Ahmet ZORLU

KONUŞ BE ADAM..

Ahmet ZORLU

Açık söyleyeyim.

Ben Haziran-Kasım seçimleri arasındaki süreçte, ülkede yaşanan terör dalgasına hep şüpheyle bakmıştım.

Hani şu AKP’nin tek başına iktidar olamadığı için seçimleri yenilettiği dönem var ya o döneme.

Hani terörün zirve yaptığı, milletin geçim derdini ikinci plana iten sürece.

O dönemde Başbakanlık Koltuğunda Ahmet Davutoğlu oturuyordu.

İşte o adam, geçen gün çıktı ve aynen şunları söyledi;

“Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan insan yüzüne çıkamaz. Bizi bugün eleştirenler insan yüzüne çıkamazlar, açık söylüyorum. Neden mi? Gelin hafızanızı bir yoklayın. İleride bir gün Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman en kritik dönemlerden biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olacaktır. Başbakanlık görevini aldığım zaman -bunu izah etmek zorundayım, kampanya dolayısıyla bu soruları aldığım için- 6-8 Ekim olayları oldu. O olaylar esnasında çözüm süreci adı altında Türkiye’nin kamu düzeninin nasıl yerle bir edildiğini görme imkanı bulduk.”

Bu sözler, o dönem icranın başında olan birinden geliyor.

Yani demek istiyor ki, “Davulu boynuma astılar, tokmağa istedikleri ritimle vurdular..”

Peki be adam, neden o gün o davulu yere fırlatmadın da varsa bir ihanet, bu güne kadar sustun.

Peki be adam, partinin genel başkanlığından istifa ettirildikten sonra, neden kamu düzenini yerle bir edenler hakkında bir suç duyurusunda bile bulunmadın.

Zira söylemeye çalıştığın, ima ettiğin, iddiaların karşılığında, Anayasamızda ‘İhanet-i Vataniye’ yazar ve yaptırımı vardır.

Bu ülkede Başbakanlık yapmış birinin, başbakanlık yaptığı dönemde kamu düzeninin yerle bir edildiğini söylemesi, terörle masaya oturulduğunu, terörün görmemezlikten gelindiği iddiası, ‘Vatana ihanettir..’

Yaşananları anlatmak için Başbakan olmayı beklersen, çok beklersin.

Ama demokrasi tarihimizin yaşananları yazacağından kuşkun olmasın.

Ve eğer yaşananları siyasi çıkar karşılığı açıklayacağını ilan etmez, bu gün samimi olarak anlatırsan belki tarihte affedilenlerin içinde yer alabilirsin.

Aksi halde, demokrasi tarihinde lanetle anılacakların içinde ve ön sıralarındasın bilesin.

TERÖR..

Jandarma Genel Komutanı çıkıp TV Ekranlarında “Mağaları temizledik. Terör yuvası kalmadı” dediği gün 2 vatan evladı, Pazar günü de Kuzey Irak’ta 3 vatan evladımız şehit düştü. 7 askerimiz de yaralandı.

Güzel ülkemin bölünmezliği için canını veren Şehitlerimize Allah’tan Rahmet, Yüce Milletimize Başsağlığı diliyorum.

Ama hazmedemiyorum kardeşim.

PKK’ya, PYD’ye binlerce tır silah gönderip donatan ABD’nin üniforma giymiş PKK-PYD Hamisi adamlarının Şanlıurfa’da sözde teröre karşı benim askerimle birlikte hareket etmesini.

Hala anlamadınız mı, onlar Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliği için değil, kurdurdukları uydu kürt devletinin güvenliği için bizim ülkemizdeler.

Yapmayın, etmeyin.

Suriye konusunda izlenmesi gereken politikanın adı, ‘Suriyenin toprak bütünlüğüdür, öyle olmalıdır..’

Suriye’nin bölünmesi için güney sınırlarımız boyunca yerleşenler ise,  bize düşman bir devlet yaratmaya çalışmaktadır.

Kuzey Irak’tan sonra yeni bir terör merkezi Suriye’nin Kuzeyinde inşa ediliyor. Hala görmüyor musunuz?

Yazarın Diğer Yazıları