Ahmet ZORLU

BİLİMLE İNATLAŞMAK..

Ahmet ZORLU

Sayın Sağlık Bakanına, dönemin Ekonomiden sorumlu Bakanı Ali Babacan’ın söylemlerine inandığım kadar inanıyordum 1 nisan’a kadar.

Ama pazartesi akşamı çıktı ve dedi ki, “Bu virüsün bu kadar kolay bulaştığını ve çabuk yayıldığını bilmiyorduk..”

Haydaaa..

Sağlık bilimi, metametik bilimi, bilim adamları tam üç aydır yırtınıyor.

Test, test, test, izolasyon, izolasyon, izolasyon, sosyal mesafe sosyal mesafe sosyal mesafe diye..

Çinden yola çıktı ve 3 ay içinde dünyada uğramadığı ülke kalmadı, bulaşmadığı millet kalmadı Fakat Sayın Bakan “Bu kadar kolay bulaştığını ve bu kadar çabuk yayıldığını” yeni fark etmiş.

Dostlar biz gazeteciyiz.

Toplum bize, önlerine konulan her madalyonun ön yüzündeki resim gibi olmadığını, arkasındaki resmi de gösterme görevi vermiştir.

Dolayısıyla, çelişkileri paylaştığımız için muhalif veya karşı görüş olarak algılanmamamız gerekir.  

Bilinçli insandan beklentimiz, yazdıklarımız ne kadar doğru ona bakmalarıdır.

Gelelim çelişkiler zincirini ortaya koyacak uygulamalarla ilgili gözlemlerimizin devamına.

Aile ve sosyal Politikalar Bakanlığı, Bakanlığa bağlı Sosyal Yardım Vakıflarında kayıtlı dar gelirliler için 2 milyar lira  ayırdı ve 1 Nisan’da hesaplarına bu para yatırıldı.

1 Nisan sabahından itibaren her ilde, her ilçede PTT Şubelerinin önlerinde kuyruklar oluştu.

İnsanımızı anlıyorum, o paraya şiddetle ihtiyacı var.

Ama ya Sayın Sağlık Bakanının “Herkes kendi OHAL’ini ilan etsin, evden çıkmasın, sosyal mesafe korunsun” çağrıları.

Oluşan kuyruklarda bırakın sosyal mesafeyi,  insanlar birbirine dokunacak şekilde sıralanmışlardı.

Şimdi basit bir hesap yapalım.

2 Milyar Lira ayrıldığına ve ihtiyaç sahiplerine 1000’er lira dağıtıldığına göre, 2 milyon insan 1 Nisan’da PTT Şubelerine akın etti.

Ülkemizdeki virüs bulaşma hızının yüzde 10’larda seyrettiğini dikkate alsak bile 1 Nisan itibarıyla 200 bin kişi daha virüsle tanışmış anlamına gelir.

Hakkımız var mı bu milletin en fakir tabakasına bunu yapmaya.

Kayseri’de bir manav dakkanı.

Kasa kasa ürünleri dizmiş bir de yazı asmış,  “Bahçenden seçer gibi seç..”

Poşetini alan dalıyor ve başlıyor portakalı, elmayı, domatesi, patatesi mıncıklamaya.

Aynı manavın yan tarafında ekmek reyonu.

Adam ekmekleri poşetliyor.

Ucunu tutuyor poşetin, içine üflüyor poşet açıldıktan sonra içine ekmek koyuyor ve bulaştırdığı virüs kaçmasın diye ağzını sıkıca bağlıyor.

Bunu yaparken elinde eldiven yok.

Yani nefesi temiz ise bile, elinin temizliğini kimse garanti edemez.

Uyardım adamı, verdiği cevap muhteşemdi.

”Git ekmeğini başka yerden al..”

Tablonun ekmek ile ilgili bölümünü sosyal medyamda paylaşıp, konuyu ilettiğim Melikgazi Belediye Zabıtasının işletme hakkında ne gibi işlem yaptığını sordum.

Şu ana kadar bir cevap gelmedi.

Yani Sevgili dostlar, çağın vebası Covit19 konusunda önlem mönlem alındığı yok.

Sadece alır gibi yapıyoruz.

İlk ölüm gerçekleştiği günden bu yana uyarıyoruz.

Bu hastalık ülkemizde çarpan etkisi ile yayılıyor diye..

Hala bir mücizenin olmasını bekleyenleri bir kez daha ikaz etmeyi görev biliyorum.

Bilimde mucize yoktur.

Sağlık bilimi, yüzyılların deneyimleri ile ortaya çıkmıştır ve içinde sürprize rastlanmaz.

Matematik Biliminde de 2 kere 2 her zaman dört eder.

Bilmem anlatabildim mi?

 

 

Yazarın Diğer Yazıları