Ahmet ZORLU

ACININ YILDÖNÜMÜ..

Ahmet ZORLU

“Deniz kenarında yedi yıl boyunca atılmış insan kemikleri vardı. Kargalar erkek sakallarından ve kadın saçlarından yuvalarını kurarlardı. Deniz yedi yıl boyunca karpuz gibi insan kafataslarını atıyordu. Benim orada gördüklerimi düşmanımın bile görmesini istemem” 
Bu sözler, 1864 yılında yaşanan Büyük Çerkes sürgünü sonrası, ölümü iliklerine kadar yaşayan Çerkes Büyüklerinden birine aittir.. 
Yaklaşık 300 yıl süren Osmanlı-Rus savaşında, Rusların galip gelmesinin ardından Osmanlıyı destekleyen Çerkeslerin anavatanlarından sürgün edilmeleri ve soykırıma uğramalarının üzerinden 153 yıl geçti. Dönemin Rus belgelerinde ve gazetelerinde "Dağlılar" olarak söz edilen Çerkeslerin sürgünü sırasında 1,5 milyon insanın sürgün edildiği bunlardan 500 bininin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Her yıl Çerkes Soykırım ve Sürgünü'nü anma etkinliklerinin düzenlendiği 21 Mayıs tarihi ise Rus ordularının Mzımta nehri civarında nihai zaferi kazandığı tarihi ifade ediyor.
Çerkesler için 21 Mayıs, Çerkes halkının belleğine kazınan tüm acıları, savaşları, insanlık dışı uygulamaları dünyaya haykırmak istediği gündür. Birbirinden koparılmış ve farklı coğrafyalara dağıtılmış halkın birlikte yaşama irade ve arzusunu haykırdığı bir gündür.
Çerkesler pek balık yemez, neden biliyor musunuz. 
Bu gün Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yaşayan her çerkesin 1864’de mutlaka bir büyüğüne mezar olmuştur Karadeniz de ondan..
Ataları 1864, 21 Mayısını yaşamış biri olarak, bu gün dilerseniz o korkunç dönemi tanıkları ve tarihçiler anlatsın;
Grand Dük Michael: "Dağlılar teslim olmuyor diye biz görevimizi yarıda bırakamazdık. Yarısının temizlenebilmesi için öbür yarısının yok edilmesi gerekiyordu."
Kafkasya Orduları Kurmay Başkanı Milyutin: "Dağlıları, zorla ve bizim istediğimiz yerlere göndermeliyiz. Gerekiyorsa Don yöresine sürmeliyiz. Bizim esas gayemiz Kafkas dağlarının eteklerindeki bölgelere Rusları yerleştirmektir. Ancak bunu şimdiden dağlılara hissettirmeyelim.
General Yevdokimov: "Batı Kafkasların fethi ile ilgili plan açısından şimdi de kıyı şeridini temizlemeliyiz."
Lev Tolstoy: "Köylere gece karanlığında dalıvermek adet haline gelmişti. Gece karanlığının örtüsü altında Rus askerlerinin, ikişer üçer evlere girmesini izleyen dehşet sahneleri öylesineydi ki, bunları hiçbir rapor görevlisi aktarmaya cesaret edemezdi."
Grand Dük Michael: “Savaşın sonlarında Çerkes beylerinin mağlup olduklarını, Rus yönetimini kabul ederek kendi topraklarında yaşamalarına izin verilmesini istediklerinde verdiği cevap: "Size bir ay süre veriyorum. Bir ay içerisinde ya Kuban ötesinde gösterilecek yere gidersiniz ya da Osmanlı topraklarına gidersiniz. Bir ay içerisinde sahile inmeyen köylüleri ve dağlıları savaş esiri sayıp ona göre işlem yapacağız."
St.Petersburg Gazetesi: "Savunmaları ile ölümsüzleştirdikleri sahillerden kaçış başladı. Çerkesya artık yok. Dağlardaki artıkları da askerlerimiz yakında temizleyecek ve savaş kısa zamanda sona erecek..."
