Ahmet ZORLU

ALIŞTIRA, ALIŞTIRA..

Ahmet ZORLU

Gelenekçi toplumlar, yeniye ve yeniliğe temkinli yaklaşır, benimsemekte tereddüt eder.

Onun için toplumlara, yeni ve farklı şeyleri sunarken ambalajını iyi hazırlamalısınız.

İçindekinden çok, ambalajına bakar ve sunulanı ona göre kabullenir ya da reddeder bazı toplumlar.

Mesela Türkiye’de mezara gömdüğümüz! Demokratik Parlamenter Sistem yerine bize dayatılan ‘Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ ni ele alalım.

Halk Oyuna sunulduğu zaman nasıl cafcaflı bir ambalajı vardı, hatırlayın.

Memleket uçacaktı, işler beklemeden yapılacaktı, dünya devi haline gelecektik değil mi?

Peki uçtuk mu?

Uçtuk Allah var, ama kanatların büyüklüğünü hesaplayamadığımızdan kalkıştan kısa süre sonra milletçe çakıldık, şimdi bu sistemin enkazından nasıl kurtulup yeniden Parlamenter Demokratik Sistemi elde edeceğiz, onu tartışıyoruz.

Kaderimizi bir kişinin iki dudağı arasına hapseden bu sistemden bir tek kişi memnun, onun da adı ‘Anayasa Profosörü Burhan Kuzu..’

O bile, ‘Aksayan yerlerini onaralım yeniden uçar’ diyebiliyor ancak.

Seçim dönemlerini hatırlayın.

Vatandaşlarımızın büyük bölümü, yerli otomobil fabrikalarımızın, yerli uçak fabrikalarımızın tıkır tıkır çalıştığını sanıyor.

Zira seçim söylemleri hep, “Yerli uçağımız göklerde” diye başlıyor.

Bırakın yerli uçağı, bazılarımız! Uzaya askeri üs kurduğumuzu sanıyor, biliyor musunuz?

Yani hayaller Paris, gerçekler Uganda..

Hayatımız her ay bir misli daha yaşanmaz, daha pahalı hale geliyor, Ama Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Hazine ve Maliye Bakanı çıkıp, ‘Gelecek ay bu aydan daha iyi olacağız” diyorlar, biz de ‘Hadi bakalım gelecek ayı da bekleyelim’ diyoruz, ama gelecek ay daha kötü çıkıyor.

Doların değeri arttıkça, neredeyse her gün akaryakıt ve ürünlerine zam geliyor.

Yandaş medyada tek satır haber yok.

Ama ara sıra akaryakıtta üç kuruş indirim yapılarak milletin gazı alınırken yandaş medya kurumlarının manşeti indirim haberlerine tahsis ediliyor.

Toplumun kahır ekseriyeti sabit gelirli.

Mayıs’ta yaptığınız haftalık ya da aylık alış-verişe bir hafta sonra, bir ay sonra yüzde 10-15 zam geliyor. Ama ne hikmetse aylık enflasyon rakamlarını düzenleyen kurum utanmasa eksi enflasyon açıklayacak.

Yani ücretler yılda yüzde 8, giderler yüzde 80 artıyor.

Yandaş Bürokratı 4 Maaşa kavuşturan atamalar sosyal medyada haberleştirilince, dikkatler başka noktaya odaklansın diye ‘Din Motifli’ bir tartışmanın fitili ateşleniyor, unutuveriyoruz Hamza Yerlikaya’nın talihli maaşlarını.

Tartışma kapatmadı mı konuyu, hala millet vicdanını sızlatan uygulamalardan birine mi odaklanıp kaldık.

Yüce yargı ne güne duruyor. ‘Yasakladım bu konudan bahsetmeyi” dedi mi, sıkıysa konuş, sıkıysa yaz, sıkıysa sosyal medyada paylaş.

Bir de Mercedesli, İphone’li beslemeler var, sosyal medyanın ve yandaş gazetelerin köşe başlarına yerleştirilen.

Bu güruhun, İstiklal harbinde Türkün yanında durmayan,Yunan’a bir mermi atmayan, Cumhuriyetin ilanından sonra isyan çıkarıp "Bir Türk öldürmek, 70 gavur öldürmekten daha sevaptır" diyen,  veya ‘Keşke Yunan Galip Gelseydi’ diyebilen hainleri, bu ülkeyi küllerinden, yeniden kuran ecdadla kıyaslamaları yok mu?

Yaşanan sıkıntılardan, dikkatleri başka noktalara çekme adına, yalan söylüyorlar, ecdada küfrediyorlar, hainleri kahraman, kahramanları hain diye yutturmaya çalışıyorlar, ama görünmez bir el bunların sırtlarını sıvazlamayı sürdürüyor.

Yani sevgili dostlar, öyle bir kumpanyanın içine düştük ki, sormayın gitsin.

Bu ülkenin geleceği için kaygı duyanlar hain,  ‘Olacağına varır, biz su akarken testimizi dolduralım’ diyenler baş tacı.

‘Emekli aç, işsiz çaresiz, üretim kalmadı, gelecekten umudumuzu kesme noktasındayız’ diyenler PKK’lı ya da Fetöcü olarak yaftalanıyor, “Her emeklinin yastık altında bir 50 bin doları vardır” diyen hokkabazlar fikir adamı, ilim sahibi..

“Ben cahilin ferasetine güveniyorum” diyenler üniversitelerde saygın hoca!,  ‘Üniversiteler özerk olmalı, her fikir açık açık tartışılmalı” diyenler KHK’lı.

“Sizden önceki başkan 500 bin lira rüşvet aldı” diyen isim bakan, rüşvet aldığı iddia edilen adam hakkında hiçbir hukuki işlem yapılmıyor..

Partiden pırtması muhtemel bakan ve vekil eskileri, ne kadar yönetim kurulu üyesi koltuğu varsa oralara yerleştirilmiş ama hiç biri de çıkıp, “Kardeşim ben ne anlarım bankacılıktan. Bu göreve ehil insanlar gelmeli, görevi kabul etmiyorum” demiyor, diyemiyor.

Ancak lafa geldiğinde ise, “Vatan, Millet Sakarya..”

Muhalif iseniz, hele iktidara karşı bir varlık ortaya koydu iseniz, 7 yıl önceki bir tweetiniz yüzünden 8-9 yıl hapis cezası alıyorsunuz.

Ya da PKK’lı veya Fetöcü olarak damgalanıyorsunuz.

Fakat ne hikmetse aynı dönemde, çadır mahkemelerinde PKK’lıları aklatan ya da Pensilvanya’ya gidip Fetullah Gülen’in sümüklü mendilini hatıra olarak Türkiye’ye getirenlerdenseniz, makbul adamsınız.

Velhasıl dostlar, güzel ülkem, güzel milletim inançlar, kavramlar,  bilgiler kargaşası için her geçen gün biraz daha cehaletin, biraz daha sefaletin, biraz daha ataletin kucağına oturtuluyor ve çaresizlik içinde izliyor başına gelenleri, gelecekleri.

 

Yazarın Diğer Yazıları