Ahmet ZORLU

ÖRTEMEZSİNİZ..

Ahmet ZORLU

Global bir Dünya..

Binlerce Televizyon kanalı, on binler hatta yüz binlerce gazete-dergi, üstüne üstlük her yaşananı anında paylaşan sosyal medya siteleri.

Yetmedi, ülkelerin yönetenlerinin beyinlerini formatlamayı başarmış istihbarat örgütleri.

Böylesi bir dünyada bir yaşanmışlığın, bir yapılanmanın gizli kalması mümkün mü?

Artık etkili liderler, masaya oturdukları veya oturacakları diğer ülke liderlerine mesajlarını önce jest ve mimiklerle, daha sonra etkili bir üslupla veriyorlar.

Bu gerçeği kabullenmek istemeyen ülkelerin liderleri de sahada kazandıklarını masada yitirmeye devam ediyor.

Acemi bir poker oyuncusu gibi.

Zira onlar, yönettikleri ülkenin her şeyi yerine kendilerini koyduklarından, bu tür uluslar arası ilişkilerde pot üstüne pot kırıyor, dış ilişkilerde dostluğun değil ülke çıkarlarının masada olması gerektiği gerçeğini bir türlü görmüyorlar.

Sizin küçümseyerek Dışişleri Bakanlığı’ndan temizlediğiniz ‘Monşerler’, böylesi dönemlerde lidere yön veren, onu  yaşayacağı beyin savaşına  hazırlayan uzmanlar topluluğuydu eskiden.

Ama maşallahı var, son zamanlarda Sayın Cumhurbaşkanının yanına alıp gittiği heyetler, ‘Nişan atmaya, bohça götüren’ aile meclisi üyeleri gibiler.

Son Rusya ziyaretine bakalım mesela.

Sayın Cumhurbaşkanı ve beraberindekiler Putin’in bekleme Salonunda tam bir dakika 53 saniye bekletildiler.

Bununla ilgili tek kelime yer almayınca Türk Medyası’nda, Rus Yayın organları devreye girdi ve bu bekletilme anını saniye saniye verdiler.

Aslında Putin, daha heyeti kabul etmeden mesajını verdi Türkiye’den gidenlere.

O bekletilme anında, Sayın Cumhurbaşkanı ve beraberindekilerin yüz mimiklerinden her şeyi okumak mümkündü.

Yani Putin, Trump gibi mektup yazıp hakaret etmedi ama daha etkili bir mesaj verdi bizimkilere.

Bu görüntüler ve ardından görüşme sırasında medyaya yansıyanlar, dış ilişkilerde dostluğun, arkadaşlığın değil, devlet aklının önemini bir kez daha ortaya koyuyordu.

Özellikle görüşme esnasında Sayın Cumhurbaşkanı dışındaki heyet üyelerinin ayakta bekletilmesi ise ayrı bir skandaldı.

Dün sabah masama geçtiğimde bazı TV’lerde bu görüntüler yer almaya başlamıştı bile.

Ne diyeyim, kahroldum, üzüldüm.

Zira oradaki kapıda bekletilenler birer isim değil, toplam Türkiye Cumhuriyeti Devleti idi.

Sanırım yerli stratejistler de bu görüntülerin yayılabileceği ve Rusya Ziyaretinin fiyasko olduğu gerçeğinin Türkiye’de tartışılmaması için bazı gazetecileri içeri tıkarak gündemi değiştirmeye çalışmışlar.

Ama olmuyor işte Sevgili Dostlar.

Dedik ya, global bir dünyada, yaşanan hiçbir gerçeğin gizlenmesi veya unutturulması mümkün değil.

Dedik ya, diyoruz ya, ‘Mızrak o kadar büyük ki, çuvala sığmıyor be birader..’

Bu görüntüler, ‘Bir dünya Liderinin, bir ülke liderinin kapısındaki çaresizliğinin fotoğrafı’ olarak belleklerde kalacak, Dünya Siyaset Tarihinde bizim için ızdırap, düşmanlarımız için keyifle okunacak bir sayfa olacaktır.

BABACAN’IN PARTİSİ..

Ben bu satırları yazarken açıklandı Ali Babacan’ın partisinin Kurucular Kurulu Listesi.

Şöyle bir göz attım.

Önce Kayseri’den kimler var sorusuna odaklandım.

İlk dikkat çeken isim, ekonomi bürokrasisinden tanıdığımız Metin Kilci oldu.

Oysa AKP’nin o ünlü kuruluş toplantısını hatırlıyorum.

Abdullah Gül, Şükrü Karatepe,  Mehmet Gazioğlu, Salih Kapusuz gibi ön planda isimler vardı.

Ama Sayın Gül’ün açık destek verdiği Deva Partisi’nde Macit Gül bile yer almamış.

Bakalım önümüzdeki teşkilatlanma sürecinde, Kayseri’den nasıl bir teşkilat çıkacak.

Zira, Kayseri’deki teşkilatlanmada Abdullah Gül’ün etkili olacağını sanıyorum.

Deva Partisi Cephesindeki ilk gözlemimi aktarmakla yetineyim.

Önümüzdeki günlerde, Abdullah Gül ve Ali Babacan’ın birlikte başlattığı ve Türkiye için hayli önemsediğim bu hareketi yakında izleyecek, görüşlerimizi paylaşacağız.

Yazarın Diğer Yazıları