A.P. Berje: "Novorosisk limanında 17.000 Çerkes'in çektiği eziyeti ve başlarına gelen afetleri hayatım boyunca unutmayacağım. Kış aylarına rastlayan bu dönemde onca insan burada bir aydan fazla bekletildiler. İnsan kalbine kılıç gibi saplanan bir çok olaya şahitlik ettim. Ruslar Çerkesler'e hayvanlara bile yapılmayacak şeyler yaptılar. Şu gördüğüm olayları kağıda gözyaşım damlamadan nasıl yazacağım?"
The Times (9 May 1864): "Önümüzdeki 2-3 ay içerisinde en az 300,000' kişinin bu ülkeye sığınacağı hesaplanıyor. Bu sayının yarısı kadar insan şu anda kendilerini Türkiye'nin Kara Deniz kıyılarına taşıyacak ulaşım araçlarını arıyor. Maalesef bu amaçla bir ulaşım aracı bulmak çok zor. Türk hükümeti bu amaçla her türlü maddi teşvik sağlıyor fakat nafile. Şimdi bazı askeri birliklerin bu amaçla kullanılması düşünülüyor fakat bu da yeterli olmayabilir. ... Saray, talihsiz göçmenlerin korumasız kıyılara, aşırı yüklü küçük teklenelere sürüklenmesi yerine düzenli ve sistemli ulaşımı sağlamak için Rusya hükümeti ile Kara Deniz'deki limanların açılması konusunu görüşüyor."
Albay Teophil Lapinsky: "Göçmenlerin sorunu felakete dönüşüyor. Açlık ve hastalık had safhada. Trabzon'a gelen 100.000 kişi 70.000 kişiye indi. Samsun'a 70.000 kişi indi. Günlük ölü sayısı 500 kişidir. Trabzon'da bu sayı 400 kişidir. Gerede Kampı'nda 300 kişi, Akçakale ve Sarıdere'de günlük ölüm 120-150 kişi arasındadır.
Justin McCarthy 1864'e kadar 600.000 Çerkesin Osmanlı İmparatorluğu'na geldiğini, bunların üçte birinin o dönemde hayatını kaybettiğini, 1864'den sonra gelenlerin sayısının ise daha fazla olduğunu belirtmektedir. (Justin McCarthy, "Factors in the Analysis of the Population of Anatolia, 1800-1878", G. Gilbar (der.), Asian and African Studies, 1987, 21(1): 33-63.
Stanislav Lak'oba'nın tahminine göre 1866 sonu itibariyle 1 milyon Çerkes sürgün edilmiştir. (Stanislav Lak'oba, "History: 18th Century-1917", G. Hewitt (der.), The Abkhazians: A Handbook, Londra: Curzon, 1999)
Stephen D. Shenfield'e göre Çerkes nüfusunun yaklaşık yarısından fazlası resmi istatistiklerde hesaba katılmamış, sürgün yollarında en az bir milyon kişi hayatını kaybetmiştir. (Stephen D. Shenfield, "The Circassians: A Forgotten Genocide?", Leven & Penny (der.), The Massacre in History, New York: Berghahn, 1999)
Kemal Karpat 1859-1879 arasında çoğu Çerkes olmak üzere yaklaşık 2 milyon Kafkasyalının göç ettiğini, bunların sadece 1.5 milyonunun yeni yerleşim yerlerine ulaşabildiğini, 1881-1914 döneminde ise 500.000 kişinin daha Osmanlı topraklarına geldiğini tahmin etmektedir. (Kemal Karpat, Ottoman Population 1850-1914, Madison, WI.: University of Wisconsin Press, 1985)
Alan Fisher'e göre, "Kırım ve Kafkasya'dan gelen mültecilerin sayısını kesin olarak belirlemek mümkün değildir. Kafkasya'dan ayrılanlar acele ve düzensiz bir şekilde, sayılacakları veya kayıtlarının tutulacağı resmi bir sınır noktasından geçmeden anayurtlarından ayrılmak zorunda kalmıştır." (Alan Fisher, A Precarious Balance, Analecta Isiana XL, İstanbul: Isis, 1999)
Çar’ın insanlık dışı uygulamalarına uzun yıllar direnmiş şanlı Çerkes toplumunu saygı ve şükranla anıyor, 21 Mayıs dendiğinde yüreğinde hala sızı hisseden tüm çerkesleri, düzenlenecek anma etkinliklerine katılmaya ve katkıda bulunmaya çağırıyorum..

Yazarın Diğer Yazıları