'YILDIRAMAYACAKSINIZ!'
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Eğitim Sen üyeleri, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin sendikalarına gözdağı vermeye çalıştığını öne sürdü. “Eğitim Sen üye ve yöneticilerinin hemen her faaliyetinin yeni hak ihlalleri ve sürgünlerle sonuçlanmaya başlamış olması dikkat çekicidir. Bu durum, aynı zamanda, AKP hükümetinin önünde diz çökmeyen, ona biat etmeyen KESK ve KESK`e bağlı sendikalara yönelik bir gözdağıdır” diyen Eğitim Sen Şube Başkanı Ulaş Apaydın, baskıların kendilerini haklı mücadelelerinde yıldıramayacağını vurguladı.
Eğitim Sen’liler 10 Mayıs Cumartesi günü Eğitim Sen Şube binası önünde kitlesel basın açıklaması yaptı. “İşte sendika, işte KESK”, “AKP’nin memuru olmayacağız”, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Direne direne kazanacağız” şeklinde sloganlar atan Eğitim Sen üyelerine KESK’e bağlı diğer sendikalarının üyeleri ve bazı siyasi partilerin temsilcileri de destek verdi. Eğitim Sen Şube Başkanı Ulaş Apaydın, Eğitim Sen şube binası önünde yapılan basın açıklamasında, siyasi iktidarın KESK yönelik yıldırma politikası izlediğini belirterek, “KESK`e bağlı sendikaların üyeleri, yıllardır sendikal hak ve özgürlükler mücadelesi sürecinde pek çok kez baskılara, cezalara, soruşturma ve sürgünlere, hatta görevden almalara maruz bırakılmış, siyasi iktidarın yıldırma politikaları ile hizaya getirilmeye çalışılmıştır.
Eğitim Sen üye ve yöneticilerine yönelik olarak, sendikamızın mücadele tarihiyle yaşıt hale gelen baskılar, son yıllarda KESK ve bağlı sendikalara yönelik olarak çeşitli tarihlerde başlatılan yıldırma operasyonları, gözaltı ve tutuklamaların ardından daha da şiddetlenmiştir. Bu dönemde özellikle Gezi direnişi sürecinde ülke çapında başlatılan "cadı avı"nın bütün hızıyla sürdürülmesi dikkat çekicidir. AKP`nin ideolojik çizgisinde siyasallaşmış idari makamların disiplin soruşturmaları, verdikleri sürgün ve görevden alma kararları bizler için ne ilktir ne de son olacak gibi görünmektedir” dedi.
KINAMA, SÜRGÜN, DEVLET
MEMURLUĞUNDAN ÇIKARMA!
En temel sendikal faaliyetlerin dahi suç sayıldığını belirten Apaydın, kınama, sürgün gibi cezalarla sendika üyelerinin yıldırılmaya çalışıldığını vurgulayarak, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Son dönemde gerçekleştirilen operasyonlarla gözaltına alınan ya da tutuklanan sendikamız üye ve yöneticileri yürüttükleri kamu göreviyle ilgili hiçbir suçlama yöneltilmediği halde, haklarında disiplin soruşturmaları başlatılmıştır. KESK`e bağlı sendikalar içinde en fazla yargılanan üyesi olan Eğitim Sen üyeleri hakkında, değişik illerde eş zamanlı olarak disiplin soruşturması başlatılmış olması dikkat çekicidir. Soruşturma sonucunda bazı illerde ‘uyarma` veya ‘kınama` cezaları önerilirken, bazı illerde ‘kademe ilerlemesinin durdurulması` bazı illerde de ‘devlet memurluğundan çıkarma` cezası önerilmiştir. Bazı illerde soruşturma sonucunda disiplin cezaları yanında sendika üye ve yöneticilerinin görev yerlerinin de değiştirilmesi, yani sürgün edilmesi önerilmiş ve bazı arkadaşlarımız için sürgün kararları alınmıştır.
En temel sendikal faaliyetlerin bile suç sayıldığı, örgütlenme ve ifade özgürlüğünü önemseyen, savaşlar karşısında barışı savunarak demokratik tepkilerini gösteren üye ve yöneticilerimizin son derece keyfi gerekçelerle sürgün edilmesi, görevden alınmak istenmesi hangi "ileri demokrasi" anlayışına, hangi adalete, hangi hukuka sığmaktadır?
Eğitim Sen üye ve yöneticilerinin hemen her faaliyetinin yeni hak ihlalleri ve sürgünlerle sonuçlanmaya başlamış olması dikkat çekicidir. Bu durum, aynı zamanda, AKP hükümetinin önünde diz çökmeyen, ona biat etmeyen KESK ve KESK`e bağlı sendikalara yönelik bir gözdağıdır. Sendikal özgürlükler, demokrasi ve barış mücadelemizi abluka altına alarak bizleri yolumuzdan döndürmek isteyenler, ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar başarılı olamayacaklardır.
CEZALAR RASLANTI DEĞİL
Son dönemde cezaların arttığına dikkat çeken Apaydın, bunun tesadüf olmadığını ifade belirterek, “KESK`e bağlı sendikaların üye ve yöneticilerine karşı uygulanan sürgün ve cezaların son dönemde artmış olması bize göre kesinlikle rastlantı değildir. Geçtiğimiz birkaç yıl içinde ülkenin dört bir yanında emek ve demokrasi güçlerine karşı gerçekleştirilen gözaltı ve tutuklamalar ile hukuksuz bir şekilde idari kararlarla gerçekleştirilen sürgün ve cezalandırmaların nedeni bize göre aynıdır. AKP, her konuda olduğu gibi, demokrasi ve özgürlükler konusunda da sadece kendine demokrat, kendine özgürlükçüdür. Kendisi gibi düşünmeyen, zulme karşı boyun eğmeyen herkes bugün siyasi iktidarın hedefi haline gelmiştir. Böylesine büyük bir abluka ortamında geri adım atmamız, savunduğumuz ilke ve değerlerimizden vazgeçmemiz asla mümkün değildir.
Buradan AKP hükümetine, Milli Eğitim Bakanlığı`na ve siyasi iktidarı temsil eden diğer yetkililere sesleniyoruz: Bizler, bugüne kadar olduğu gibi örgütlü mücadelemiz ile bu kuşatmayı kırmaya kararlıyız. Soruşturma, sürgün ve cezalandırmalara karşı bugüne kadar sürdürdüğümüz örgütsel ve hukuksal mücadelemiz bundan sonra da aynı kararlılıkla sürecektir. Bugüne kadar mücadelemizi engellemeyi başaramadığınız gibi, bugünden sonra da başaramayacaksınız” şeklinde konuştu.
Nejdet KALA