Ahmet ZORLU

OKU Kİ..

Ahmet ZORLU

Okuyan toplumlar, bilimde, ekonomide, demokratik standartlarda hep bir adım öndedir.

Bu gün, başta Arap Coğrafyası olmak üzere, ilkelliğe mahkum toplumların halledemedikleri en büyük sorunları cehalettir.

Yüce Dinimizin Kitabı Kur-an’ı Kerim, ‘Oku’ Ayeti ile aslında bilimin, ilmin önemine dikkat çekmiştir.

İlginçtir, okuyan, bilime, ilme, teknolojik araştırmalara, topyekün eğitime odaklanan toplumların, yeterli yer altı ve ekonomik kaynakları olmamasına rağmen refah düzeyleri, topraklarından petrol, doğalgaz, altın ve zengin madenler fışkıran toplamlardan daha ileri düzeydedir.

Zira eğitim ve kültür insana idrak yeteneği kazandırır.

Tercihlerinde körü körüne kararlar almasını imkansız kılar.

Her konuda sorar, sorgular, iyiyi, daha iyiyi arar hayatının her alanında.

Yani eğitim insana mutlu olmayı öğrettiği gibi acı duymayı da öğretir.

Eğitimli insandan sadizm beklemezsiniz, sadizmi alkışlaması mümkün değildir.

Eğitimli insan sadece mensubu olduğu toplumun değil, insanlık için mutlu olur, insanlık için üzülür.

Eğitimli insan sadece bir canlı değil, aynı zamanda duyguları olan bir varlık olduğunu keşfeder.

Eğitimli insan başkalarının dayatmalarını kabullenmek yerine, kendi doğrusunu kendisi çizmeyi tercih eder.

Eğitimli toplum oluşturmanın ilk adımı okumaktan geçer.

Büyükşehir Belediyesi’nde dönemin Başkanı Mustafa Çelik’in projelendirdiği, açılışını yapmak Memduh Büyükkılıç’a nasıp olan yeni bir kütüphane kapılarını kitapseverlere ve daha çok da akademik düzeyde eğitim alanlara açtı.

Köşe yazılarımda hep eğitimin önemine dikkat çekiyor, iktidar eliyle Türk Milli Eğitiminin, Türk Dini Eğitimine dönüştürüldüğüne dikkat çekiyorum.

Bu gün, İskandinav Ülkeleri ve Modern Avrupa toplumlarına baktığımız zaman eğitim kalitesinin yüksekliğinin, toplumsal zenginliğe de temel oluşturduğunu görüyoruz.

Bakmayın siz, İskandinav Ülkeleri batıyor safsatalarına.

Adamların yer altı ve yerüstü zenginliklerinin başında sadece eğitim geliyor.

Eğitimde Dünyanın bir numarası kabul edilen İzlanda’daki eğitim sistemini incelediğimizde, Cumhuriyetin ilk yıllarında Anadolu’da kurulan Köy Enstitülerinin Modernleştirilmiş modelini görmek mümkün.

Ama maalesef günümüzde, TV Kanallarına çıkan sözde tarikat şeyhleri “Okul” kelimesini duyduklarında zıplıyor, medrese sisteminin yeniden hayata geçirilmesi için çaba sergiliyorlar.

Sözde bazı din adamları ise, pirinci okuyorlar, elmayı okuyorlar, şekeri okuyorlar, ama konu kitap olunca ışık görmüş yarasaya dönüyorlar.

Bu gün dünyanın gelişmiş toplumlarının ortak özelliği eğitimi tam almalarındandır.

Bu gün dünyanın en geri ülkelerinin en büyük ortak özelliği ise, eğitimi pas geçmelerindendir.

Tek adam yönetimleri, hükmettikleri ülkelerde insanların uyanmaması için eğitimi  hep öteleyegelmişlerdir.

Suudi Arabistan’ın yıllık petrol geliri, Türkiye bütçesinin birkaç katıdır, ama toplumsal gelişim sıfır noktasındadır.

Bir çok ülkeyi bu anlamda örnekleyebilmek mümkündür.

Üzülerek söylüyorum, güzel ülkemde de eğitim ikinci plana atıldıkça, toplumsal gerileme de beraberinde gelmektedir.

Büyükşehir Belediyesi’nin insanları kitaba ulaştırma çabalarını bu nedenle alkışlıyorum.

Yazarın Diğer Yazıları