Ahmet ZORLU

BAYRAMDAN KALANLAR..

Ahmet ZORLU

Memleket değil tımarhane bahçesi..

Kendisini, Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa sanan zat, Ayasofya’da ülkenin kurucu iradesine beddua ettikten sonra, yine Bayram Namazı’na kılıç kuşanarak çıktı.

Madem Kılıç kuşanıyorsun, Camiye neden kurşun geçirmez Mercedesle geliyorsun. Bir Kır At alamayacak durumda mısın, yoksa günah geçirmediği için mi kurşun geçirmez mercedesi tercih ediyorsun?

Bu mübarek!’i izlerken aklımdan ne geçti biliyor musunuz?

Yakında Hristiyan Alemi’nin ya da Ortodoks Dünyanın dini liderleri vaaz kürsüsüne F-35 maketi ya da S-400 füze Maketi ile çıkarlarsa ne olur acaba?

Devleti her şeyiyle teslim ettiğimiz isim canlı yayında olduğunu unutup, “Geri al” talimatı veriyor. ‘Canlı yayındayız efendim’ denilince dudaklarını ısırıyor.

Oysa benim bildiğim bu güne kadar bütün liderler bayram mesajlarını camdan değil, candan verirlerdi.

Sadece bu kadar mı, Sayın Cumhurbaşkanımızın Sözcüsü İbrahim Kalın çıktı ve bu toprakların modernleşmeye başladığı 150 yıllık süreci kaldırıp çöpe atarak, “Biz masalları olan bir coğrafyanın çocuklarıyız. Bize yüz elli yıldır modernleşme adı altında başkalarının hikâyeleri anlatıldı. Artık kendi hikâyemizi yazma zamanıdır.” deyiverdi.

Sayın Kalın’a birinin hatırlatması lazım;

“Bu ülkenin hikayesi, çöken Osmanlı’dan ve Emperyalizmin işgalinden kurtarılan Anadolu’da, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Silah arkadaşları ile bağımsızlığa gönül vermiş ve gavurun topuna sapanla karşı koymuş ecdad tarafından yazılalı neredeyse 100 yıl oldu. Bu hikayenin özünü Bağımsızlık, Demokrasi, Cumhuriyet ve Çağdaşlık oluşturuyor. Bu temel değerlerle oynamaya kalkışmak, ateşle oynamaktan daha tehlikelidir. Dolayısıyla bu ülkenin, Türk Milletinin yeni bir hikaye yazmaya değil, bazı bölümlerini karaladığınız mevcut hikayeyi temize çekmeye ihtiyacımız vardır. Bunu da bu millet en kısa zamanda, sandığa atacağı oylarla sağlayacaktır.

Zira, Dondurma çubuğu, Kalemtıraş, Toplu iğne, Saman, hatta ve hatta Avrupa'nın çöpünü ithal eden ülke kendi hikayesini yazamaz. Bu milleti, içine düşürüldüğü ataletten çıkarıp yeniden üreten bir topluma dönüştürecek, ülkeyi bir barış ve huzur coğrafyasına yönlendirecek toplumsal seferberliğe ihtiyaç vardır.”

Gelelim Çakma Kılıç Ali Paşaya!

‘Üvey torun büyük baba ile evlenebilir”, ‘sol elle şeytan yemek yer’ gibi saçmalıklarla uğraşacağına, samimi Müslümanların cevabını bulamadığı şu soruya cevap ver;

“Neden, Dünyanın en fakir 50 ülkesinin 32 tanesi Müslüman ve bu 32 Müslüman ülkesinin devlet başkanlarının tamamı, dünyanın en zengin ilk 500 insanı arasında yer alıyor?”

Bir de Muharrem İnce Vakası yaşıyor Türkiye bu günlerde.

Gelen haberlere göre İnce, 45 kurucu üyeyle yeni bir parti kuruyor. 20 CHP’li milletvekili de bu partiye geçerek mecliste grup oluşturacak.

Ben ihtimal vermiyorum ama;

Eğer bu nazik dönemde böyle bir gelişme yaşanırsa, gönlünde sosyal demokrasi olan her CHP’li İnce’yi pek hayırla anmayacaktır bundan sonra. Daha da önemlisi, hani geçen yıl bir tartışma yaşanmıştı ya, ‘Saraya çıkan CHP’li tartışması.. Sanırım o ismin kim olduğu da kabak gibi ortaya çıkmış olacak. Ben Muharrem İnce’nin, Öztürk Yılmaz gibi ucuz hesap peşinde koşmayacağına inanmak istiyorum.

Ancak insanlar çiğ süt emmiştir.

Doğu Perinçek’in bile 180 derece döndüğü böylesi bir dönemde, Sayın İnce’nin de siyasi geleceğini kumar masasına koyması şaşırtıcı olmaz sanırım.

Az kalsın unutuyordum;

Büyükşehir Belediye Başkanımız, Şehr-i Eminimizin Arefe günü verdiği müjde.

Nasıl es geçebiliriz.

Diyor ki Memleket Büyüğü;

“Kurban Bayramı arefesinde şehrimiz için çok önemli bir bilgiyi siz kadirşinas hemşehrilerimle paylaşmak istiyorum.
Hava İkmal Millet Bahçemizin ihalesi onaylandı!

Şehrimize hayırlı olsun!”

Ünlem işaretleri Sayın Başkana ait.

Ama ben de bir iki soru sorayım, isterseniz..

Sayın Başkan, Toki’ye yaptıracağınız bu “Millet Bahçesi’nde ne üretilecek?”

Ülke ekonomisine, kent ekonomisine ne kadar katkısı olacak?

Dönemin Başbakanının da bir mitingde dile getirdiği, Hava İkmal Merkezi Bahçesinde toprağa gömülü 50 Uçağı, toprak altından çıkararak sergileyecek misiniz?

Bu projenin işsizliğin azalmasına, istihdamın gelişmesine katkı oranı nedir?

Anladığım kadarıyla, kente bir park yaptırıyorsunuz, bunun ‘müjde’ neresinde?

Dedim ya sevgili dostlar, Memleket değil, tımarhane bahçesi.

Dengenizi daha fazla bozmayayım, hadi hep birlikte Mersin’e gidelim, Silifke’de halk doların düşmesi için duaya çıkmış, biz de dahil olup el açalım.

Ne de olsa, millet olarak, ülke olarak işimiz ve geleceğimiz Allah’a kalmış gibi görünüyor.

Yazarın Diğer Yazıları