“En büyük sizsiniz efendim” yanıtı karşısında işi ilerletmiş ve:
-“Söyle bakalım, Ömer mi (Hz. Ömer) büyük ben mi büyüğüm?”
Yardımcısı yine:
-“Siz efendim” demiş.
-“Neden büyüğüm peki?”
-“Çünkü Ömer Allah’tan korkardı, siz korkmuyorsunuz!”
. . .
Suriye’de bir genel seçimin ardından bakanlardan biri sevinçle merhum Devlet Başkanı Hafız Esad’ın huzuruna çıkar.
-“Çok iyi haberlerim var başkanım” diye başlar.
-“Son genel seçimlerde halkın yüzde 98,6’sının oyunu aldınız. Seçime katılanların sadece yüzde 1,4’ü size oy vermemiş. Başka ne isteyebilirsiniz ki?”
Esad gülümseyerek yanıt verir:
-“Tabii ki o yüzde 1,4’ün isim listesini”
. . . 
Diktatör günün birinde bir falcıya gider, kendi geleceği ile ilgili neler gördüğünü sorar.

Falcı gözlerini yumar, yoğunlaşır ve başlar anlatmaya;
- Sizi büyük bir caddeden üzeri açık bir arabayla geçerken görüyorum!
Diktatör sırıtır ve sorar;
- Peki halk memnun mu gözüküyor?
- Evet, her zamanki gibi.
- Peki halk arabanın etrafında koşturuyor mu?
- Evet, arabanın etrafında deli gibi koşturuyorlar, polis yolu açmakta zorluk çekiyor.
- Bayrak taşıyorlar mı peki?
- Evet, hem ülkenin bayrağı hem de umut ve güzel günler vaadeden pankartlar taşıyorlar!
- Peki ben nasıl davranıyorum, ne tepki veriyorum halka?
- İşte bunu göremiyorum efendim.
- Neden?
- Çünkü tabutun kapağı kapalı!

Yazarın Diğer Yazıları