ACZİYET KUTLANMAZ
Ahmet ZORLU
Acziyet kutlanmaz, ondan dersler çıkarılır, bir daha yaşanmaması için gereken önlemler alınır.
Görevi ihmalin bir bedeli ve yaptırımı olur. Görevini yapmayan en azından görevden alınır.
Gaylet ve Delalıt, devlet yönetiminde affedilmesi mümkün olmayan suçlardır, zira onlardan sonra hıyanet gelir.
Devlet kademesinde yönetici görevini yasaların ona verdiği yetkiler çerçevesinde icra eder, amirinden gelen ve yasal olmayan hiçbir emri yerine getirmez, amir ısrar ederse emrin yazılısını talep eder.
Devlet görevinde, yönetici konumunda bulunan herkes, verdikleri kararlarda, yaptıkları uygulamalarda Anayasa ve Yasalar önünde sorumludur. Allah’tan ve Millet’ten Af Dilemek, o yöneticinin yasalar önünde hesap vermesine engel değildir.
15 Temmuz İhanet Kalkışması’nın üzerinden tam 3 yıl geçti.
Bu ihanetin oluşması için, baş hainin çeşmesine bol sıfırlı çekler taşıyan, onun her Ricasını, Emir telakki eden, devletin anahtarını kendisine altın tepside sunanlar, kentlerin meydanlarında ‘Kuzu Postuna’ bürünmüş, Fetö’yü Tel-in etkinliklerinde baş roldeler.
Hatta içlerinden bazıları, satılmış kalemleri kullanarak kendilerini adeta darbeyi bastıran kahraman! olarak göstermiyor mu, işte bu beni deli ediyor.
Efendiler Mesele gayet basit.
Önce şu sorulara cevap verilmesi gerekir.
Fetö denilen ihanet yapılanmasının harp okullarından alıp generalliğe kadar taşıdığı adamların önünü açan yöneticiler kimler?
Fetö denilen ihanet yapılanmasının eğitimi ele geçirmek için açtığı öğrenci yurtlarının, okullarının arsalarını hangi yöneticiler tahsis etti. Bu yurt ve okulların yapımına hangi yöneticiler sponsor ve sözde hayırsever ayarladı?
Fetö’nün uşağı hangi isimleri, hangi tepe yöneticiler bakanlar kuruluna atadı?
Sporcusundan sanatçısına kadar, Fetullah Gülen denilen sapığın himaye ettiği isimlere hangi yönetenler bol sıfırlı kazançlar elde etmelerinin yolunu açtı?
“Fetullah Gülen Hocaefendiye Fetö diyemezsin, haddini bil” diyen isimleri hangi hükümetler yıllarca el üstünde tuttu?
“Fetullah Gülen Hocaefendi, Memleketimizin yetiştirdiği değerli bir kıymettir.” diyen zata hangi irade yıllarca Adalet Bakanlığı, Başbakan Yardımcılığı yaptırdı?
“Gel artık, bitsin bu hasret” diye gözyaşı döken, “Devletin Kozmik Odasına girilmesini sağlayan” ikiyüzlü adam şimdi nerede hangi görevde?
Bu ihanet yapılanması devleti ele geçirirken, bu devletin istihbarat örgütleri ne iş yapıyordu. Hangisinin başındaki kişi çıkıp hesap verdi, ya da kendisinden hesap soruldu?
Fetö Kararnameleri ile devlet kademelerinden atılanların yerlerine Menzilcileri, İsmailağa Cemaati mensuplarını, Erenköy Cemaati mensuplarını yerleştiren, buna karşılık Atatürkçüleri, Demokrat ve Cumhuriyetçi kamu çalışanlarını Fetö Torbasına doldurup tasfiye eden irade kimdir?
Efendiler, beyler, ağalar 2 binli yılların başında da aynı şeyi söylüyordum, bu gün de aynı görüşteyim;
Fetö İhanet Yapılanması’nın Mimarı CIA ve MOSSAD’dır.
Ermeni Terörü, PKK Terörü, Alevi-Sünni bölünmesi gibi projelerle başarılı olamayan ABD Emperyalizmi, Fetö kalkışması ile bir iç savaş çıkarmayı prova etmiştir.
Bu gün, Fetö kalkışması sonucu adalete hesap verenler, Türkiye’yi 15 Temmuz’a getirenlerin onda biri bile değildir.
Fetö’yü ihya eden, onu devleti ele geçirecek noktaya getiren irade halen Türkiye’de iktidardır.
Dolayısıyla 15 Temmuz, ulusal yas günü olmalıydı, birileri için de utanç günü olarak hatırlanmalıydı.
Ama öyle mi?
Maşallah sokaklar düğün bayram.
Baksanıza, 15 Temmuz Gecesi bir milletvekilimiz, bu kentin Valisi ve Emniyet Müdürü yerine, İlim Yayma Cemiyeti Başkanına vermiş Talimatı;
“Oğuz Operasyonu başlat” demiş ve bastırılmış 15 Temmuz İhanet Kalkışması.
Ve bu talimatın yıldönümünde kutlama programları yapılıyor.
Meydanlarda kurulan çadırlarda, pijama-çekirdek partileri veriliyor.
Yani diyeceğim efendiler;
Siz bu ülkenin Genelkurmay Başkanı, ‘Silahlı Terör Örgütü yöneticisi olmaktan’ müebbet hapse mahkum edilirken yaşadığınız sessizliğin utancı ile anılacaksınız..
