Ahmet ZORLU

GÜNDEM OLUŞTURMAK..

Ahmet ZORLU

Sayın Cumhurbaşkanının ülke yönetiminde başarısı tartışılır.

Ama bir-iki konudaki maharetini kabul etmek zorundayız.

Bunlardan birincisi, kendisine en muhalif isimleri yanına alıp parti potasında eriterek, AKP’liden daha AKP’li yapması.

Bu özelliğine örnek verecek olursak, Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu, Tuğrul Türkeş ve en son Devlet Bahçeli isimlerini sayabiliriz.

Daha yüzlercesi var ama bu üç-dört isim sanırım ne demek istediğimi anlatır.

İkincisi, kendisine alternatif olacak isimleri bir çırpıda tukaka ilan ederek Ak Partide ‘İstenmeyen adam’ konumuna getirebilme yeteneği.

Bu özelliği için isim saymak gerekirse, bir zamanlar birlikte yola çıktığı Abdüllatif Şener, Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan gibi onlarca ismi saymak mümkün.

Başarılı olduğu bir başka alan da, ‘Gündem yaratma Yeteneği..’

Asıl ben bu konu üzerinde durmak istiyorum.

En olmadık zamanda, en olmadık bir konuyu gündeme getirerek, asıl uğraşı ülke sorunları olması gereken muhalefetin günlerce, haftalarca bu konuyu tartıştırma ve gerçek gündemi öteleme kabiliyetine dikkat çekmek istiyorum..

Çıkın sokağa, kime sorarsanız sorun.

Türkiye Cumhuriyeti’nin en öncelikli sorunu olarak size işsizlik, geçim sıkıntısı, gençliğin hapsedildiği çaresizlik,  açlık sınırı altında yaşayan milyonlar, tutarsız dış politika sonucu ülkenin sürüklendiği acınası durum, ekonomi yönetiminin güven vermemesi gibi onlarca sorun sayabilir veya öncelik listesine koyabilir.

Peki biz neyi tartışıyoruz günlerdir.

Kanal İstanbul ve Libya’ya asker gönderme meselesi..

Şimdi anladınız mı, ne demek istediğimi..

Maalesef, çaresiz halkın ızdırabını dillendirmesi ve çözüm önermesi gereken muhalefet de bu tuzağa düşüyor ve halkın gerçek sorunları öteleniveriyor.

Türkiye’de muhalefet ilk kez 31 Mart Yerel Seçimleri öncesi, iktidarın bu oyununu bozdu ve kendi gündemi ile çıktı halkın huzuruna.

Sonuç da aldı.

AKP’nin kalesi konumundaki bir çok belediyede seçimlerin galibi Millet İttifakı adayları oldu.

Sayın Cumhurbaşkanı bile hala, 31 Mart Seçim sonuçlarını anlamlandırmaya çalışıyor.

Zira bu seçimler iktidar partisinin, MHP’nin de desteğine rağmen ilk seçim yenilgisidir.

O nedenle muhalefetin gündem belirleme stratejisini yeniden gözden geçirmesi ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın belirlediği gündemin ötesine geçerek ülke gündemine odaklanması gerekir.

Güzel ülkemin kronik hale gelen sorunları içerisinde Kanal İstanbul diye bir meselesi yoktur, olmamalıdır.

Libya Tezkeresi gibi başka ülkelerin, başka toplumların işlerine burun sokma gibi bir meselesi yoktur, olmamalıdır.

Güzel ülkemin en öncelikli sorunu açlık noktasındaki milyonlardır, yoksulluk pençesinde kıvranan geniş halk yığınları olmalıdır.

Halk yığınlarının çektiklerine inat, lüksünden, görkeminden, şaşaasından bir milim bile taviz vermeyen genel ve yerel yönetenler olmalıdır.

Kendi vatandaşı hastane kuyruklarında sıra beklerken, ‘Öncelikli Hasta’ etiketli Suriyeli Mültecilerin ülkede yarattığı tahribat olmalıdır.

Kelepir fiyatına satılan Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığının, milli onurumuzu nasıl zedelediğinin konuşuluyor olmasıdır.

Çocuklarımızın, izlenen düzeysiz eğitim sistemi ile karartılan gelecekleri olmalıdır.

Demokrasi olmalıdır ülke gündeminin en önemli maddesi, De Mok Ra si..

Hani şu değerlerini hoyratça yok ettiğimiz, çağdaş bir fert olmamıza vesile olan Demokrasi..

Adalet olmalıdır.

Yargı sisteminin içine düşürüldüğü, partili hakim ve savcıların ortalıkta cirit attığı yargı..

Türk Ordusu’nun yeniden ‘Dosta güven, düşmana korku verir’ hale getirilmesi olmalıdır.

Bağımsız Üniversiteler olmalıdır.

Üniversitelerin yöneticilerinin yeniden, üniversite camiası tarafından seçiminin sağlanması olmalıdır mesela.

Cehaletle savaş olmalıdır, güzel ülkemin öncelikleri arasında.

Üretim seferberliği olmalıdır, önceliklerimizin biri de.

Liyakatı konuşmalıyız artık, liyakati..

Genç ve pırıl pırıl beyinlerin ülkeden umudunu keserek Avrupa kapısında gelecek aramasının önüne geçecek önlemleri konuşmalıyız mesela.

Yok edilen Atatürk İlke ve değerlerinin yeniden inşasının önemini konuşmak ve tartışmak zorundayız örneğin.

İşte muhalefet, yerelden genele kadar bu alanlara odaklanır,  bu alanlarda yaşanan sıkıntıları, rezaletleri, aymazlıkları gündemde tutar ve sağlıklı çözüm önerileri ile çıkarsa seçmenin karşısına, başarılı olması kaçınılmazdır.

Ama iktidarın önlerine yuvarladıkları toplarla oyalanmaya devam ederlerse, yine yapılacak ilk seçimde yüzde 50,05 ve yüzde 49.05’i tartışmaya devam ederiz.

Benden uyarması..

Yazarın Diğer Yazıları