Kayseri Barosu: 304 kadın sadece kadın olduğu için öldürüldü
8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle açıklama yapan Kayseri Barosu Başkanlığı Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Eylem Sarıoğlu, geçen yıl 304 kadının sadece kadın olduğu için öldürüldüğünü açıkladı. Ayrıntılar Kayseri Olay Gazetesi olarak hazırladığımız haber bülteninde…
8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Kayseri Barosu Atatürk Anıtına çelenk sunarak, açıklamalarda bulundu. Cumhuriyet Meydanı’nda Kayseri Barosu Adına açıklama yapan Kayseri Barosu Başkanlığı Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Eylem Sarıoğlu, İstanbul Sözleşmesi’nden hukuku aykırı ve keyfi bir biçimde çıkıldığını belirterek, “Cumhuriyetimizin devrim yasalarından olan, kadın ile erkeği eşit konuma getirmeyi amaçlayan laik Medeni Kanunumuz ve diğer düzenlemelerde örgütlü kadın mücadelesi sonucunda yasal güvenceye kavuşturulan kazanımlarımızın, daha ileriye taşınması gerektiğini; toplumsal cinsiyet eşitliğinin mutlak surette sağlanmasını; kadına yönelik şiddeti önleyici bütüncül politikaların geliştirilmesini; cinsiyete dayalı ayrımcılığın ve şiddetin son bulmasını savunurken İstanbul Sözleşmesi’nden hukuka aykırı bir biçimde keyfiyetle çıkıldığı, bir günde 8 kadının katledildiği, uygulanan cezasızlık politikalarının erkek failleri daha da cesaretlendirdiği ne yazık ki hepimizin malumu. 2023 yılı verilerine göre 304 kadın sadece kadın olduğu için öldürüldü, 232 kardeşimiz ise şüpheli bir şekilde öldü. Her yıl dramatik bir şekilde artan bu rakamların bize gösterdiği kadın cinayetlerinin önlenmesi konusunda alınan önlemlerin yetersiz olduğudur. Bu yetersizliğin sebebi de yasal kazanımlarımızın tartışmaya açılmasıdır.” dedi.
Medeni Kanun’da yer alan ve en temel hak olan boşanma, velayet, nafaka hakkı başta olmak üzere, 6284 sayılı yasa ile elde edilen kazanımların tartışmaya açılmasını kabul etmediklerini belirten Sarıoğlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü: ‘Kadın meslektaşlarımız her zaman kadın mücadelesinin en önemli bileşenleri olarak en önde yer aldılar. Buna rağmen bugün bürolarımız ve adliye koridorları dahi bizim için güvenli olmaktan uzak.
Taleplerimiz çok açık. Yaşam hakkımız başta olmak üzere, güvenli kentlerde, emeğimizin karşılığını aldığımız, eşit işe eşit ücret taleplerinin karşılandığı, kadın yoksulluğunun olmadığı bir dünya. Kadının yaşam hakkı başta olmak üzere haklarını korumakla yükümlü olanların bu konuda sessiz kalmalarını kabul etmiyoruz. Yaşam hakkımızı ihlal edenlerin her zaman karşısında olacağımızı ve haklarımızı her zaman savunacağımızı bir daha yüksek sesle tekrarlıyoruz.
Geçen yıl yapmış olduğumuz basın açıklamasında o anda çok yeni olan depremden kaynaklı acılarımızı ve sorunlarımızı ortaya koymuştuk. Maalesef aradan geçen bir yıl içinde deprem bölgesinde barınma başta olmak üzere adalete erişim ve çalışma hayatından kaynaklı sorunların çözülmediğine tanık oluyoruz. 6 şubat tarihinden bu yana enkazın altından hala çıkamadık, Afetin yarattığı mağduriyetler kadınların barınma, kıyafet, yemek ve hijyenik ihtiyaçlar ile nakdi yardımlara varana kadar yaşadığı eşitsizliklerin yanı sıra haklarına erişiminin de imkansızlaşması konusunda yaşanmaktadır.
Yaşanan bu toplumsal felaketlerin kadınlara daha çok şiddet ve ayrımcılık olarak döndüğünü biliyoruz. Bu nedenle önlemlerin artırılması çok hayatidir. Biz kadın avukatlar olarak bu hususlarda da acil adımlar atılmasını talep ediyoruz ve çözümün parçası olmaya geçen yıl olduğu gibi bundan sonra da hazır olduğumuzu ifade ediyoruz.
Kadınların yıllardır büyük bir inançla ve azimle sürdürdüğü bu mücadele karanlık zihniyetlere savaş açmış, çağdaş, laik ve eşit bir hayatın sağlanması yönünde önemli adımlar atılmasına neden olmuştur.
Kadının toplum yaşamı içinde olmadığı, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmadığı bir toplumun gelişmesi mümkün değildir.
Kayseri Barosu olarak; uzun yıllar kadın mücadelesi sonucunda elde edilen kadın hak ve kazanımlarından bir nebze dahi geriye götürecek her türlü söylem, girişim, eylem ve karanlık zihniyetin karşısında olacağımızı bir kez daha vurguluyor; kadının insan haklarının yaşama geçirildiği, kadının hayatın her alanında erkekle eşit konumda ve özgür bir birey olarak var olduğu; ayrımcılık, yoksulluk ve şiddetin son bulduğu, kadın emeğinin görünür olduğu bir dünya özlemiyle mücadelemizi ve dayanışmamızı sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.
Yaşanan tüm sorunlara karşı dayanışma ile mücadele eden kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününü kutluyoruz. Kadın hukukçular olarak bu mücadelenin bir parçasıyız ve herkesi mücadele ve dayanışmayı birlikte büyütmeye çağırıyoruz.’