Ahmet ZORLU

BÖLMEYİN, BİRLEŞTİRİN..

Ahmet ZORLU

Bardak artık taştı..

Yaşananlara bakıldığında insanın “Bu kadarı da fazla” diyesi geliyor.

İktidar edenlerin niyeti artık çok net.

Her uygulamayı oya tahvil etmek.

İktidar Partisinin dışındaki oluşumların ise hareket etmesine bile izin vermemek.

Ya bizdensin, ya değilsin aşaması gerilerde kaldı.

“Ya biat edeceksin, ya zindana gideceksin” noktasına getirdiler meseleyi.

Yapanın değil, yazanın cezalandırıldığı bir mekanizma..

En samimi uyarıya, en samimi uygulamaya, en demokratik harekete bile tahammülleri kalmadı.

Her adımlarının arkasında birilerine fırsat yaratma hesabı yatıyor.

Corona Virüs bile akıllarını başlarına getirmedi.

Eldeki Demokratik Geleneğin kalan kırıntılarını ortadan kaldırarak, felakete, parçalanmaya, ekonomik kaosa davetiye çıkarıyorlar.

Sokağa çıkma yasağında, Kayseri’ye, Konya’ya, Antep’e bedava ekmek dağıtımı serbest, onların ekipleri halka moral etkinlikleri düzenleyebiliyor.

Ama İstanbul’a, Ankara’ya, Mersin’e, Adana’ya toplum yararına uygulamalarda bulunmak yasak.

Cezalandırılan Belediye Başkanları değil, kentlerin halkı.

Aşevi Geleneğini Türkiye’de başlatan Belediye Kayseri Büyükşehir Belediyesi idi.

Bu aşevlerinin bazılarını Mehmet Özhaseki, bazılarını Hacı Boydak gibi isimler finanse etti yıllarca.

Dar gelirli ailelere yıllardır ücretsiz yemek-ekmek dağıtımı yapılırdı Kayseri’de.

Sonradan yemek faslını ortadan kaldırdılar, ama hala belediye ekmek dağıtımını aralıksız sürdürüyor.

Aşevlerinin Mimarı AKP Genel Başkan Yardımcısı. Hem de Yerel Yönetimlerden Sorumlu.

Fakirin sofrasına sıcak yemek ulaştırmayı amaçlayan bu güzel hizmeti,  Ankara, İstanbul, Mersin Belediyeleri yapmaya kalktığı zaman, “Yassah Hemşerim” öyle mi?

Kayseri Büyükşehir Belediyesi Spor A.Ş. bir etkinlik timi kurdu, her akşam bir mahallede birbirinden güzel şarkıları seslendiriyor ve insanlara moral aşılıyorlar.

AKP’lisi, CHP’lisi, Saadet Partilisi, İyi Partilisi herkes balkonlardan eşlik ediyor, pırıl pırıl bu genç kardeşlerimize.

Kayseri’de tamam, Ama Kadıköy’de halka moral vermek yasak öyle mi?

Türkiye’deki tüm siyasi partiler, sivil toplum yapılanmaları, sendikalar, odalar, dernekler.

“Bize oy vermediler” diye, devasa kentlerin halkına ceza kesiliyor farkında değil misiniz?

Ele ele verip, mücadele etmemiz gereken çağın vebası canlarımızı alırken, hepimize saldırırken bile partizanlık yapmak, akıl alacak bir şey değil.

O nedenle, “Gün siyaset yapma günü değil” diyen herkes ama herkes,  “Demokrasi, Üretim, Bağımsız Yargı, Sağlıklı Ekonomi, Bilimin aydınlığı, Toplumsal Dayanışma” gibi noktalarda bir araya gelmeli, iktidarı da, toplumun, ülkenin yararına bu ortak paydaya davet etmelidir.

Gün Salı’dan Salı’ya ahkam kesme günü değildir.

Görmüyor musunuz, bu virüs partili ayırmıyor, bulduğunun yakasına yapışıyor.

Görmüyor musunuz, fakirlik, sefalet, açlık, işsizlik partili ayırımı yapmıyor, önüne çıkanının canını yakıyor.

Görmüyor musunuz, işyeri kapandığı için evinde olacakları bekleyen milyonlar, yarın ekmek bile alamayacak olmanın endişesini yaşıyor.

Görmüyor musunuz, hala bir maske dağıtımının altından kalkamadığınız için kentlerde insanlar, markete giderek çay-şeker alamıyor.

Mahir Ünal Efendi buyurmuşlar ki, "Anadolu'da 'ayrı baş çekmek' deyimi vardır. Bunun devletteki karşılığı paralel yapıdır"

Hayda.

Siz o zaman çoktan inşa etmişsiniz Paralel Yapıyı.

Ayrıca Paralel Yapı oluşturmayı siz iyi bilirsiniz Sayın Ünal.

Devletin sınav sistemini teslim edeceksiniz.

Ardından çalıntı sorularla sınavları kazananları kilit noktalara yerleştireceksiniz.

Sonra Adliyenin, Emniyetin, Askeriyenin, ve Üniversitelerin anahtarını paralelin başına emanet edeceksiniz.

Sonra onlar, önlerine geleni tutuklamaya başlayınca, Silivri’ye zindanlar inşa edeceksiniz.

“Devlet Bağırsaklarını temizliyor” diyeceksiniz.

Sonra, iktidarın anahtarını da isteyecek kadar güçlenince bu yapı, ‘Terör Örgütü ilan edip onunla savaş başlatacaksınız..’

Yani son 18 yılda sizin yaptığınız gibi.

Ama Belediyelerin başındaki yöneticilere Türk Milleti Şehremini ünvanı vermiştir. Yani kentlerin Belediye Başkanları, o kentin en emin insanlarıdır, AKP’lisi, CHP’lisi..

Dar gününde, zor gününde ilk kapısını çaldığı kurumdur belediyeler.

Belediyelerin elini kolunu bağlayıp onları çalışamaz duruma getirmekle, onlara seçim kaybettirmez, onların gelecek seçimlerde oy oranlarını artırmasına vesile olursunuz.

Geçen yılın Mart-Haziran arasını hatırlayın.

İstanbul’da attığınız yanlış adımların bedelini 800 bin oy kaybederek ödediniz.

Bir kentin halkına, partisine bakmaksızın yardımcı olmaya çalışmayı ‘suç’ olarak nitelendirmek,  insani de değildir, ahlaki de değildir, etik de değildir.

Önümde Sayın Mehmet Özhaseki’nin AKP’li Belediyelere gönderdiği Ramazan Genelgesi var.

İftar Çadırları kuramayacaklar ya.

Özhaseki, “Sıcak yemek ulaştırın evlere” diyor.

Şimdi, Sayın Özhaseki’nin genelgesinde talimat verdiği, Belediyelerin yapacağı yardımların Devletteki adı Paralel yapı mı olacak?

Yazık, çok yazık.

Yazarın Diğer Yazıları