Ahmet ZORLU

HEPSİ VAR SİZDE..

Ahmet ZORLU

İbn-i Haldun’a göre, bir toplumun çöküşünün alametleri şunlardır;

-Birlik ve Dayanışmanın yok olması.

-Üretimin zayıflaması.

-Toplumun tüketim çılgınlığı.

-Vergilerin durmadan artırılması.

-Devlette Liyakat İlkesinin ortadan kaldırılması.

-Adaletsizliğin yaygın hale gelmesi.

-Umutların kırılması.

-Göçün hız kazanması.

-İblisane bir gurur ve kibir.

-Gösteriş, riyakarlık ve yalakalık..

Ne kadar tanıdık olgular, şu anda yaşadığımız güzelim ülkemde tamamını birden yaşıyoruz.

Ve ey iktidar edenler, yukarıdaki 10 maddenin 10’u da sizde var, farkında mısınız?

Bunlar yetmiyormuş gibi, İbn-i Haldun’un bile düşünemediği toplumsal arızalar çıkardınız başımıza.

Mesela, siz zenginleştikçe ülkece milletçe bizi fakirleştirdiniz..

Mesela, Kamunun Malını-Mülkünü hoyratça yabancıya sattınız.

Mesela, Deli Dumrul misali yaptırdığınız köprüden ister geç, ister geçme, hepimizi haraca bağladınız.

Mesela, Devletin tüm ekonomik olanaklarını 5 şirket,  5 kişi arasında üleştirdiniz. Adamlara ‘En fazla kamu ihalesi alan 5’li! olarak dünya rekoru kırdırdınız.

Mesela, dün ak dediğinize bu gün kara diyerek milleti renk körü yaptınız.

Mesela, orta halli ülkeleri bırakın, dünyanın en zengin devletlerinin yöneticilerini bile kıskandıracak! köşkler, saraylar, uçan saraylar oluşturarak, milletin parasını çar-çur ettiniz.

Mesela, bizi boğazımıza kadar emperyalizme bağımlı hale getirdiniz.

Mesela, evlatlarımızı, yavrularımızın genç dimağlarını bir takım din tüccarlarının insafına emanet etmek zorunda bıraktınız bizi..

Mesela, sadece bir kentinin bir şubesinde 45 yavrunun taciz ve tecavüze maruz kaldığı vakfı, ‘Kamu Yararına çalışan Vakıf’ ilan edip, kök salmasını sağladınız.

Mesela, dünya teknolojik yarışta iken ‘Okçular Vakfı’ gibi kültürden, bilimden çağın gerçeklerin yoksun yapıların, neredeyse devlet katında temsilini sağladınız.

Mesela, aile içi şidetin, boşanma davalarının, kadın cinayetlerinin rekor üstüne rekor yaşadığı günler gösterdiniz bu millete.

Mesela, miting meydanlarında ‘Eyyyy’ diye höykürdüğünüz bazı ülkelerin yöneticilerinin adaletimize, ekonomimize, güvenliğimize müdahale etmesi üzerine ‘emredersiniz’ moduna girdiniz. Rahip Bronson olayında olduğu gibi.

Mesela, Kurtuluş Savaşında bile ülkenin bağımsızlığı için tren vagolarında basılıp bağımsızlık tohumunu ülkeye yayan, konu ‘Milli Bütünlük’ olduğunda tük yürek haline gelen Türk Medyasını bile emir eri haline getirdiniz. Bu millet artık gazete okumuyor, televizyon seyretmiyor ve sosyal medyayı 4. Güç yerine koydu ise bunun tek sorumlusu, eğitmeden donatıp gazete köşelerine yerleştirdiğiniz tetikçi kalemler ve yorumculardır.

Mesela, Halkın sağlığını bile masaya koyup, ‘Şehir Hastaneleri’ adı altında, hasta garantili binalar inşa ettirdiniz, sonra da bu binalara kiracı olarak yerleştiniz hastalarımızı.

Mesela, Dengesiz, ne dediği belli olmayan bir Dünya Delisi’nin Milletin onurunu ayaklar altına mektubuna bile cevap veremez hale getirdiniz, Türk Hariciyesi’ni.

Başka milletlerin, başka ülkelerin iç işlerine burun sokmayı hastalık haline getirdiniz, bu gün dünyada ‘dost’ diyebileceğimiz millet ve ülke bırakmadınız.

Daha da acısı nedir biliyor musunuz?

Umut bırakmadığınız gibi kocaman bir toplumu hayal bile kuramaz noktaya getirip geleceklerini çaldınız.

Ama hala size göre Millet Refah içinde yüzüyor.

Yaşanan sorunların sorumlusu Dış Güçler.

İktidarın hedefi, 2071’e kadar görevde kalmak.

Öyle mi?

Siz ülkeyi 2023’e taşıma hedefini koyarken neler vaat etmiştiniz biliyor musunuz?

Hiç biri, ama hiç birini yapamadınız.

Sanırım, bu kafayla da 2023’ü biraz zor görürsünüz.

Sizin tuzunuz kuru, ama bu milletin 2023’e ulaşacak ne gücü, ne takati,  ne de inancı kaldı.

Yazarın Diğer Yazıları