İNGİLİZ KUMAŞI..

Hatırlar mısınız, geçmişten günümüze söylenegelen bir temenni veya beddua vardır;

“Allah sana yaşattığını yaşamadan ölüm nasip etmesin” derler.

Yaşattınız, yaşamaya başlıyorsunuz.

Size güvenerek, sağına, soluna alan Necmettin Erbakan’ın elini-kolunu bağlayıp yılların emeği ile büyüttüğü partisini, koltuğunu altından çekiverdiniz.

Erbakan’ın siyasi hayatı boyunca, ilmek ilmek ördüğü ‘Milli Görüş Gömleği’ni bir gecede paramparça ettiniz ve “Biz bu gömleği çıkarıyoruz” dediniz.

‘Yoksulluğu yeneceğiz’ dediniz, yoksulların günahını ve ahını aldınız.

‘Yolsuzluğu ortadan kaldıracağız’ dediniz, Türkiye’yi kara paranın hükümranlığına teslim edip, Yolsuzluk Cenneti yaptınız.

‘Yasakları tarihe gömeceğiz’ dediniz, nefes almak dışında her şeyi yasakladınız.

Açlık, yeniden konuştuğumuz konu oldu.

İşsizlik, en temel sorunumuz haline geldi.

Patates-Soğan için düşman kabul ettiğiniz Sisi’nin, Esad’ın kapısını çalmak zorunda bıraktınız bu milleti.

Devr-i İktidarınızda yanlışı dillendirenleri tek tek tasfiye ettiniz.

Abdullatif Şener’i, Abdullah Gül’ü, Ali Babacan ve daha onlarca dürüst, namuslu insanı, sırf size benzemiyor, dediklerinize kafa sallamıyor diyerek bozuk para gibi harcadınız.

Devlet’te liyakati kaldırıp biatı hakim kıldınız.

Damat Beyden Hazine ve Maliye Bakanı, Oteller Zinciri sahibinden turizm bakanı, çiftlik ağasından tarım bakanı, özel okullar zinciri yöneticisinden Milli Eğitim Bakanı, Özel Hastaneler Zinciri sorumlusundan Sağlık Bakanı atayarak milletin değil, çiftliklerin, holdinglerin zincirlerin yanında yer tuttunuz.

6 ayda bir politika değiştirdiniz.

Kah Apo’yu dayattınız bu millete, kah yerlici ve milliciliği.

Yüzünüz kızarmasa, ‘Milli Görüş Gömleği’ni yamatıp yeniden sırtınıza geçireceksiniz.

Siz görmüyor, göremiyorsunuz ama güzel ülkem, 2001 yılından daha fakir, daha borçlu, felakete daha yakın.

Eğitim sistemi çökmüş, ekonomisi harap, medeni dünyanın acıyarak baktığı bir noktada.

Ve Ak Partililerin bile umutla beklediği yolculuk başlıyormuş, gelen bilgilere göre.

Sırtına İngiliz Gömleği geçirmiş, bir zamanlar teorisyenliğinizi yapan Ali Babacan ve arkadaşları partiyle olan tüm ilişkilerini kestiler, yeni bir siyasi harekete start vermeye hazırlanıyorlar.

Yani yaşattığınızı yaşamanıza ramak kaldı.

Bu Sonbahar ve bu Kış sizin için çok sıcak geçecek gibi.

Devri iktidarınızda göbeklenen, palazlananların büyük bölümü şimdiden ‘AKP’den sıvışmanın zaman ve şartları’ isimli kitabı başucu kitabı yaptı bile.

Zira siz, 2005 yılında ‘AB’ye üye oluyoruz’ dediniz, neredeyse bayram yaptınız. AB Türkiye defterini kapattı sizin sayenizde.

2007 yılında ‘Düyanın ilk 10 ekonomisinden biri olacağız’ dediniz, ilk 20’den çıktık, çıkacağız sayenizde.

2008’de hedef büyütüp ‘Dünyanın ilk 5 ekonomisinden biri olacağız’ dediğinizde ekonomistler gülmüştü size de, anlayamamıştık biz.

2009 Yılında ‘Yerli uçağımız havada’  afiş ve pankartları astırdınız, 10 yıl sonra 50 milyon dolar için Türk Silahlı Kuvvetlerinin göz bebeği Tank Palet Fabrikamızda entarili Araplar cirit atmaya başladı.

Aynı yıl ‘Yerli otomobilimiz yola çıkıyor’ diyerek bir otomobil maketi ile kandırdınız bizi hatırlıyor musunuz?

2016 yılına geldiğimizde, belimizi büken enflasyon ve işsizliği yok edeceğinizi söylediniz, her iki alanda da rekor kırdınız.

2017’de ‘Başkanlık gelince uçacağız’ dediniz, onu da getirdik, ama bırakın uçmayı, kanadı ve ayağı kırık leyleğe çevirdiniz ülkeyi.

Daha verdiğimiz şehitler, Bahçeli’nin Apo’nun mektubunu savunacak konuma gelmesi,  Tarımın yaşadığı  çaresizlik, doların hakimiyeti gibi konulara girmiyorum bile.

Ne diyeyim şimdi.

Eğer 17 senede bu millete yaptıklarınızı ‘iyi’ olarak görüyorsanız, iyilikle ödüllendirilesiniz.

Ama yaşattıklarınızı yaşamadan giderseniz de, buna gönlümüz razı olmaz.