Ahmet ZORLU

CAHİLİN YUMRUĞU

Ahmet ZORLU

Önce saldırının amacı konusunda, doğru ve objektif bir teşhis yapalım dilerseniz.

Bana göre bu saldırı, "Kardeşliğimizi dinamitlemek için. Ülkeyi karıştırmak için. Bizi birbirimize düşürmek için. Bölüp parçalamak için. Huzursuzluk yaratmak için. Dirliğimizi bozmak için" yapılmıştır.

Yani, cahil birinin salladığı yumruk olarak kabul edilemez.

O yumruğu, o saldırgan yüzü Kayseri’den tanıyoruz.

Kitleyi galeyana getirebilir miyim diye, Taner Yıldız’ın burnunda patlamıştı..

Sağduyu galip geldi, bölme çabası birliğe vesile oldu.

Ardından Kılıçdaroğlu’nun önüne mermi çekirdeği atarak gösterdi yüzünü, bir başka şehit cenazesinde..

Yetmedi, her fırsatta boynunu uzattı, çirkin ve kirli yüzünü gösterdi..

Onun tek gayesi var.

Kaos yaratmak, kargaşa çıkarmak.

Bazen Derin Devlet olur, bazen Kontrgerilla kimliği taşır, bazen bölücü söylemlerle çıkar karşımıza, bazen de liderleri kullanır sevdiği ortamı yaratmak adına..

Siz Kılıçdaroğlu’nun yüzünde patlayan yumruğu bırakın, o kukladır, tutulmuş cahildir, yurtsever maskeli haindir.

Bulabiliyorsanız,  kuklacıyı ortaya çıkarın.

Aslında çok iyi biliyorsunuz, çok iyi biliyoruz kuklacının kim olduğunu.

Kuklacı, ‘Bunları elektrik direklerinde sallandıracak, kan banyosu yaptıracağız” diyenler ve onları himaye edenlerdir.

Kuklacı, demiri kor haline getiren, şimdi de ‘soğutalım’ edebiyatı yapandır.

Kuklacı, “Valilere talimat verdim, şehit cenazelerine katılamayacaklardır” diyerek ötekileştirenlerdir.

Kuklacı, ‘Adalet yürüyüşü’ yapan Kemal Kılıçdaroğlu’na suikast için vurucu tim gönderenlerdir.

Kuklacı, yandaşlığı, yalakalığı aşıp yalama olmuş satılmış kalemlerdir.

Kuklacı, Maraş’ı, Çorum’u, Sivas’ı tezgahlayan, aydınları, sanatçıları diri diri yaktıranlardır.

Kuklacı, Sivas’ı, Maraş’ı, Çorum’u tezgahlayanlara adalet önünde kalkan olup, daha sonra bakanlık makamlarında, vekillik makamlarında tezgah nöbetini sürdürenlerdir.

Kuklacı, 2 kadın taksime çıktığında bile gaz ve jop ziyafeti talimatı veren, ama Çubuk’ta, kukla topluluğunu dağıtmak yerine onlara adeta yalvaranlardır.

Kuklacı,  7 Haziran-3 Kasım tarihleri arasında seçim yenilgisinin faturasını millete kesenlerdir, şimdi de Ankara ve İstanbul seçiminin faturasını da millete kesmek isteyenlerdir.

Gelinen bu noktada, vicdanların rahatlama, ülkenin rahatlaması için İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,  Türk Milletinden özür dileyerek derhal görevinden istifa etmelidir.

Çubuk ihanetinin senaryosunu yazan, sahneleyen rol alanlar tek tek belirlenip ortaya çıkarılmalı ve Adalete teslim edilmelidir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, 15 Temmuz Gecesi halka dağıtılan ve sırra kadem basan silahların izini sürüp bunları tek tek yeniden toplanmalıdır.

Bireysel silahlanmaya karşı çok ciddi önlemler alınarak vatandaşın üzerindeki silahlara tek tek el konmalıdır.

Unutmayın ki, güzel ülkemde fikir mücadelesi yerini tehlikeli bir mücadeleye bırakmak üzeredir.

Bu mücadele, fikri kalmamışların cehaleti bir silah olarak kullanmaya başladığını ortaya koyuyor ve Cehaleti ise rasyonel düşünceyle yenmek mümkün değildir.

Unutmayınız ki, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yüzünde patlayan yumruklar aslında demokratik sistemin yüzünde patlamış yumruktur.

Ve son sözüm, cemazülevvelini bildiğim birinin “3 saat önceden cenazeye niye gittin” diye sorun saldırıyı mazur gösteren, Yahyalı Devlet Üretme Çiftliği’nin patronuna..

Evet zorunuza gidiyor.

Ankara, İstanbul gitti.

Yarın Kayseri’de giderse, koskoca devlet arazisinin üzerine kurduğun imparatorluk sorgulanır diye endişeleniyorsun. Merak etme kardeşim, devlette devamlılık esastır. 39 sene bu kıymetli mülkün kaymağını reis sana tahsis etti. Ama sana tavsiyem, ara sıra Türgev’e, Tügva’ya, vekillerimize, başkanlarımıza birer sepet kiraz göndermeyi, göndereceğin kurbanlıklara kurdela bağlamayı da ihmal etme.

Bir diğeri ise maalesef ‘Neyse cana geleceğine mala geldi’ diye aşağılık yorum yazacak kadar seviyesizlik çukuruna başmış bir reklamcıydı. Bir zaman Müftülük personeli iken zimmetine para geçirdiği için işinden atılan bu kişiye ise cevap vermeye bile değer bulmayıp engelledim.

MHP Liderinin saldırı sonrası kullandığı yaklaşımı ise yüzüm kızararak izledim. Soruyor Bahçeli Kılıçdaroğlu’na;

“Yüzde 9 oy aldığın bir yere şehit cenazesine gidilir mi?”

Bre mübarek, düşük oy aldığın yerlere şehit cenazesine bile gitmeyeceksen, senin Balgat’tan başka bir yere gitmemen gerekir.

Yani hala,  kurdukları saadet zincirinin devamı için, hem de koro halinde, hayatın her alanında, ‘Yalan ve iftira’ çukurunda debelenen zavallılar, Kılıçdaroğlu saldırısını bile tersyüz etmenin telaşını yaşıyorlar.

Ben söyleyeyim, iyi günlerde değiliz.

Cehaletin yumruğunun nerede suratınıza patlayacağı hiç belli olmaz.

Aman cahillerden ve cehaletten uzak durun..

Yazarın Diğer Yazıları