Ahmet ZORLU

AYNI TİPLER..

Ahmet ZORLU

Ekranlarda, Türkiye-Suriye krizi tartışılıyor, aynı adamlar.

Ekonomik kriz gündeme geliyor, aynı adamlar.

Kadının sorunları tartışılıyor, aynı adamlar.

Tarım ve Hayvancılık ile ilgili sıkıntılar ekranda, konuşan aynı adamlar.

Bazen diyorum ki, bu adamlar evlerine de mi hiç gitmiyor.

24 saat ekranda aynı insanlar, kanıksadık artık.

İlginç olan ise, yandaş olanlar ile karşıt olanlar, programlarda birbirine saygısızlık yarışına giriyorlar.

Karşı görüş yerine konuşana laf sokuşturmakla puan topladıklarını sanıyorlar.

Hele çıkan hır gürde, program sunucusunun yüzünde beliren gülümseme var ya, “Tamam reytingleri alt-üst ettim” sevinci.

Yapmayın efendiler, etmeyin.

Bu millet yaşananların çok ama çok farkında.

Bakmayın siz bir bölümü içine atıyor, bir bölümü de “Ya sabır” çekiyor..

Gazeteler okunmuyorsa, tutma köşe yazarlarının olmayanı olmuş gibi gösterdiği yazılardan dolayı okunmuyor.

Televizyon seyredilmiyorsa tutma, sözde adamların yalanı essah gibi pazarlama çabalarından izlenmiyor.

Siz farkında değilsiniz ama Basın Demokratik ülkelerde 4. Kuvvet sayılır.

Bizde 4. Kuvvetin vasfı değişti, sosyal medya artık 4. Kuvvet.

Zira her akşam tahsisli koltuklara kurulan ve birbirine sokak ağzı ile hakaretler yağdıran sözde program konukları yüzünden, her gün biraz daha ayrışıyoruz.

Türkiye içerde ve dışarıda sıkışmış, zor bir süreç yaşıyor.

Bakmayın siz destan yazıyoruz palavralarına.

Askerimizin sahada elde ettiği başarıları masa başında kaybediyoruz.

Kardeşim tablo gayet net.

Suriye Sorununun çözümü, Suriye’nin toprak bütünlüğü ile sağlanır.

Suriye’nin içerde yaşadığı sıkıntıları, Suriye Rejimi ile işbirliği yapılarak çözebiliriz.

‘Ben Esad ile görüşmem’ diyerek, Suriye Meselesini ABD ile, Rusya ile çözmeye kalktığınızda tüm dünyayı karşınıza alırsınız.

Bu saatten sonra 30 kilometrelik alanı temizledik diyelim.

Mevcut Rejimden kaçan ve Türkiye’de Bey-Paşa hayatı yaşayan Suriyelileri oraya gönderebileceğinizi mi sanıyorsunuz.

Hadi razı ettik diyelim, onlara başlarını sokacak evleri hangi parayla yapacaksınız.

Evet terör yapılanmaları var ve sınırlarımıza yerleşmeye çalışıyorlar.

Ama bu sorunu ‘Mazlum Kobane’ye sevgi ve saygıda kusur etmeyen ne ABD ile ne Rusya ile çözebilirsiniz.

Çünkü onların elinde birer maşadır PKK ve PYD oluşumları, hala bunu anlamadınız mı?

Dış politikada kimse kimseyi sevmek zorunda değil.

Yani Trump’un dediği gibi ‘Sert aşk’, ‘Yumuşak aşk’ olmaz dış politikada.

Gücünüz varsa, muhatabınız ülkeleri ekonomi ile, gaz ile, petrol ile dize getirirsiniz, tıpkı ABD ve Rusya’nın yaptığı gibi.

Ama gücünüz yoksa,  başka ülkelerin iç işlerine burnunuzu sokmak yerine, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı gibi “Yurt’a Barış, Cihan’da Barış” ilkesinin etrafında bir araya getirirsiniz milletinizi.

Zira siz dışarıda olduğu gibi içerde de bölerek sonuç almaya çalışıyorsunuz ama, dış politika matematik gibidir, hiçbir hamle 2 kere 2’den 5 çıkarmaz.

Yeniden söylüyorum.

Milli Onurumuzun bile yara aldığı günler yaşıyoruz.

Trump’un gönderdiği seviyesiz mektuba bile gereken cevabı vermedik, veremedik.

Diğer yandan İran ve Rusya ile geri dönülmez işbirlikleri kurduk.

Doğalgaz da Rusya ve İran’a boğazımıza kadar bağımlıyız.

Ekonomik ilişkilerde Avrupa ve ABD ile istesekte istemesekte birbirimize katlanmak zorundayız.

O zaman bir yerlerden başlamak ve ‘Tamam da bu kadarı da fazla’ demek zorundayız, dış ilişkilerde.

Bunu yapmayıp, bu Aziz Milletin geleceğini riske etmeye devam edersek, korkarım Ortadoğu’daki bataklığın içinden çıkmamız hayli zor olur.

Türkiye Cumhuriyeti yedi düvele başkaldırılarak vatan haline geldi.

Atatürk bunu, önce milletini bir amaç doğrultusunda birleştirerek ve seferber ederek yaptı.

Ama bu gün, hem de Cumhuriyet Bayramı’nda  Cumhurun başındaki, ülkenin en büyük ikinci partisinin yöneticilerinin elini sıkmıyor, dışarıdaki onca sıkıntı ve soruna rağmen,  halkın oylarıyla yönetime getirdiği yerel yöneticilerin elini-kolunu bağlayacak yasal düzenlemeler peşinde koşuyorsa, herkesin şapkasını önüne koymasının zamanı geldi de geçiyor bile.

Yani dostlar, önceliğimiz olmalı Yurtta Barış ve istikrar..

Yazarın Diğer Yazıları