Ahmet ZORLU

ÖZHASEKİ-GÖBBELS..

Ahmet ZORLU

Kayseri’nin Memleket Büyüğü Ünvanını pekiştirdikten sonra Ankara’nın Memleket Büyüğü olmaya aday edilen, ancak Ankara Seçmeni tarafından itibar görmeyince atandığı göreve yeniden dönen Sayın Mehmet Özhaseki, CHP’nin seçim başarısını, “Göbels’in taktiklerini iyi uygulayarak elde edilmiş bir zafer” olarak değerlendirdi.

Özhaseki, Ankara, İstanbul gibi illerde CHP’yi yerelde iktidar eden seçmenin kandırıldığı görüşünde ve bakın neler söylüyor;

 “Hitler’in propaganda bakanının ‘çok yalan söyleyin ve ısrar edin’ taktiğini tutturdular ve bunun neticesinde milletin gözünü boyayarak bazı yerlerde işbaşına geldiler. Çok şükür aramızda çok farklar var ama bazı yerlerde ne yazık ki bu taktiğe inanıldı. Belediyecilik tarihinde CHP çöp, çukur, çamur ve militan kadrolarla anılır. Belediye seçimleri öncesinde ‘biz hiçbir arkadaşı işten çıkarmayacağız’ dediler ve sözlerinde durmadılar, yüzlerce insanı işten çıkardılar. Algı operasyonlarıyla şimdi kendilerini pazarlamak ve parlatmakla meşguller.”

Sayın Özhaseki, maalesef yalan son yıllarda politikacılarımızın en sık başvurdukları yol ve yöntem haline geldi, ben de buna çeşitli yazılarımda ara sıra dikkat çekerim.

Hatta üzerinde çalıştığım ve tamamlanma noktasına getirdiğim kitabıma, ‘100 Büyük Yalan” adını verdim.

İnanır mısınız, devr-i iktidarınızda söylenen yalanları derledim ve sayıları 1000’i geçti, şimdi içlerinden en büyük 100 tanesini seçip, kitabın adına uygun olarak yayıma hazırlıyorum.

İlk yalanın başlığı, “Abdülhamid Kızıl Sultan mı, Cennet Mekan mı?” başlığını taşıyor.

Ama ben içlerinden birini seçeceğim ve buraya aynen alacağım.

Sayın Cumhurbaşkanı CHP tek parti dönemini anlatıyor, partisinin grup toplantısında.

Tarih 20 Kasım 2018 Salı.

Recep Tayyip Erdoğan, Şair Eşref’in kaymakamken CHP iktidarına nasıl  isyan ettiğini anlatıyor ve aynen şöyle diyor;

“Şair Eşref Kaymakam iken, Ankara’dan bir Telgraf alır.  ‘Telgrafta 'Kaymakamlık binalarının ihtiyaçlarını bildirin, stop.' yazmaktadır. Eşref bu telgrafa 'Binanın muhtelif yerleri akıyor, stop.' diye cevap verir. Ardından merkezden ikinci bir telgraf gelir: 'Binanın nereleri akıyor, teker teker bildirin, stop.' Şair Eşref sinirlenir, iner telgraf memurunun başına, der ki: Yaz oğlum, 'Binanın muslukları hariç, her tarafı akıyor, stop.’ İşte CHP İktidarı böyle bir süreç yaşattı bu ülkeye..”

Tabi salonda alkış tufanı.

Ancak, Şair Eşref’in kaymakamlık yaptığı dönem ile CHP’nin iktidar olduğu dönemler farklıdır.

Bilerek ya da bilmeyerek, Sayın Cumhurbaşkanı Abdülhamit döneminde yaşanan bu olayı, CHP İktidarı döneminde olmuş gibi anlatıyordu.

Zira Şair Eşref’in Fatsa Kaymakamı olarak görev yaptığı tarih 1876.

Bırakın CHP’yi, daha Atatürk’ün doğumuna 5 yıl var. Tahtta Sultan Abdülhamit Han oturuyor ve Şair Eşref’te devr-i iktidarın en büyük muhaliflerinden.

Hatta dahası da var.

Bakınız, Şair Eşref’in kaymakamlıktan alınması, tutuklanması, sürgün edilmesi süreci nasıl gelişti;

19 Ocak 1878’de İstanbul’a gelmesiyle Eşref’in ünü yayılmaya başladı. Abdülhamit’e karşı çok sert hicivler kaleme alan Eşref, 3 Aralık 1902’de görevinden alındı. Gördüğü yolsuzlukları ve Abdülhamit’i şiirleriyle hicvetmesi nedeniyle bir yıl hapse mahkûm edildi.

Cezasının ardından İzmir'de gözetimde tutuldu. Tekrar bir jurnalle hapse düşme kaygısından ötürü 1904'te Mısır'a kaçtı. Bir süre Fransa, İsviçre ve Kıbrıs'ta yaşadı. Tekrar Mısır'a döndü, Curcuna isimli mizah dergisinde yazılar yazdı. 1904-1908 yılları arasında altı kitabı yayımlandı.

Hiciv ustası Şair Eşref, yurda ancak II. Meşrutiyet ilan edildikte sonra dönebildi. Adana'da vali Muavinliği görevinde bulundu. 1909'da emekliye ayrılıp Kırkağaç'a yerleşti. Yaşamının kalan bölümünü burada geçirdi. Kimi kaynaklara göre 1910, kimilerine göre 1912 yılının 22 Mayıs günü hayatını kaybetti.

Yani Şair Eşref, Cumhuriyetin ilanını, Meclisin Kuruluşunu bile göremedi.

15 Nisan 1903’de evi basılan Eşref’in evinde “zararlı evrak” bulundu ve Eşref bu evrak yüzünden tutuklandı.

O zararlı evrakların birindeki dörtlükte Eşref, Abdülhamit’e şöyle sesleniyordu:

“Ey padişah-ı alem, düşman mısın zekaya

Erbab-ı iktidar gördün mü saldırırsın;

Asrında kaldı millet üstadsız, kitabsız,

Havfeylerim yakında Kur’an-ı kaldırırsın”

Yani Sayın Özhaseki, derlediğim kitapta o kadar çok tarih çarpıtması, o kadar çok tek adam ve tek parti  eleştirisi var ki.

Göbels bile yaşasaydı, gelip mensuplarınızın konuşmalarına, söylemlerine bakarak “Bu kadarı benim bile aklıma gelmezdi” diye iç geçirirdi.

Zira sizin lider konuşmalarını hazırlayanlar, ‘Nasılsa millet anlamaz’ diyerek Abdülhamid’in gazabından Osmanlıyı terk eden Şair Eşref’i bile CHP iktidarının kaymakamı olarak gösterebilecek düzeyde kıvrak yalanlar uyduruyor.

Yazarın Diğer Yazıları