Ahmet ZORLU

KAYYUM..

Ahmet ZORLU

Ben, düşüncesini zorbalıkla benimsetmek isteyen herkese karşıyım.

Amaçlarına, hedeflerine silah kullanarak, can yakarak, baskı kurarak, tehdit ederek ulaşmak isteyenlerle mücadele de devletin asli görevidir, öyle olmalıdır.

Bu amaçla devlet demokratik mekanizmanın sağlıklı işlemesini sağlamak için çeşitli yapılar kurmuştur.

Adına ‘Güvenlik Teşkilatı” denir.

İstihbaratı vardır, ayrılıkçıları belirleyip izlemek için.

Yargısı vardır, Anayasal düzeni zorlamaya kalkışanları ortadan kaldırmak, etkisiz hale getirmek için.

Güvenlik Teşkilatları vardır, Yargının hüküm verdiği insanları içeri sokmak, onları izlemek ve etkisiz kılmak için.

Anayasayı ihlal eden, getirildiği görevi şahsi çıkarları veya mensup olduğu kanun dışı oluşumların çıkarları için kullanan kim olursa olsun, devlet onun hakkında gerekeni yapar, yapmalıdır.

Ancak gereken yapılırken, yapılanın hukuki olması da şarttır.

Ama devletin kaynaklarını kendi çıkarları için iç eden, getirildiği görevde şahsi egolarını tatmin eden, adına Kayyum denilen isimlere de dikkat edilmesi gerekir.

Sızan bilgilere göre, belediyede işe alınanların bazılarının yakınları terör örgütünün içerisinde olduğu için belediye başkanları hakkında işlem yapılıp yerlerine kayyum atanmış.

Peki sormazlar mı birader, “Laheye Büyükelçi olarak gönderdiğiniz Şaban Dişli’nin kardeşi Mehmet Dişli, hangi suçtan cezaevinde yatıyor.

Ya da Bakanlar Kurulu’nda görevlendirdiğiniz ülkenin tarımını, çok uluslu şirketlerin emrine veren Tarım Bakanının kardeşi cezaevinde tatil mi yapıyor.

Haydi Kayseri’den de bir örnek verelim, Kentin en büyük oluşumunun başına getirdiğiniz İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor A.Ş.’nin eski genel müdürü olan zat hakkında “Fetöcü yapılara etkinlik için salon tahsis etmekten işlem yapılmış mıydı?”

Bu vatandaşa sosyal medya kanalıyla soru sordum, yoğunluğundan zaman bulamamış olmalı ki!, cevap vermedi..

Yani başka bölücüye, başka teröriste sempati duyana dünyayı dar ederken, kendi teröristiniz, kendi bölücünüzün sırtını sıvazlayıp onu makamla taltif ederseniz, bunun adı çifte standarttır.

Mart seçimlerinden sonra seçilen Diyarbakır Belediye Başkanının makamına geldiğinde,  kayyumun kurduğu saltanatı hayret dolu yüz ifadesiyle izlerken görüntüleri var gözümün önünde.

5 yıldızlı otellerde bile bulunmayan bir lüks ve şatafat zinciri kurmuş kayyum efendi.

Ya da, daha önceki kayyumluk döneminde 3 ayda 145 bin liralık kuru yemiş tüketen bir ismi yine kayyum yaparsanız vicdanları sızlatırsınız.

Yahut, kayyum olarak atadığınız zat-ı muhterem makama, koltuğunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın portresi ile gidip, Atatürk’ün portresinin yerine Cumhurbaşkanının portresini astırırsa, tepki görür, sıkıntı yaratır.

Gelelim meselenin demokrasiyle çelişen bölümüne.

Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediyelerine kayyum atandı.

Bu kentlerde belediye başkanlarının seçimde aldıkları oy oranlarına baktım, yüzde 50 ila 60 arasında.

Bu 3 Büyükşehir Belediye Başkanı aday olurken,  savcılıklardan temiz kağıdı almış mı?, almış.

Görevde bulundukları 4 aylık süreçte haklarında bir yasal işlem yapılmış mı?, yapılmamış.

O zaman siz milletin iradesini hiçe sayıp, keyfi bir kararla seçilmiş insanları nasıl görevden alabilirsiniz.

Haydi aldınız, belediye başkanlarının bir soruşturma veya dava ile görevden alınmaları sonrası prosedür bellidir.

Toplanır Belediye Meclisi, görevden alınan başkanın yerine bir meclis üyesini görevlendirir.

Ülkenin ortasında, batısında bu Anayasa Hükmü geçerli ise, Doğuda yaşayan kürt kardeşimin iradesine siz hangi hakla ipotek koyuyorsunuz.

Başta da söyledim, yeniden söylüyorum.

Amacına, emeline,  hedefine, kanundışı yollar kullanarak ulaşmak isteyen herkes benim gözümde suçludur, haindir.

Ama İstanbul’da seçim kazanmak için devletin TRT’sine kırmızı bültenle aranan teröristbaşının kardeşini çıkaracak, propaganda yaptıracaksınız.

Ardından, “Arandığını bilmiyordum” kolaycılığına sığınacaksınız.

Seçimde beklediğiniz destek gelmeyince, “Bu belediye başkanları PKK denilince sempatiyle bakıyorlar” diyerek seçilmiş insanları görevden alacaksınız.

Ya da bir başka hainin, Fetullah Gülen’in yandaşını, yalakasını taltif edeceksiniz.

Seçilmişi de, bizim gibi düşünmüyor diye görevden alacaksınız.

Dürüst değilsiniz..

Samimi değilsiniz..

Ülkenin geleceğinden çok kendi geleceğinizi düşünerek, politika geliştiriyor ve her seferinde duvara tosluyorsunuz.

Yazarın Diğer Yazıları