Ahmet ZORLU

PARAMPARÇA..

Ahmet ZORLU

Türkiye’de bakanlık yapmış, iktidarın Kayseri Milletvekillerinden biri çıkıyor ve temsil ettiği OSB’ye elektriğin, Adana OSB’ye satılanın çok çok üzerinde pazarlandığını belirterek, eski enerji bakanının gözünün içine baka baka Sanayicilere “Bunun hesabını sorun” tavsiyesinde bulunuyor.

Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, “Getirildiğimiz bu makamlar hizmet makamlarıdır, hava atma makamları değildir” diyerek, birilerine! Üstü kapalı uyarılarda bulunuyor.

Ali Babacan’ın, Abdullah Gül destekli başlattığı partileşme süreci için Kayseri’de bağ toplantıları hız kazandı. AKP İl Yönetimi, bu isimleri tek tek belirleyip erkenden tasfiye etmek için “Bağ Takip Timi” kurdu adeta.

Ahmet Davutoğlu’nu Başbakanlıktan eden Pelikan Örgütü yeniden yanaştı saraya ve Ahmat Davutoğlu ile Ali Babacan’la dirsek temasında olanları tek tek haysiyet pazarında tezgaha sürüyor.

İstanbul Seçimlerini kazanma aşkına Apo’dan mektup getirten, Osman Öcalan’ı TRT Kürdi’ye çıkaran iktidar, kürt oylarından umduğunu bulamayınca, 3 ilin belediye başkanını dün sabah görevden alarak 3 büyük kentin belediyesini polis ablukasına aldı. Van Valisi Kayyum olarak atandığı Van Büyükşehir Belediye Binasına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın portresi ile geldi ve Atatürk’ün duvardaki resmi indirilerek yerine Sayın Cumhurbaşkanının resmini astırdı.

Öte yandan Fetö yapılanmasına yakınlığı ile bilinen Bülent Arınç, Fetö’den firari bir zatın pastanesini ziyaret ederek aile fertleriyle görüşüyor. İktidar cenahından Fetö ile iltisaklı bazı isimlere sıcak mesajlar gönderiliyor.

Abdullah Gül’ün HSYK Üyeliğine getirdiği ve Fetullah Gülen’e yakınlığı sürekli dillendirilen Kayseri eski Baro Başkanının ortağı ve has adamı, ÖSYM eski Başkanı Ali Demir’in avukatlığını üstleniyor.

Adli Yıl Açılış Töreni saraya alınınca, Türkiye’deki Avukatların yüzde 90’ını temsil eden 41 Baro, “Biz bu törene katılmayacağız. Ev sahibi Yargıtay ise Yargıtay’a ait salonda yapılmalıydı bu tören” diyerek katılmama kararlarını yüksek sesle haykırırken, bir zamanlar kürsüde sesi kestirilen bu sayede Türkiye Barolar Birliği Başkanlığına bir kez daha seçilen Metin Feyzioğlu, dedesinden kalan onur mirasını hoyratça harcayıp, “Katılacağım” açıklaması yapıyor. Katılmayacağını ilan eden baroları ‘tuzu kurular’ olarak nitelendiriyor.

İktidarın sağ kolu, üyesi olmayan memurlara dünyayı zehir eden Memursen bile, memur için önerilen zam miktarına isyan ederek kazan kaldırdı. Türk-İş Başkanının sergilediği teslimiyetin seviyesi onları bile korkuttu.

Kazdağları’nın yanıbaşında Kanadalı kan emicilerin ormanları katlederek başlattıkları altın arama çalışması için yüzbinler seferber oldu. Yani Türk Milleti üzerine örtülen ‘korku battaniyesi’ni fırlatıp atıyor ve ‘Yeter Artık’ diye isyan etmeye başlıyor.

AKP 18. Kuruluş Yıldönümünü sönük de olsa bazı etkinliklerle kutluyor. Ama biliyor musunuz, AKP’nin kuruluş yıldönümü için hazırlanan dökümanlarda Gül ve Davutoğlu’nun adı bile geçmiyor.

Yaşanan gelişmelere baktığımızda, gelecekle ilgili tahminlerde bulunmak hiç de zor değil.

Yeni dönem Süleyman Soylu politikaları hakim olacak gibi Hükümette.

Fetö soruşturmalarından sıyrılanlar, iyi kamufle olduğu için soruşturmaya dahi uğramayanların sırtı sıvazlanacak.

Kürt seçmeni ile yollar ayrılacak, muhtemelen kurulacak yeni kabinede MHP’den bazı isimlere de görev verilerek, MHP’yi AKP Tavasında eritme sürecine devam edilecek.

Van, Diyarbakır ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlarının görevden alınması, yeni sürecin ilk adımıdır. Yarın Ankara, yarın İstanbul, yarın İzmir gibi kentlerin belediyelerinde de aynı süreç izlenirse hiç kimse şaşırmasın.

Ne pahasına olursa olsun, Ali Babacan ve arkadaşlarının parti kurmasının önüne geçilecek. Ya da onlar partileşmeden Türkiye seçime götürülecek.

Her alanda iktidarın sert politikaları kademe kademe hayata geçirilerek, Anayasamızda dipte, köşede kalan demokratik uygulamaların yerine yeni Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ardı ardına hayata geçirilecek.

Yani dostlar Türkiye’de ilginç şeyler olacak.

Peki gelinen bu noktada, olması muhtemel bu ilginç gelişmeler, iktidarın gelecekte aynı güçle ülkeyi yönetmesini mümkün kılacak mı derseniz..

Bana göre hayır.

İktidar, Milletle arasına ördüğü duvarları aşılmaz hale getirerek, kuvvetlendirerek geleceğe yürüyemez.

Türk Milleti ile arasındaki aşılmaz duvarları yıkmadıkça, kamplaştırma, kutuplaştırma politikalarından vazgeçmedikçe, yani milletle barışma yolunu seçip, milletin ızdırabına kulak kabartmadıkça korkarım uzatmalar oynanıyor Türk Siyasetinde.

Yani hakemin bitiş düdüğüne ne zaman üfleyeceği belli değil, ama milletin gözü 90 dakikanın ilerisine geçen kronometrede.

Yazarın Diğer Yazıları