Ahmet ZORLU

MATEMATİK.

Ahmet ZORLU

Kızılcahamam’da, partisinin seçilmişleri ile, o seçilmişlerin seçilmelerini sağlayan yöneticileri toplayan Partili Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, “Seçimlerden yüzde 44.4  oy alarak çıkan partimiz, bu seçimlerin kaybedeni değil, kazananı olmuştur” diyor.

Buna karşılık Cumhur İttifakının diğer ortağı Sayın Devlet Bahçeli, engin bilgi birikimi ve Matematik Bilimindeki deneyimini ortaya koyarak, “31 Mart’ta MHP yüzde 18.81 oy alarak seçimlerden üçüncü parti olarak çıkmıştır” diyor.

44.4 artı 18.81 toplam yüzde 62.85 eder.

YSK’ya bakıldığında ise iki partinin oy toplamı 51.8 dolayında.

Bu durumda Cumhur İttifakı hanesinden, net yüzde 11.05 oranında oy kayıp.

Neyse biz bunu iki lidere bırakalım, onlar nasılsa bu kayıp oyları bulur, ortaya çıkarırlar.

Sadece şu kadarını söyleyeyim, mevcut iktidarın da, ortağı MHP Liderinin de ‘Rakamlarla Oynama Sanatı’ konusunda hiçbir siyasi ellerine su dökemez.

Mesela, cebimizi yüzde 50 oranında sarsmasına rağmen, enflasyonu makul düzeyde göstermedeki maharetleri de bundan değil mi.

Patates ve Domatesin önlenemez yükselişini iki büyük kentte tanzim satış merkezi açarak nasıl da yerle bir ettiler!

Ya da masaya yumruğu vurarak doları nasıl 5 liraya düşürdüler.

Efendiler, seçim sonuçlarına itiraz edersiniz, yeri geldiğinde birilerine talimat verip sonuçları tersyüz ederek de sunabilirsiniz, ama ekonomiye talimatla, rakamları tersyüz ederek hükmedemezsiniz.

Zira, ekonomi söz konusu olunca, uluslar arası para uzmanları devreye girer ve sizin Merkez Bankanızdaki verileri sizden iyi analiz eder, sonuçlarını da uluslar arası büyük yayın organlarında yayınlayarak, yabancı bankeri, yabancı yatırımcıyı uyarır. Onlar da bu veriler ışığında ülkenize karşı pozisyon alır.

Bu günlerde, dolarda yaşanan önlenemez yükseliş de bundandır.

Geçen hafta içinde Olay Türk Tv’de, “Hafta sonuna kalmaz dolar 5.90’ı geçer demiştim, haftayı 5.94 ile kapattı.

Dün sabah baktığımda ise güne 5.96 ile başladı. Yani dolar böyle giderse, hafta sonuna kadar 6 lirayı bulacak gibi.

Bazı ekonomistlere göre, dolar bilinçli olarak yükseltiliyormuş. Türkiye’de oluşan konut stokunu eritme amaçlı bir hükümet uygulaması imiş.

Eğer bu tez doğru ise, buna yol açanların büyük bir ‘ihanet’ içinde olduklarını söylemek lazım.

Zira, 3-5 müteahhit firmanın, plansız programsız diktikleri apartmanlarında, satamadıkları daireleri yabancı alsın diye, vatandaşın parası pul ediliyorsa, hangi tanım böyle bir uygulamayı savunabilir, uygulayabilir.

Sıradan bir vatandaşa sorsanız bile söyler size.

Dolar’daki her bir kuruş artış, bizim dış borcumuzun 4.2 milyar lira artmasına neden oluyor.

Adım adım felakete gidiyoruz.

Ama, hala birileri inatla ve ısrarla, ülkedeki gerilim ortamını devam ettirmek için ellerinden geleni yapıyor.

İstanbul il başkanını değiştirmekle bu işin bitmediğini anlamak istemiyor, anlamıyor.

Kızgın Demirin kor bölümü demirin yüzde 50’sini geçti.

Yakında o kızgın demiri tutan el önce ısınmaya, sonra da demir tutulamaz hale gelmeye başlayacak ve o zaman  tutan el onu atıp elini kurtarmak zorunda kalacak.

Hala anlamıyor musunuz?

Bu milletin zor zamanlarda sığındığı bir liman vardı.

‘Umut’ olarak görülebilecek bu liman dalgalara teslim oldu.

Eğer bir Millette umudu yok ederseniz, huzuru da tamamen ortadan kaldırırsınız.

Çok şey mi istiyoruz Millet olarak.

Sağduyulu bir ses, karşılıklı sıcak bir yaklaşım,  ülkenin geleceği için el ele olduğunuzu gösterir bir mesaj, kibrin ayaklar altına alındığı bir söylem.

Ve tabii ki, yenilenme, yeniden yapılanma, liyakatli insanların söz ve karar sahibi olacağı bir yönetim anlayışı.

Elbette, yanında demokratik bir söylem ve uygulama, Adaletin onarımı, topyekün üretim seferberliği.

Tabii üretecek bir şey kaldı ise, bıraktı iseniz..

Yazarın Diğer Yazıları