Ahmet ZORLU

KULİS..

Ahmet ZORLU

Şeker Bayramından bu yana köy evimde huzuru yaşıyorum.
Ama sanmayın ki, kentteki gelişmelerden, ülkede yaşanan dramdan bihaberim.
Telefon başta olmak üzere, tüm iletişim kanallarından sürekli, kişi ve kurum düzeyinde görüşmeler yapıyor, bilgiler alıyorum.
Bu günlerde en çok karşılaştığım soru ise, Deva Partisi ile Gelecek Partisi’nin durumu.
Açık söyleyeyim, Gelecek Partisi’nin Türk Siyasetinde, makus talihi değiştirecek kadar etkili bir kamuoyu desteği elde edeceğine inanmıyorum.
Bunun nedeni ise, Sayın Ahmet Davutoğlu’nun bir çok yanlış uygulamada icraatın başında olması.
Siz de diyeceksiniz ki, ‘Davul onun boynunda asılı idi ama tokmak başka yerdeydi..’
O da doğru.
Ancaaak,  gücünüz yetmiyorsa yanlışa ‘yanlış’ deyip iptal edilmesine,  istifa diye bir müessese var.
Bir zamanlar Abdüllatif Şener’in, daha sonra Ali Babacan’ın yaptığı gibi, ‘Seni kovdum’u beklemeden istifa etmek.
Eğer Ahmet Davutoğlu, genel başkan ve başbakan iken bu iradeyi ortaya koyabilseydi, belki bu gün Ali Babacan da Sayın Davutoğlu’nun partisinde yer alabilirdi.
O nedenle ben Gelecek Partisinin, iktidar partisi çatısından birkaç kiremit sökmenin ötesinde etkili olabileceğine ihtimal vermiyorum.
Ancak Ali Babacan’ın Deva Partisi’ni önemsiyorum ve Türk Siyasetinde de etkili olacağına inanıyorum.
Zira Deva Partisi’nin  oturtulduğu temelin bir yanı batma noktasına gelen ekonomi, diğer yanı demokrasi, öteki yanı çağdaş dünyaya yeniden yüz dönmek ve temelin dördüncü bölümü de düşünce hürriyeti, temel insan hakları.
Ülkenin ve milletin ekmek-su gibi hasret bırakıldığı, 4 önemli kriter.
Son zamanlarda ve özellikle Pandemi sürecinden itibaren, konuştuğum iktidar partisindeki bir çok önemli isim, yazmamak, yazsam bile adını vermemek üzere iki temel noktanın tıkandığına işaret ediyorlar.
Bunlardan biri ekonomi.
Diğeri ise, Sayın Burhan Kuzu’nun diktiği ve Sayın Devlet Bahçeli’nin özverili! çabaları ile üzerimize giydirilen ‘Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ gömleği.
Bu gömlek bu ülkeye yakışmadı.
Bu gömlek bu milletin üzerinde eğreti duruyor.
Hepimiz bu gömleği çıkarıp, lime lime edilse de Parlamenter Demokrasi gömleğini onartıp giymek için can atıyoruz.
O nedenle, özellikle AKP içindeki kadroların büyük bölümünün de Ali Babacan’ın kurduğu partideki gelişmeleri büyük bir dikkatle izlediklerini biliyorum.
Deva  Partisi ile ilgili özellikle Kayseri’den yükselen eleştirilerin odağını ise, “Abdullah Gül’ün destek verdiği bir parti deniliyor ama Kayseri Teşkilatını hala oluşturamadı” görüşü oluşturuyor.
O Konuda da bazı bilgiler vereyim.
Kayseri’deki yapılanmanın büyük bir titizlikle sürdürüldüğünü hemen belirteyim.
Sık sık yaşadığı Ankara’dan Kayseri’ye gelen ve eşraftan isimlerle görüşen, Anavatan Partisi döneminden bildiğimiz Halil Özsoy bu anlamda epey de mesafe kaydetti.
Yapılanmaya, Mustafa Çelik, Macit Gül gibi isimler şimdilik mesafeli tutuluyor.
Bunun nedeni ise, işlerinin sıkıntıya sokulmaması.
Sanırım, Merhum ANAP İl eski Başkanlarından Merhum Eyüp Gümüşçü’nün iç mimar oğlu Ertuğrul Gümüşçü ya il başkanlığına getirilecek ya da Kayseri Teşkilatının etkili isimlerinden biri olacak.
Sayın Halil Özsoy’un görevlendirdiği 4 ayrı ekip, günün belli saatlerinde, özellikle iktidar partisi içinden ve AKP’ye yakın duran isimlerle tek tek görüştükleri, il yönetimi, gençlik yapılanması ve kadın yapılanmasının tamamlanma aşamasında olduğunu söyleyebilirim.
Deva Partisindeki yapılanmayı en yakından izleyenler ise AKP Kayseri Teşkilatı ve Sayın Mehmet Özhaseki.
Sayın Özhaseki de, Kayseri Yönetimi de, kentte Devam Partisi’nin güçlü bir yapı oluşturmasının ve Kayseri’de oyların bölünmesinin Reisin gözünde karizmayı çizdirmek anlamına geldiğini biliyor.
O nedenle partiden pırtması muhtemel, Deva kadrolarında yer alma ihtimali yüksek tanınmış isimleri marke ediyorlar.
Bakalım ne zamana kadar, kaçınılmaz sonu engelleyebilecekler, hep birlikte yaşayıp göreceğiz.

Yazarın Diğer Yazıları