Ahmet ZORLU

KADERİMİZ Mİ?

Ahmet ZORLU

Allah Aşkına biri söylesin..

Bu kentin kaderi mi, kendi geleceğini, ikbalini, istikbalini toplumun geleceğinin önüne koyan bazı kişileri çıkarmak.

Piyasaya çıktığı günleri hatırlayın Metin Feyzioğlu’nun.

Demokrasiye inan kitleler bir ara CHP Genel Başkanlığı için bile düşünmüştü.

Neyse ki CHP’yi Allah korudu, yoksa bu gün Bahçeli’nin durduğu yerde,  seçilseydi Feyzioğlu soyadlı CHP Genel Başkanı duracaktı.

İktidarın getirmek istediği ‘Çoklu Baro’ bağımsız yargının cenaze namazıdır.

Ama ne hikmetse, bu düzenleme için sokağa çıkan 60 ilin baro başkanına öncülük etmesi gereken bu adam, yanına 15 baro başkanını alıp, yüzü kızarmadan Ata’nın manevi huzuruna çıkıyor.

Aynı saatlerde 60 Baronun Başkanı yağmur altında polis ablukasında bekliyor ve Ankara’ya girmelerine izin verilmiyor.

60 Baronun başkanının önünde olması gereken Metin Feyzioğlu ise, vekillik ve bakanlık hayali kurarak konuyu geçiştirmeye çalışıyor.

Bu adam, bir zaman Türkiye Siyasetine damgasını vurmuş, Kayseri Halkının her zaman sahip çıktığı Turhan Feyzioğlu’nun torunu maalesef.

Gelelim ikinci kahramanımıza.

Kentimizin medarı iftiharı, Zindaşti denilen uluslararası bir uyuşturucu kaçakçısının cezaevinden çıkmasına vesile olduğu iddia edilen, Anayasa Profesörü ünvanlı Burhan Kuzu’ya.

Sosyal Medya Hesabından yaptığı paylaşım aynen şöyle;

“Parlamenter sistemin güçlendirilmişi olmaz. Parlamenter sistem, kokuşmuş ve miadını doldurmuş bir İngiliz modelidir. Kriz, kaos ve bunalım dönemlerine yani Eski Türkiye’ye dönmemizi isteyenler var. Samimi iseniz, yeni sistemi geliştirelim. Sistemin Kurucu Babası Burhan Kuzu.”

Metindeki düzeltmeler bana aittir, orijinalinde Ali Okulu Mezunun bile yapmayacağı hatalar vardı.

“Fetullah Gülen’i tanımıyorum, hiç görüşmedim” dedi, fotoğrafları çıktı hemi de sofrada, hemi de el sıkışırken.

“Zindaştı diye birini tanımıyorum” dedi, fotoğrafları çıktı, hemi de yemek masasında. Şu anda yargıya müdahale ederek Zindaşti’yi serbest bıraktırdığı iddiasıyla yargılanıyor.

Ve bu zat şu anda güzel ülkemin içine düşürüldüğü Partili Cumhurbaşkanlığı gibi ucube bir sistemin fikir babası olmakla övünüyor.

Ne yazık ki, onun da kimliğinde Kayseri var.

Eskiden ülkenin doğu kentlerinde tüketilen kaçak elektriğin bedeli hep tartışılırdı.

Çünkü bu elektriğin bedelini ‘Kayıp Kaçak Bedeli’ kaleminden biz öderdik.

Özel şirketler faturaları öyle bir düzenlemeye başladı ki, her birimiz her ay Vatan Haini Teröristlerin kullandığı kaçak elektrik için kaçar lira ödüyoruz belli değil.

Bildiğimiz tek şey, 100 liralık elektriğe 100 lira da ekstra para ödediğimiz.

Bu işin fikir babası da, AKP Kurulduğundan beri Milletvekili seçtiğimiz Sayın Taner Yıldız.

Zira yerel mahkeme karar vermiş, ‘Kayıp kaçak bedeli adı altında vatandaştan alınan paraları geri ödeyin” diye yüksek yargıda bu kararı onamıştı.

Yargının bu kararı torba yasaya atılan bir hükümle geçersiz kılındı ve kayıp kaçak bedellerini misliyle biz ödüyoruz, ama faturada gözükmüyor.

“Mustafa Elitaş ile kafa kafaya verdik, Şeker Fabrikası’na Hüseyin Akay’ı getirdik” diyen bir vekilimiz vardı. Hani yaştan dolayı gözler zayıflayınca, girdiği mağazada mankeni canlı sanıp elini sıkmaya kalkışan Yaşar Karayel.

Hani, yaşlandığı için yerine oğlunu milletvekili seçtiren zat.

Sormak lazım, kafa kafaya verip yönetimini Fetö’cü yargının önüne attığınız Kayseri Şeker’in şu anda 2,5 Katrilyon borcu var. Eserinizle övünüyor musunuz? diye..

Ya da, “Şeker Operasyonunda apar topar gözaltına alınarak Fetö yargısına yem edilen ve 20’nin üzerinde seçilmiş kurumda başkan, başkan yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyeliği görevinden istifa etmek zorunda bırakılan, iki gün önce toprağa verdiğimiz Hasan Ali Kilci’nin vefatını duyduğunuzda kendinizden utanmadınız mı?” diye..

Hele o cenaze töreninde en önde saf tutan dünün ve bu günün makbulleri vardı ki, insan sormadan edemiyor;

“Hangi yüzle cenaze törenine katıldınız, Hasan Ali Kilci kumpaslarla Fetö’ye yem edilirken neredeydiniz?” diye.

İsim çok, örnek çok.

Ama lütfen bu kentin siyaset kurumlarından rica ediyorum, Ankara’ya göndereceğiniz isimlerden bir beklentimiz yok. Çünkü 18 yıldır giden sırt üstü yattı.

Ama lütfen, siyasete, bürokrasiye kazandırdığınız adamlara dikkat edin.

Bu kent halkının ve milletin ‘Hayal kırıklığı’ haline gelmesinler.

 

Yazarın Diğer Yazıları