İYİ Partili Ataman dan şok iddia: Sıra Anatamire ve Hava İkmale de gelecek
İYİ Parti Kayseri Teşkilat Başkanı emekli Albay M.Sebati Ataman, 'Cumhuriyet kazanımlarının bir bir elden çıkması ve adeta hafızalardan silme girişiminin son halkaları olan ve gerçek anlamda 'beka' sorunu yaratacak' dedi.
İYİ Parti Kayseri Teşkilat Başkanı emekli Albay M.Sebati Ataman, ‘Cumhuriyet kazanımlarının bir bir elden çıkması ve adeta hafızalardan silme girişiminin son halkaları olan ve gerçek anlamda ‘beka’ sorunu yaratacak’ dedi. Ataman, askeri stratejik fabrşkaların özelleştirilmesine de tepki göstererek, ‘Fabrikanın göz göre göre millilikten çıkarılması kabül edilemez. Sıra Anatamir’e ve Hava İkmal’e de gelecek’ iddiasıyla da dikkat çekti.
Ataman, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: 20 Aralık 2018 Tarihli ve 30631 Sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan 481 sayılı Özelleştirme İdaresi ile ilgili Cumhurbaşkanlığı kararı ile; Milli Savunma Bakanlığı Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü 1’nci Ana Bakım Merkezi Müdürlüğü işyerinin tüm mal ve hizmet üretim birimleri (fabrika) ‘milli savunma sanayiinde ülke kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasının sağlanması ile fabrikanın işletme verimliliğinin arttırılması ve yeni iş/üretim imkanları oluşturmaya yönelik yatırımların özel sektör tarafından yapılacağı’ gerekçe gösterilerek özelleştirme kapsam ve programına alındığı ilan edilmiştir.
Fırtına Obüs’ünü sıfırdan üretmesi, tank modernizasyonunda tecrübe, bilgi ve deneyime sahip yetişmiş işgücü, son 10 yılda 3 defa özel sektörü bile gıpta ettirecek şekilde Milli Prodüktivite Merkezi’nin en verimli işyeri olarak tescil ettiği, Dünya’daki ilk beş arasındaki bir işyeridir. Bu fabrikanın bu gün yeniden kurulması sadece 20 milyar dolarlık bir yatırımı gerektirmekte, bilgi ve tecrübe oluşumu ise en az 10 yılı bulmaktadır. Fabrikada Fırtına Öbüs seri üretimi, gündüz ve gece görüş dürbünleri üretimi, dünyanın en uzun süre dayanıklı tank ve tırtıllı araç paleti % 100 milli olarak yapılmakta, Leopard 1 ve 2 tanklarının ve diğer tankların modernizasyonu tamamen sökülerek yeniden yapılması şeklinde modernize edilmeye devam edilmektedir. TSK’nın mevcut taleplerine bile yetişmekte zorlanmaktadır. Fabrika, 1 milyon 804 bin metrekarelik her türlü yeni yatırıma müsait çok geniş bir arazi üzerinde kuruludur. 500 ile 700 milyon dolarlık bir yatırımla 6 ay içerisinde seri Altay tankı üretim kapasitesi Savunma Sanayi Başkanlığı tarafından tespit edilmiş, bizzat Başkan ve MSB Bakan yardımcısı tarafından, Altay tankının ana üretiminin bu fabrika tarafından MSB-ASFAT A.Ş kanalıyla yapılacağı deklere edilmiştir. Fabrika, ülkemiz savunma sanayii açısından vazgeçilemez kritik önemde ve tekrar yerine konulması mümkün olmayan stratejik önemdeki bir tesistir. 10 yıldır sadece prototipi için ALTAY tankına 1 milyar doların üzerinde ülkemizin kaynakları harcanırken, ülkemizde ALTAY tankını az bir yatırımla, 100 kadar yeni işçi alımı yapılarak 6 ayda seri üretimi yapabilecek devletin elindeki tank üretme kapasitesi ve tecrübesi olan fabrikamız, hiçbir tank ve obüs üretme yeteneği ve kapasitesi olmayan, adrese teslim olarak alacağı kesin olan Ethem Sancak ve Katar girişimine havale edilmesi kabul edilemez, kendi silahlı kuvvetlerine ve stratejik işbirliği içerisinde olduğu dünyanın diğer silahlı kuvvetlerine üretim ve satış yapmakta olan böyle bir fabrikanın göz göre göre millilikten çıkarılması kabül edilemez. Kara Kuvvetleri Komutanlığının zırhlı ve tırtıllı araçlarının, tanklarının, Fırtına Obüslerin kalbi elinden alınmaktadır. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı’na bağlı Askeri Fabrikalar ve Tersaneler Anonim Şirketi (ASFAT A.Ş.) adı altında zaten 2 yıl önce bu amaçla kurulmuş olup, bu şirketin tüm askeri fabrikalarla, askeri tersanelerle, yurt içi ve yurt dışı firmalarla, askeri fabrika ve tersanelerin imkanlarını kullanarak ortak üretim, ortak kullanım ve çalışma yapması imkanı varken, Fabrikanın özelleştirilerek tamamen devredilmesi milli değerin elden çıkarılması anlamına gelmektedir . Anayasa’mızın Savunmanın devletin görevi olduğu, savaşa hazırlık yapması gerektiği ilkesi, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Milli Savunma Bakanlığı Kuruluş Ve Teşkilat Kanununa ve en önemlisi 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu’nun 1.maddesinde sayılan ‘özelleştirme kapsamına alınabilecek kuruluşları belirleyen’ maddeye aykırıdır. 15 Temmuz hain kalkışması sonucunda Askeri binalara ve birliklere açılan savaşın sonucunda Silahlı Kuvvetlere ait birçok birlik ve kurum (ki hepsi çok değerli araziler Üzerindedir.) kapatılmış veya isimleri ve bağlantıları değiştirilerek , etkisizleştirilmiştir. Kayseri’nin Sanayi şehri olmasında lokomotif olan ve Kayseri’yi elektrik ile buluşturan ve Büyük ATATÜRK’ün emri ile açılan TEYYARE FABRİKASI yani HAVA İKMAL BAKIM MERKEZİ KOMUTANLIĞI ( ismi 2.Hava Bakım Fabrika Müdürlüğü olarak değiştirilmiştir.) ve Ana Tamir Fabrika Müdürlüğü, 15 Temmuz sonrası Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı Askeri Fabrikalar ve Tersaneler A.Ş (ASFAT AŞ) ‘ye bağlanmıştır. Yaşanan ekonomik kriz ile zaten zor durumda olan ve hergün işsizler ordusuna yüzlerce kişinin katıldığı ilimizde, binlerce çalışanı bulunan Hava İkmal ve Anatamir fabrikalarına da sıranın geleceği aşikardır. Bu fabrikaların satılması durumunda şehrimizin ekonomisine ve sosyal yaşantısına vereceği zararı düşünmek bile insanı ayrıca dehşete düşürüyor. 18 yılda Cumhuriyet kazanımlarının bir bir elden çıkması ve adeta hafızalardan silme girişiminin son halkaları olan ve gerçek anlamda ‘beka ‘sorunu yaratacak ve Ülkemizin, geri dönülmez bir hata zincirinin başlangıcı olan böyle vehametin içine sokulduğunun henüz farkına varılmadığını görmek ise özellikle eski bir asker olarak beni çok üzüyor. Umut ediyorum ki, yönetenler bu gerçeği görür ve verdikleri bu karadan iş işden geçmeden vazgeçerler.