'Yönetmelikler ve kanun değişiklikleri sürece yayılmalı'
İnşaat sektörünün 2019 yılında nasıl bir süreç geçirdiğine dair bilgiler veren Grup Avenir Türkiye Ortağı İbrahim Arık, “2019 yılı sonu başarılı geçti, 2020’den umutluyuz” dedi.
2019 yılının başlangıç olarak sıkıntılı olduğunu fakat son dönemde faiz oranlarındaki değişikliklerle iyi bir yıl olduğunu söyleyen Arık, “2019 yılı Avenir Grup olarak bizim için çok iyi bir yıl oldu. Satış ve üretim anlamında gayet iyi bir yıl geçirdik. Ülkenin geneli itibariyle ekonomik ve siyasi sıkıntıların, belirsizliğin hat safhada olduğu bir yılı biz gayet memnun bir şekilde geride bırakıyoruz. Planlı bir şekilde çalışmalarımızı devam ettirdik. Geçen sene başlatmış olduğumuz ‘Talas 325’ projemizde 5 blok üretimimiz yüzde 90 seviyelerine geldi. İnşallah 2020 Nisan ayında ilk projemizi söz verdiğimiz gibi her şeyi hazır bir şekilde Kayseri’de teslim edeceğiz ve bunun bir heyecanı var. Ayrıca bu sene açıkladığım 5 blokla birlikte toplamda 10 blok teslim edeceğimizi açıklamıştık. Diğer 5 blokta da temelleri atıldı ve yapımı devam ediyor. İnşallah yeni projeler de Temmuz 2021 gibi teslim olacak. Yeni yılda yeni projelerimiz olacak. 2019 yılı genel itibariyle bizim için iyi geçti. Başlangıç olarak çok sıkıntılı bir yıldı, kurların ve faizlerin çok yüksek olması, vatandaşın ekonomiye olan güveninin çok dipte olmasıyla başlayan bir yıldı ama son dönemde tam tersi ve umut verici oldu. Konut kredisinde faizler şu an da 0,99 gibi bir orana düştü. Mevduat kredisinde ise yüzde 13-14 gibi bir noktaya ulaşmış durumdayız. Yılsonunda ve yeni yılda daha da düşeceği ön görülüyor. Yeni yılın çok güzel geçeceğine inanıyorum çünkü faizlerin düşmesiyle konut satışlarında artış olacaktır ve bu da tabi piyasaya olumlu bir şekilde yansıyacaktır. 2020’ye bizim gibi diğer firmalarda güvenle bakıyorlardır” dedi.
‘2020 ve sonrası ülke olarak ekonomik yükselişe geçeceğiz’
Arık, 2020 yılında ve daha sonraki yıllarda ekonomide ciddi düzelmeler olacağını ve yükselişe geçeceğini belirterek, “2020 yılını son 2-3 yıl ile kıyasladığımızda, bizim ülke olarak ekonomi noktasında tırmanışa geçeceğimiz bir yıl olacak. 2021 ve sonrasında daha mükemmel bir yıl olacaktır diye düşünüyoruz çünkü veriler bunu gösteriyor faizler ve enflasyon oranları düşüşte ve daha da düşecektir. Genel olarak da baktığımız zaman ülke olarak diğer ülkeler ve Avrupa ile daha iyi. Devlet kanunlar ile teşvik etmeye çalışıyor sektörü. İnşaat sektörü ön planda gittiği için, buraya bağlı bir ekonomimiz olduğu için sektörlerin de canlandırılması lazım. Hükümet de bu noktada hamleleri yapıyor. Bazı şeyler zaman alıyor. Ciddi reformlar, değişiklikler yıllar alabiliyor. İnşaat sektöründe de zor bir dönemden geçtik ve inşaat maliyeti arttığı için, konut fiyatlarının da o derecede artması gerekirken, şu an tam anlamıyla artış olmasa da yeni yılda artacaktır. Son 2 yılda olan dalgalanmaya baktığımız zaman, firmalar satış fiyatlarına yükselen maliyeti yansıtmıyorlar. Şimdilik iyi diyoruz ama senenin başından gelen bir fiyat artışı var ve bu yansıyacaktır satış rakamlarına. Burada da tabi bürokrasinin, devlet kurum ve kuruluşlarının desteklemesi lazım. Destek verdikleri noktalar tabii ki var ama bürokrasinin ağır işlediğini düşünüyoruz. Çok fazla yönetmelik değişiklikleri oluyor ve bu değişiklikler bugün inşaat maliyetlerini ve süreci ciddi anlamda değiştiriyor. İşlem süreci uzayabiliyor. Değişiklikler zaman aldığı için, kurumlara gittiğimizde oradaki personeller de haklı olarak yetersiz kalabiliyor çünkü onların da geçiş sürecinde zamana ihtiyaçları var. Biz bu değişikliklerin çok ani ve keskin olduğunu düşünüyoruz” dedi.
‘Kurumlar arası diyaloglar bizi ciddi derecede etkiliyor’
Yönetmelikteki değişikliklerin ani ve keskin olduğunu ve kurumlar arası diyalogların sektörde zaman ve maliyet kaybına neden olduğunu söyleyen Arık, Sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Bunların içinde de bazen yönetmeliklerin çakıştığı yerler oluyor. Kurumlar arasında da bazen çakışan noktalar olduğunu ve diyaloglarının iyi olmadığını görüyoruz. Bunların iyileştirilmesi lazım çünkü bugün inşaat yaparken, çok ciddi sektörleri bir araya getiriyoruz. Hatta kurumlar içinde de birçok kurumla muhatap oluyoruz. Bu kurumların işleyişi direkt olarak bizi etkiliyor ve dolayısıyla bürokrasinin biraz daha gelişmesi lazım. Kanunlar tabi ki daha iyi ve geliştirilmiş, kurallar dahilinde denetimler daha çok olsun. Biz denetlenmeyelim demiyoruz ama bunların sürece yayılması lazım. Sıkıntılı dönemlerde en azından sektörün baskı altında kalmaması lazım. Yönetmeliklerin ve kanun değişikliklerinin sürece yayılması lazım. Sıkıntılarımızın bazıları yerel yollarla çözülüyor ama bu da bir süreç alıyor. Buda bizim için maliyet demektir. Zaman ve maliyet kaybı olmaması için, kurumlar ve bürokrasinin daha planlı çalışması gerektiğini düşünüyoruz.”