PASTIRMA..

Mesele, Sayın Cumhurbaşkanının, ‘Kastamonu Pastırması Kayseri Pastırması’ndan daha iyidir’ tezini ortaya atması ile başladı.

Sonrasında yaşananları gülerek ve bazen de içim burkularak izliyorum bir kenardan..

Zira, Büyükşehir Belediyesi’nin tanınmış mutfak şeflerini Kayseri’ye toplayıp ‘Gastronomi Çalıştayı’ düzenlediği günlerde Sayın Cumhurbaşkanının bu sözleri, çalıştaya katılanların bile başını Kastamonu’ya çevirmelerine neden oldu.

Büyükşehir Belediyesi kurmayları, Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu sözlerini unutturmak ve kafaları yeniden Kayseri’ye çevirmek adına, enteresan tanıtım çalışmalarına imza attılar.

Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Büyükkılıç, hazırlattığı Kayseri Pastırmasını AKP Toplantısında Sayın Cumhurbaşkanına ikram etti.

Yetmedi, ünlü bir sergide duvara bantlanan Muz Gösterisinden esinlenerek, Pastırma Dilimini duvara bantladılar, bu fotoğrafla ilanlar hazırlatıp Kayseri Pastırmasına dikkat çekmeye çalıştılar.

Sayın Memduh Büyükkılıç’ı bu anlamda kutluyorum.

Reis’in lafının üzerine laf olmayacağı gerçeğini bir kenara koydu ve aslanlar gibi Kayseri Pastırması’nın bu kentin en önemli besin değeri, ticari değeri olduğunu her fırsatta anlatmaya çalıştı.

Enteresan olan nedir biliyor musunuz?

Bu kentte yıllardır Pastırma ve Sucuk imalatından çuvalla para kazanan firmalar ve onların meslek kuruluşu, hammadde temincisi Ticaret Borsası’ndan çıt çıkmadı bu süreçte.

Mesela hazırlatıp tam sayfa bir gazete ilanı, Kayseri Pastırmasının bir Dünya Lezzeti olduğunu anlatamadılar.

Bu kentte yıllardır gazetecilik yapmış biri olarak, Kayseri’ye özgü bir ürün olan Pastırma üzerine yapılan spekülasyonların yersizliğini anlatmak adına, Sayın Ticaret Borsası Başkanı’na bir mesaj gönderdim;

“Hem Sektörün sorunlarını konuşmak, hem de Pastırma Tartışmalarını değerlendirmek adına sizi Düzlem’de konuk etmek istiyorum..” diye.

Ertesi sabahta telefonla aradım ve kendisi benim program günümde Kayseri’de olmayacağını belirtti, bir de nasihatte bulundu;

“Abi bundan sonra program ve açıklama gibi konularda borsanın Basın-Yayın işlerine bakan Ahmet Ağabey ile temas kurarsan o zamanı ayarlar” diye.

Sevgili Bağlamış bahsettiğin Ahmet Abin inşallah benim tanıdığım isim değildir.

Hani şu Kayseri’nin tanınmış vaizi iken, karıştığı yolsuzluk nedeniyle Müftülük tarafından görevine son verilen kişi yani.

Ayrıca senin Sayın Cumhurbaşkanı Kastamonu Pastırmasının tanıtımını yaparken, Büyükşehir Belediyesi’nin Kayseri Pastırması’nın onurunu! korumak için seferber olurken senin çok yoğun olabileceğini! düşünmedim.

Affet.

Haddimi aşarak bir de doğrudan mesaj atma densizliği gösterdim.

İşin ironisi bir yana.

Yıllardır yazar çizeriz.

Afyon sınırları içine girdiğinizde, bir bardak çay içmek için bile dursanız işletmelerde.

Çaydan önce önünüze incecik bir dilim sucuk koyarlar.

“Kurumumuzun ikramıdır” diyerek.

Bu yüzden Sucuk Pazarımızın çok büyük bölümünü Afyonlu, Konyalı işletmecilere ve üreticilere kaptırdık.

Sıra pastırmada.

Sizde bu vurdumduymazlık, her şeyi başkalarından beklemek hastalığı var olduğu sürece pastırmayı da Kastamonu’ya kaptırmanız kaçınılmazdır.

Sonra da sıra mantımıza gelir ki, zaten geldi.

Sayın Büyükkılıç gibi isimlerin çabaları ile olmuyor.

Bakınız yıllar önce bir festival düzenlendi Kayseri’de.

Pastırma, Sucuk, Mantı ürünlerinin isim kısaltmasından yola çıkılarak.

PASUMA’nın ikincisi bile yapılmadı.

Zira, sektörü ellerinde tutan firmalar sadece üretmeyi ve satmayı biliyorlar.

Tanıtım gerçeğini ise göz ardı ediyorlar.

Sizdeki vurdumduymazlık devam ederse, yakında pastırma almak için Kastamonu’ya, Sucuk için Afyon’a gitmek zorunda kalırız.

Zira adamlar, tanıtımda Sayın Cumhurbaşkanını bile kullanabiliyor.

Siz ise başınızı kuma gömdünüz, Kayseri’nin değerleri ile yırtınan kent yöneticilerine bile destek olamıyorsunuz.