Ahmet ZORLU

BİR-İKİ ŞEHİR..

Ahmet ZORLU

Kayseri’den çok sayıda insan, tebrik ziyaretine Ankara’ya gitmek için program yapıyordu ki, Mansur Yavaş ipi göğüsledi.

Sayın Özhaseki’de, Kayseri’de seçim kazanan yeni belediye başkanlarını tebrik etmek amacıyla, biraz da sessiz sedasız Kayseri’ye geldi.

Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Mehmet Özhaseki, “Keşke imkan olsa da, Ankara ve İstanbul’da oylar yeniden sayılsa. Bu seçimde sandıklara sahip çıkamadığımızı görüyoruz. Yeniden sayılan her sandıkta bizim oyumuz neden artıyor.” dedi.

Sayın Özhaseki’nin açıklamalarını dinlerken, geride kalan 2018 seçimlerine yapılan itirazlar sonrası Millet İttifakı adaylarına söylediği, “Ağlak ağlak gezmeyin, biraz çalışın” sözleri aklıma geldi.

Sadece bu kadar mı, Sayın Özhaseki Millet İttifakı Partilerine “Bir iki şehri aldık diye havaya girmeyin” tavsiyesinde de bulunuyor.

Bu bir-iki şehir dediği kentlerin Türkiye Ekonomisindeki yeri yüzde 73.

Bu bir-iki kentin bütçeleri bir çok bakanlığın bütçesinin kat be kat üzerinde.

Bu bir-iki kentten İstanbul bir Dünya Kenti. Ankara Hükümetin merkezi. Antalya Turizmin Başkenti.

Diğerlerini saymaya gerek var mı bilmiyorum.

Bu bir-iki kentten Eskişehir var ya Eskişehir.

Bizans, Roma, Selçuklu, Osmanlı eseri bulamazsınız, ama Türkiye’nin Kültür Başkenti olmaya aday bir şehir haline geldi, belediyesi sayesinde. Ülkenin her bir yanından her sabah binlerce insan, Eşkişehir’de yaratılan mucizeye tanıklık etmek adına bu kente geliyor, biliyor musun?

Sayın Özhaseki açıklamalarının sonunda da diyor ki;

“Ben hala Kayseri Milletvekiliyim, genel başkan yardımcısıyım. Dolayısıyla Kayseri Halkı ile helalleşmek adına da üzerime düşeni yapmaya devam edeceğim”

Benim tanıdığım, daha doğrusu siyasi sürecini yakından izlediğim Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bu seçimler sonrası alacağı önlemleri beklemeni öneririm.

Saray’dan sızan bilgilere göre, terhis belgesi hazırlanan ve imzaya sunulan isimlerin ikinci sırasında yer alıyorsun.

Seçim propaganda döneminde, eline her mikrofon alışında pot üstüne pot kırdın.

22 Ocak 2019’da gazetelere yansıyan sözleriniz hala ortada;

“Son dönemlerde bazı arkadaşlarda bir hava başladı. Eskortlar, önden gidenler, arkadan gidenler korumalar falan filan. Ne oluyor ya. Bu neyin saltanatı? Üç günlük dünyadayız şurada, geçip gideceğiz. İmtihan dünyası da hepimizi aldatıyor.

Bu sözlerin, “Başkanım sana diyom, genel başkanım sen anla” tarzında olduğunu Sayın Erdoğan kaydetmedi mi sanıyorsun.

Ya da Nurettin Okandan’ın Etkin Pişmanlıktan Yararlanmak adına mahkemeye sunduğu fotoğrafın hikayesini Sayın Erdoğan bilmiyor mu, karede yer alan bazı isimleri çağırıp dinlemediğini mi sanıyorsun?

Gelelim, “Oylar yeniden sayıldıkça neden bizim oyumuz artıyor?” sorusunun cevabına.

Sandık kurulları sayım yaptıkları ilk gece,  ‘Tercih’ mührünü, partinin ve adayın altındaki kutucuk yerine amblemin üzerine vuran seçmenlerin oylarını geçersiz saydı. YSK geçersiz oyların sayımına karar verirken, bu oyların da geçerli olacağına hükmetti.

Dolayısıyla bu oyların geçerli sayılması nedeniyle oylarınız arttı.

Ne diyordu Taner Yıldız;

“Okumuş seviyesi arttıkça bizim oylarımız azalıyor..”

Yani, tercih mührünü parti ambleminin böğrü yerine üstüne vuranların oylarıdır artanlar.

Keşke YSK Karar verse de tüm il ve ilçelerde oylar gerçekten bağımsız bir kurul tarafından yeniden sayılsa.

Sonuç;

Sayın Özhaseki seçimler tamamlandı. Bu saatten sonra ağlak ağlak gezmenin ve Millet İradesine gölge düşürmenin hiç kimseye yararı yoktur.

Siz yedirmeyecektiniz döner-ekmeği Ankara Seçmenine.

Hazımsızlık yaptı.

Bütün mesele bu..

Yazarın Diğer Yazıları