Cafer ZENGİN

Yönetenlerin sabır, keyfi yerindelerin şükür yaydığı bir zamanda Aşure ekonomisi!

Cafer ZENGİN

Yaşanan ekonomik sıkıntılar her alanda acımasızca etkisini gösteriyor.
İnsanlar, şu kısacık ömürde hep hayallerini ertelemek zorunda kalıyor. 
Alacaklarını alamayan, giyeceğini giyemeyenler, gezeceği, göreceği yerlere gidemeyenler, memlekete bile hasret kalanlar, sıla-i rahimi rüyasında bile göremeyenler, iktidarın çözüm paketi olan 'sabır' ekonomisini sadece izliyor.
Bu sabır ekonomisi, keyfi yerinde olan bazı çevrelerce topluma 'şükür' ekonomisi olarak yansıtılıyor. 
Yönetenler sabrı, bu düzen nedeniyle durumu iyi olanlar ise çevreye şükrü yayıyor!
Sabır ve şükür arasında sıkışan vatandaş ise çıkış için yol arıyor, nefessiz kalıyor. 
Aylar geçiyor, yıllar geçiyor, ömür geçiyor ama bu ülkede alım gücü artmıyor, aksine her geçen gün daha da dibe gidiyor. 
Enflasyon canavarını, garip vatandaş bir türlü doyuramıyor!
Bu maaşlar kaşık, geçim ise havuz  düzen ne 12 bin 500 alana ne 15 bin 500 alana, ne de 17 bin 2 lira alana yetiyor. 

                                                         ********************

Sabır ile şükür arasında kalan vatandaşın şu günlerde karşı karşıya kaldığı 'Muharrem ayı, Aşure yapsak mı yapmasak mı?' sınavı da önceki yıllarda olduğu gibi ev ekonomisi üzerinde acımasızca etkisini sürdürüyor. Cevabı ise süründürüyor. 
Çarşıya pazara çıkıp fındık alsan bir dert, ceviz alsan başka dert.
Fıstık koysan başka dert, koymasan bir başka dert.
İncir alsan dert, fasulye koymasan dert.
Üzüm alsan bütçe kurutur, badem alsan içine oturtur bu Aşure bütçe maratonu...

                                                     ********************


İşte bu Aşure çıkmazının yaşandığı şu günlerde aklıma çocukluğum yani eski Türkiye geldi!
Hani birilerine göre ‘buzdolabının ya da su içecek bardağın bile olmadığı’ o yıllar!
Ben çocukken, Annem bahçede dev kazanda Aşure kaynatır ve daha sonra bize komşulara dağıtmamız için bir kulplu kazan verirdi. Tembihlerdi ‘Kim ne kap getirirse onu doldurun’ diye.
Çünkü bilirdi ki herkes evin nüfusuna göre kap getirecekti.
Yıllar geçti zaten o bahçeli evler bitti, komşuluk gitti, ekonomi desen tükendi.
Şimdi bu ekonomik koşullarda ne dev kazanda pişen Aşureler var ne de komşuların getirdiği kapları doldurun diyen Anneler!
Demem o ki, Aşure Türkiye'dir, Türkiye Aşure'dir.
Aşure anlayana aslında her yıl çok şeydir. 
Şimdi sorarım size bu nasıl bir nerden nereyedir. 
Ülkenin ekonomisinin şifresi de bu yüzden her yıl Aşure'dedir. 


 

Yazarın Diğer Yazıları